AB ile Türkiye 6 ay küs

Kıbrıs Rum yönetimi, dün itibariyle altı aylık süre için Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlendi.

Türkiye ise Rum Kesimi başkanlığını muhatap olarak almayacağını açıkladı.

Kıbrıs Rum yönetimi, dünden itibaren altı aylık süre için Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlenirken, Türkiye, Rum Kesimi’nin dönem başkanlığı sonlanana kadar, AB Başkanlığı’nı muhatap almayacak. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 4 Temmuz’da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda Kıbrıs Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığı’nın öncelikleri ve programını resmi olarak sunacak. Ekonomik kriz nedeniyle destek mekanizmasına başvuran ve AB Dönem Başkanlığı’nı Danimarka’dan devralan Rumlar, AB’ye başkanlık edecekleri sürede de AB’nin ve IMF’nin denetimi altında olacak. Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yıllardır sürdürülen çabalar sonuç vermezken, Rum kesimi dün istediğini alarak, tüm Ada’yı temsilen AB Dönem Başkanı oldu. Siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşan Rum Kesimi’nin, çoğu üyesi darboğazda bulunan diğer AB için 6 ay boyunca öncelikler belirleyecek olması, ironi olarak görülürken, Türkiye, Rum Kesimi’nin dönem başkanlığı sonlanana kadar, AB Başkanlığı’nı muhatap almayacak.Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 1 Mayıs 2004’te girdiği Avrupa Birliği’nde ilk kez, 6 aylık dönemlerle üstlenilen AB Dönem Başkanlığı koltuğuna otururuken, Rum Dönem Başkanlığı, sadece Ankara için değil AB için de birçok ironiyi ve sıkıntıyı barındırıyor. Türkiye’nin adaylık müzakerelerinde objektif davranmamasından endişe edilen Rum Kesimi, son yıllarda giderek artan bir ekonomik ve siyasi krizle de mücadele ediyor.

İlk kez gerçekleşen bir paradoks

Kıbrıslı Rum Yatırım Danışmanı Georgios Stavris ise Rum Yönetiminin AB Dönem Başkanı olarak AB destek mekanizmasında olmasının ilk kez gerçekleşen bir paradoks olduğunu söyledi. Halen giderek derinleşen bir darboğazda bulunan Rum Kesimi’nin, bir yandan ekonomik açıdan AB destek mekanizmasının denetimi altındayken, AB ekonomisine klavuzluk edecek olması, AB’nin geleceği açısından duyulan endişeleri artırıyor. AB ile ‘Pozitif Gündem’ ile müzakere başlıkları üzerindeki çalışmalarını sürdüren Türkiye’nin ise Rum Kesimi’ni tanımadığı için 6 ay boyunca ilişkilerindeki muhatabı, AB Başkanlığı değil, AB Komisyonu olacağı ifade edildi. Rumların, AB Dönem Başkanı sıfatıyla Türkiye’ye yapacağı çağrılara yanıt verilmeyeceği kaydedilirken, Rum Kesimi’nin Başkanlığı’nda yapılacak görüşme davetlerine olumsuz yanıt verilecek.

1 ocak 2013’te tekrar yola devam

Rumların Dönem Başkanlığı’nın ardından, 1 Ocak 2013 tarihinde yeni dönem başkanlığını İrlanda’nın alması Türkiye’nin AB ile ilişkilerine yeni bir ivme kazandırması bekleniyor. Türkiye ayrıca Fransa’da Sarkozy Dönemi’nin sona ermesinin de avantajını yaşamaya hazırlanıyor. Ankara, Sarkozy nedeniyle dondurulan müzakere başlıkları da dahil olmak üzere, Ocak 2013 itibarıyla 4 başlığı daha müzakerelere açmaya çalışıyor.

BM GENEL SEKRETERİ MOON’UN KIBRIS RAPORU’NUN ‘İÇİ BOŞ’

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un Kıbrıs’ta görev yapan Barış Gücü UNFICYP ile ilgili raporu Güvenlik Konseyi üyelerine verildi. Moon’un, Barış Gücü’nün görev süresinin 19 Ocak 2013’e kadar, altı ay daha uzatılmasını öngören Raporu, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin hiçbir öneri getirmemesi nedeniyle hayal kırıklığı yarattı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Ban ki Moon, raporunda, sadece, taraflardan, gerginliğin artmasından kaçınılmasını istediğini dile getirmekle yetindi. Raporda, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki doğal kaynaklar nedeniyle oluşan gerginliğe değiniliyor. Genel Sekreter, doğal zenginliklerin tüm Kıbrıslılara ait olduğunu ve her iki topluma da yararı olacağını ifade ediyor.