Gönül Sohbetleri programında konuşan tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu “Osmanlı Mahallesi ve Komşuluk” konusunu anlattı. Bahadıroğlu, Osmanlı’da camilerin mahallelerin yaşam merkezi olduğunu söyledi.
Esenler Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından her hafta farklı bir dernekte düzenlenen “Gönül Sohbetleri” programı, bu hafta Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Esenler Rumelililer Derneği’nde gerçekleştirildi. Tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun konuk olduğu programa, Esenler Belediyesi Meclis Üyeleri Orhan Vardar, Yusuf Zabun, Esenler Rumelililer Derneği Başkanı Fettah Dindar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
MODERN HAYAT İNSANI YALNIZLAŞTIRIYOR
Esenlerli Rumelililer’in yoğun ilgi gösterdiği programda, tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu, bir arada olmanın önemine değinerek başladığı konuşmasına, kapitalizmin insanları yalnızlaştırdığına dikkat çekti. “Yalnız insanı etkilemek kolaydır” diyen Bahadıroğlu, “Modern hayat insanların yalnız kalmasını ve sitelerde yaşamasını istiyor. Dikkat ederseniz reklamlar hep yalnız kişilere hitap eder. Eskiden dedelerimizle, nenelerimizle birlikte, büyük bir aile içerisinde yaşardık. Osmanlı bunu mahalle sistemiyle çözerdi” şeklinde konuştu.
ALLAH’IN SORACAĞINI, KULUNA SORMAYIN
Yavuz Sultan Selim zamanında çıkan kanuna göre, mahalle sakinlerinin birbirinden sorumlu olduğunu belirten Bahadıroğlu, “Osmanlı’da evlerin kapıları kilitli değildi. Müslim ya da gayrimüslim gelir yemek yer ve kimse kimseye Müslüman mısın? Değil misin? diye sormazdı. Fatih Sultan Mehmet 1456’da Valilere ‘Allah’ın soracağı soruları kullara sormayın’ diye talimat göndermişti. Aynı Fatih Sultan Mehmet, fetihten 1 hafta sonra Hıristiyanlar’a ‘inancınızda ve seyahatinizde özgürsünüz’ demiştir” diye konuştu.
AVARIZ VAKFI, ARIZALARI ÇÖZERDİ
Osmanlı Mahalleleri’nin ortasında cami olduğunu kaydeden Bahadıroğlu, “Osmanlı mahalleleri; gönüllerin kıbleye döndüğü, az eşyalı, bol insanlı, çocukların titizlikle yetiştirildiği mahallelerdir. Her şey hayra göre yapılırdı. İmamlar para almazdı. 2. Mahmut muhtarlık sistemini getirdi. Her mahallede ‘Avarız Vakfı’ vardı ve bu vakıfta mahallenin muhtarı, ihtiyar heyeti ve imamı görev alırdı. Mahallede çıkan arızaları bu vakıf çözerdi ve o vakfı mahallenin zenginleri finanse ederdi” dedi.
KAPIDAKİ TOKMAKLARIN KERAMETİ
Camilerin eskiden yaşam merkezi olduğunu söyleyen Bahadıroğlu, şimdi alışveriş merkezlerinin camilerin yerini aldığını söyledi. Osmanlı zamanında kapıların üstünde tokmakların olduğunu belirten Bahadıroğlu, “Evlerde kapıların üstünde tokmak ve saçak vardı. Karda, yağmurda dışarıda kalan olursa, gelsin benim evimde kalsın diye düşünürlerdi. Kapılarda iki tokmak vardı. İnce olanı kadınlar, kalın olanı da erkekler çalardı. İnce tokmak çalındıysa evin hanımı, kalın tokmak çalındıysa evin beyi kapıya çıkardı” dedi.
HAFTADA BİR GÜN TELEVİZYONU KAPATIN
“Evde eskisi gibi konuşabilir olmalıyız” diyen Bahadıroğlu, insanların çocuklarının büyüdüklerini bile fark edemediklerini söyledi. Türk toplumunun yeniden akrabalık, komşuluk ilişkilerini sıkı tutması gerektiğini belirten Bahadıroğlu, “Evimizde en azından haftada bir gün televizyonu kapatıp, çay eşliğinde dertleşelim. Çocuklarımızla sohbet edelim. Gücünüz varken herkes size sahip çıkar ama gücünüz olmadığı zaman size sahip çıkacak; aileniz ya da akrabalarınızdır” dedi.
Bahadıroğlu, vatandaşların bir araya gelerek kaynaşmasını sağlayan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’ya teşekkür ederek sözlerine son verdi. Bahadıroğlu, program sonunda okuyucuları için kitaplarını da imzaladı.