Kartal Belediyesi tarafından ünlü ney ustası için Kartal Merkez Mezarlığı’nda bulunan kabri başında anma törenine Neyzen Tevfik dostlarını bir araya getiren anma töreninde Kartal Belediyesi Din görevlisi Vedat Özbaş tarafından dualar okundu. Ünlü neyzen için Ahmet Timuçin tarafından ney takdimi sunuldu.
Mezarında düzenlenen anmanın ardından Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde akşamda Neyzen Tevfik için saygı gecesi düzenlendi. Anma programına konuşmacı olarak Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sultan Sarı, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, eşi Feray Öz, Belediye Başkan yardımcıları,Cumhuriyet Halk Partisi Kartal ilçe Kadın Kollarından Gülçin Zaza, Kartal Belediyesi Meclis Üyeleri ve çok sayıda Kartallı vatandaşlar katıldı.
Anma gecesinde şair Niyazi Yaşar, Neyzen Tevfik’in şiirlerinden kesitler okudu. Ardından moderatörlüğünü şair Yılmaz Özdemir’in yaptığı söyleşiye geçildi. Neyzen Tevfik’in şiirlerinden kesitler sunulan söyleşide,;Neyzen Tevfik hakkında doktora tezi hazırlayan Sultan Sarı, Neyzen Tevfik’i araştırma nedenini, Türkiye’de hiciv sanatıyla ilgilenen sanatçıların fazla araştırılmamış olması ve bu alandaki eksiklikleri gidermek, yanlışlıkları, önyargıları düzeltmek amacı olarak belirtti. Sarı konuşmasına Neyzen Tevfik ile ilgili önyargıların yanlış olduğunu dile getirerek, “Pek çok yayında Neyzen Tevfik çok içen, kendini bilmeyen, küfreden ara sıra şiir söyleyen, ara sıra ney üfleyen birisi olarak lanse edilir. Aslında Neyzen Tevfik’in hayatına baktığımızda çok iyi eğitimli bir aileden geliyor. Dedesi çok iyi bir hafızdır. 24 Mart 1879’da Bodrum’da doğan Neyzen Tevfik’in asıl adı Tevfik Kolaylı’dır. Babasının memleketi Bafra'nın Kolay nahiyesi olduğu için soyadı kanunuyla "Kolaylı" soyadını almıştır. Babası Rüştiye Mektebi muallimi Hasan Fehmi Bey, Annesi Emine Hanım’dır. Kendine özgü yergileri ve yaşam biçimiyle adını duyuran Neyzen Tevfik, babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında, usta bir neyzen olan Berber Kâzım'la tanıştı ve ondan ney dersleri aldı. Aynı günlerde de, ilk sar'a nöbetini geçirdi. Bu arada okulu bırakan Neyzen Tevfik’i babası yatılı olarak “İzmir İdadisi”ne yazdırdı. Ancak sar’a nöbetlerinin yeniden başlaması üzerine eğitimini bir süre erteledi. Ney’e duyduğu derin sevgiyle İzmir Mevlevihanesi’ne girdi. Burada Tokadizade Şekip, Tevfik Nevzat, Ruhi Baba ve Şair Eşref gibi pek çok ünlü isimle ile tanıştı ve onlardan Türkçe'nin yanı sıra Arapça ve Farsça dersleri aldı. Şair Eşref, yalnızca dostu ve hocası olarak kalmayarak ona hicvin kapılarını da açtı.
1898 yılında, babası medrese öğrenimi için Neyzen’i İstanbul'a gönderdi ve Fethiye Medresesi'ne yerleştirdi. Ama Neyzen Tevfik, zamanını daha çok Galata ve Yenikapı Mevlevihanelerinde geçirdi. Bu arada Mehmet Akif Ersoy'la tanıştı ve Mehmet Akif, dönemin seçkin müzisyen ve edebiyatçıları ile tanışmasını sağladı. 1901 yılında, medrese giyimi olan cüppe ve şalvar yerine Akif'in verdiği setre pantolonu giymesi, akşamları medrese dışında kalması ileri-geri konuşmalara yol açınca, Fethiye Medresesi'nden ayrıldı. Önce Fatih'teki Şekerci Hanı'na, sonra da Çukurçeşme'deki Ali Bey Hanı'na yerleşti. Bu arada babasını tanıyan ve daha sonra Şeyhülislam da olan Musa Kazım Efendi onu kendi derslerine kabul etti. Onun sayesinde Neyzen Tevfik, Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci, Şair Şeyh Vasfi gibi edebiyatçılarla tanıştı. Mehmet Akif'le dostluğu süren Neyzen, Mehmet Akif'e ney öğretti; Mehmet Akif de Neyzen'e Arapça, Farsça ve Fransızca öğretti.
