160 ülkede Türkiye’nin gurur kaynağı olan Türk okullarına karşı savaş açan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Etiyopya ziyaretinde de Anadolu insanının açtığı okulların kapatılmasını istedi. Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn ile yaptığı görüşmenin ardından basına konuşan Erdoğan, “Gittiğimiz ülkelerde devlet, hükümet başkanlarıyla gerek şahsım gerekse başbakanımız, bakanlarımız bunların konumunu anlatmak suretiyle buraların kapatılmasını ve buralarda bunların vermekte olduğu hizmeti Milli Eğitim Bakanlığımız vasıtasıyla verebileceğimizi kendilerine söylüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı da buna yönelik çalışmalarını şu anda tamamlamak üzere.” dedi. Erdoğan, 17 Aralık yolsuzluk soruşturması öncesi yurt dışı seyahatlerinde ziyaret ederek övgüler dizdiği bu okullarla ilgili kasım ayında Ekvator Ginesi’nde gerçekleştirilen 2. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde de ajanlık suçlamasında bulunmuştu.
Erdoğan’ın, Türk bayrağını dünyada dalgalandırarak, kültürümüzü yayan bu okulların kapatılması girişimine eğitim, iş ve sanat dünyasından tepki geldi. Gelen tepkiler özetle şöyle:
Etiyopya Başbakanı Türkçe sevdalılarını ağırlamıştı
Erdoğan’ın Türk okullarının kapatılmasını istediği Etiyopya geçen yıl bu eğitim kurumlarından gelen öğrencilerin katıldığı Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’ne ev sahipliği yapmıştı. Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn, öğrencileri makamında kabul etmiş, hatıra fotoğrafı çektirmişti.
Gazeteci-yazar Yavuz Semerci: “Bu okulların kapatılması bana mantıklı gelmiyor. Ayrıca ülkemizde eğitim sorunu
yaşanırken, vergilerimizle yurtdışında başka bir ülkede devlet imkânlarıyla okul açılmasını doğru bulmuyorum. Özel teşebbüsün ya da gönüllülük esasına göre hareket eden insanların para vererek kurduğu okulları bütün maliyetini ve organizasyonu devlet olarak üstlenmek bana çok doğru gelmiyor. Birçok ülkede faaliyet gösteren Türk okulları bana göre iyidir. Geçmişte zaten bu ülkeyi yönetenler bu okulların iyi hizmet verdiğini söylüyordu. Dışarıdan bakan birisi olarak benim vergimle Afrika’da bir okul, maliyetin üstlenilmesini anlamıyorum. Doğuda, orada burada Türkiye’de derslik sorunu var. 30 kişinin, 40 kişinin okuduğu sınıflar var. Okulların yenilenmesi, depreme dayanıklı hale getirilmesi var. Yeni meslek liselerinin açılması var. Bütün bunlar için kaynak aktaracakken, yurtdışındaki öğrenci için benim vergimle okul yapılırsa ben buna razı değilim.”
Sunucu Bülent Özveren: “Birçok ülkede hayırsever insanların yardımları ile kurulmuş işleyen tek bir eğitim düzeni var. Çok da başarılı gidiyor. Çünkü ülkelerdeki insanlar bu okulların eğitiminden ve başarılarından çok memnun. Bunları kapatıp yenilerini açmanın ne gereği var. İşleyen bir düzen var. Niye dokunuyoruz bu düzene? Ben cemaatten, paralelden anlamam. İşin eğitim tarafındayım. Dünyada başarılı giden bir çalışma var. Bozmanın ne âlemi var? O çocuklar Türkiye’ye gelip gösteri yaptığı anda halk onları sevgi ile kucaklıyor. Ne lüzum var bu düzeni değiştirmeye.”
Aktif Eğitim-Sen Başkanı Osman Bahçe:
Dünya genelinde sevgi adacıkları oluşturan Türk kolejlerine yönelik üst perdeden sergilenen mesnetsiz karalamalar ve kin dolu saldırılar ülkemizi, insanlığın okul açtığı bir dönemde okul kapatmanın, tüm dünyada bayrağımızın dalgalanmasından, İstiklâl Marşı’mızın söylenmesinden ve dünya gençlerinin dilimizi öğrenmesinden rahatsız olmanın utancıyla karşı karşıya bırakmaktadır. Dünya çapında faaliyette bulunan Türk okulları hükümetlere değil, millete aittir. Ülkemize ve insanlığa hizmet etmektedir, anlamsız hırs ve inatlara kurban edilemeyecek kadar kıymetlidir. Ülkemizde aklıselim ve vicdan sahibi herkes ve sevgi okullarına ev sahipliği yapan ülkeler, sevgi okullarına destek olmaktadır ve bu destek barışa, sevgiye ve kardeşliğe olan ihtiyaç devam ettiği sürece devam edecektir. Devlet ve hükümet yetkilileri, yakın zamana kadar yurtiçinde ve yurtdışındaki başarılarından dolayı her fırsatta bu okullardan övgüyle bahsediyordu. Şimdi ise kültürel ve bilimsel organizasyonlardaki başarılarıyla ön plana çıkan bu kurumları gereksiz ve zararlı olduklarına dair toplum mühendisliği yapılıyor. Devlet ve hükümet yetkilileri, mesai ve enerjilerini öncelikle ülkemiz eğitiminin birikmiş sorunlarını çözmeye, devlet okullarının başarılarını artırmaya, YGS’de sıfır puan alan öğrencilerin sayısını azaltmaya, uluslararası sınavlardaki başarısızlıkları yenmeye yönelik projeler üzerinde çalışmalıdır.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere: “Yurtdışındaki okulların kapatılmak istenmesi çok yanlış, doğru bir düşünce olamaz. Bu tip girişimler bilime ve eğitime zarar verir, gelecek neslin daha verimli, daha bilgili, daha hoşgörülü yetişmesine engel olur. Bu tip eğitim kurumları nerede nasıl olursa olsun, Türkiye’nin misyonu açısından da, gelecekteki ekonomisi ve kültürel değerleri açısından da oldukça önemli. Bunları teşvik etmek lazım. Keşke yurtdışında Türk üniversiteleri de, araştırma merkezleri de olsa o ülkelerle daha yoğun bilimsel temas oluştururuz.”