Sucuk’un konuşmasının ardından kürsüye gelen Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, bu toplumun içerisinde herhangi bir sorun ya da bir sosyal yara varsa , bir yerel yöneticiye düşen en önemli görevin o sosyal yarayı tedavi etmek olduğunu ve bu yaranın bir daha açılmaması için her türlü tadilatın yapılmasından sorumlu olduğunu söyledi.
TECRÜBELERDEN TEDBİR ÇIKARMAK İSTEDİK
Esenler’in kayıp çocuklar konusunda ciddi bir sorunla karşı karşıya olmadığına dikkat çeken Başkan Göksu, “Böyle bir talep Güneydoğu’dan geldiğinde hiç düşünmeden evet dedik. Evet dememizin 2 tane sebebi var: Biz belediye olarak sosyal meselelere önem verdiğimizden ve sosyal sorumluk projelerini hayatın projeleri olarak gördüğümüzden herkese katkı sunmak istedik. İkincisi ise; böyle bir sorun bizde yok; ama yarın olmayacağı anlamına da gelmiyor. Bu sorunu bugüne kadar yaşayanlardan dinlemek ve bugüne kadar yaşayanların tecrübelerinden tedbir çıkarmak olarak gördüğümüzden böyle bir panele imza atmak istedik” şeklinde konuştu.
Kayıp çocuk sorununun yaşanmaması için gereken tedbirlerin önceden alınmasının gerekli olduğunu ifade eden Göksu, bu sorunun çözümünde kamuoyunda bir korku ortamı oluşturulmaması gerektiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:
“Biz bazen sosyal sorunlara bakışımızı batılı perspektifler üzerinden yapıyoruz. Bu nedenle sanki toplumda öyle bir ortam varmış gibi gündem oluşturuyoruz. Bunun sonucunda ise sanki bizim toplumumuzdaki çocukların hepsi madde bağımlısı içerisinde gibi yansıtılıyor. Bunun sonucunda madde bağımlısı olmayan insanları, (madde bağımlısı nedir?) diye merak ettirecek hale getirmeyelim. ”
Kayıp Çocuk sorunu konusunda herkesin üstüne düşen görevi yapması gerektiğini belirten Göksu, “Gelin bu toplumda sosyal değerini birlikte inşa edelim. Bunu yapmadan olmaz” dedi.
Göksu’nun ardından konuşan İstanbul Vali Yardımcısı İbrahim Hayrullah Sun da böyle bir panelin Esenler’de düzenlenmesinin çok güzel olduğunu belirtti. Kayıp çocuklarla ilgili istatistiki bilgileri dinleyicilerle paylaşan Sun, kayıp çocuk müracaatlarında en önemli hususun kayıp çocukların ilk 24 saat içinde bulunması olduğunu söyledi.
KAYBOLAN ÇOCUKLAR TEHLİKE ALTINDA
Sun’un konuşmasının ardından başlayan panelin moderatörlüğünü Mardin eski Milletvekili Nihat Eri yaptı. Panelde ilk söz alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Dr. Murat Koçak, barkovizyon sunumu eşliğinde “Kayıp çocuklar sorununda nereye gidiyoruz? Nasıl çözeriz?” başlığı çerçevesinde konuşma yaptı. Kaybolan çocukların tehlike altında olduklarını belirten Koçak, kayıp çocukları bulma konusunda bir cinayeti önleme hassasiyeti içinde ilerlenmesi gerektiğini söyledi. Kayıp çocuk sayısının her sene arttığına dikkat çeken Koçak, “Bu artışa dur demeliyiz” dedi. Kayıp çocukların yüzde 97’sinin evden kaçan çocuklar olduğuna dikkat çeken Koçak, bunun önüne geçebilmek için halkı da işin içine katmak gerektiğini ifade etti.
Son 2 yılda 11 kayıp çocuğun cesedine ulaştıklarını belirten Koçak, kayıp vakalarında ilk 24 saatin, kaçırılan çocuklar için ise ilk 3 saatin çok önemli olduğunu ve zaman geçtikçe çocukların suça karışma ihtimallerinin de arttığını söyledi. İstanbul’da 2012 yılı itibariyle bulunma oranının yüzde 96 olduğunu ve bu oranın önceki yıllara kıyasla arttığını açıklayan Koçak, bunun nasıl başarıldığını ve kayıp vakası durumunda neler yapılması gerektiğini de detaylarıyla anlattı.
ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALAR ÖNEMLİ
Koçak’ın ardından sözü alan Çocuk Suçlarını Önleme Derneği Başkan Yardımcısı Gülhan Şişman da kayıp çocuklar sorununda Sivil Toplum Kuruluşlarının rolünü uluslararası örnekler bağlamında anlattı. Kayıp çocuklar sorununa yönelik önleyici ve koruyucu çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Şişman, özellikle sivil toplum kuruluşlarının önleyici çalışmalar noktasında çok ciddi hizmetler verebileceğini söyledi. Bu bağlamda farkındalık ve idrak çalışmalarının yapılabileceğini vurgulayan Şişman, herkesin üstüne düşen görevi yerine getirmesinin gerekli olduğunu belirtti.
ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ
Son panelist İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde görevli Prof. Dr. Gökhan Oral da kayıp çocukların bulunmasında adli tıp uygulamaları ve kayıpların önlenmesi için önerilerini dile getirdi. Hiç bir polisin kaybolmuş bir çocuğu tek başına bulmasının mümkün olmadığını söyleyen Oral, bu konuda özellikle sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düştüğünü belirtti. “Aranmaya değmeyecek çocuk yoktur” diyen Oral, beklendiği zaman beklendiği yerde olmayan bir çocuğun aranmaya değer olduğunu ifade etti. Anne babaların çocuklarına sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Oral, “ Çocuklarımızı korumalı, kollamalı ve onlara sahip çıkmalıyız. Çocuğunu kaybetmiş bir aile nasıl mahvolursa, çocuklarını kaybetmiş bir ülkenin ne olacağını unutmayın.” dedi. Program, panelistlere günün anısına şükran plâketi ve çiçek takdimi ile sona erdi.