Bir gün gözaltına alınan Neyzen, sıkıntı dolu bir sorgulamadan geçirildi. Bu arada, daha önce tam otuz beş kez jurnal edilmiş olduğunu öğrendi. On beş gün sonra da serbest bırakıldı. Sütlüce Bektaşi Tekkesi'ne devam ederek Şeyh Mümin Baba'dan nasip aldı. Siyasi baskının artmasından sonra yurt dışına gitmeye karar verdi ve 1902 yılında Mısır'a gitti. Bir süre sonra Mısır’dan geldi.
Neyzen Tevfik 1910 yılında "sarıklı bir zâtın kızı olan Cemile hanımla", kardeşinin ve babasının karşı çıkmasına karşın, annesinin ısrarı ile evlendirilir. Leman adında bir kızı olur. Ancak evliliği uzun sürmez. 1926 yılında Atatürk'le tanışan Neyzen Tevfik, 1927 yılında sa'ra nöbetleri ve alkol yüzünden artık sık sık gideceği Toptaşı Tımarhanesi ve Zeynep Kâmil Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. 1928 yılında, ski dostu Mehmet Akif'i görmek için tekrar Mısır'a gitti ve bir yıla yakın bir süre yanında kaldı. 1940’lı yıllarda doktoru olduğu kadar dostları da olan Mazhar Osman ve Rahmi Duman'ın aracılığı ve Valiliğin oluru ile Bakırköy Akıl Hastahanesi’nin 21 no’lu koğuşu ona ayrıldı. İstediği zaman gelir, yatar, dinlenir ve çıkar giderdi.
Neyzen Tevfik, Ne hayatı, ne dünyayı, ne de kendisini "hiç" kavramıyla ifade etmek değildi onun yaptığı. O, karşıtlıkların birbirini var ettiği algılayışımızda, var oluş derinliğinin sarhoşluğu içinde arayışını sürdürürken “Hiç” olanı fark etmişti. Para-pul, mal-mülk, şan-şöhret elinin tersiyle ittiği şeylerdendi. Adaletsizliğe, çıkarcılığa, kör inançlara, baskıya, otoriteye, din istismarına sert ve etkili bir üslupla hicivlerinde ve hayatında baş kaldırdı. Çok dilli de bir insan olan Neyzen Tevfik hayata farklı açılardan bakmayı bilen biridir” diye konuştu.
“Neyzen’i Seviyoruz”
Söyleşinin ardından Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sultan Sarı’ya Kartal plaketi Manisa Salihli’de hatıra ormanına Sultan Sarı adına dikli ağacın sertifikasını takdim ettikten sonra şöyle konuştu. “Neyzen Tevfik şair, hiciv ustasıdır. Mısır’da Hidiv’e burada da padişaha rahatlıkla hiciv yaza bilecek yüreklilikte bir kişi. Neyzen’i tanıma fırsatını bize verdiği için Sultan hanıma teşekkür ediyoruz. Neyzen Tevfik’in ağabeysi Kartal’ın sınırları içersinde olan Pendik’teki Veteriner Enstitüsünün müdürüydü.. Neyzen Tevfik, abisi nedeniyle sık sık Kartal’a geliyordu. Ağabeysi burada görevli olduğu için mezarı da Kartal’dadır. Biz bu durumu nedeniyle Neyzen Tevfik’e sahip çıktık. Neyzeni o halini bildikleri için hiçbir belediye, yönetim ve ilçe sahiplenemedi. Bize Neyzen Tevfik’e sahiplenme fırsatı verdikleri teşekkür onlara teşekkür ediyoruz. Neyzen’i seviyoruz” dedi.