NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Türk hükümetinin NATO'ya bağlı kalacağından hiçbir şüphesi olmadığını belirterek, İttifak içinde Türkiye'nin sesine ihtiyaç duyduklarını söyledi.
NATO karargahında Türk basınının sorularını cevaplandıran Rasmussen, ''Soğuk Savaş döneminde Türkiye hayati bir rol oynadı. O dönemde Soyvetler Birliği'ne komşu olarak kilit bir rol oynadığını söylemeye bile gerek yok. Soğuk Savaş sonrası yeni bir güvenlik iklimindeyiz ve bence son gelişmeler Türkiye'nin hala çok önemli rol oynayabileceğini gösteriyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşananlar Türkiye'nin ne kadar güçlü bir rol üstlenebileceğini ve oynayacağını ortaya koyuyor. Coğrafik konumu yanında tarihi, kültürel ve dini bağları nedeniyle Türkiye hayati rol oynamayı sürdürecek'' dedi.
Türkiye'yi ''kritik önem taşıyan sadık bir müttefik olarak gördüğünü'' belirten Rasmussen, Genel Sekreterlik koltuğunu devraldığından beri defalarca görüştüğü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'la çok yakın ilişkiler ve müspet bir diyalog geliştirdiğini anlattı.
Rasmussen, ''Türkiye'nin İttifakımıza güçlü bir şekilde bağlı olduğunu biliyorum ve Türkiye'nin NATO'ya ve öncülük ettiğimiz operasyonlara önemli katkısını takdir ediyorum'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Balkanlar'da, Libya'da ve Afganistan'da NATO öncülüğündeki operasyonlara büyük katkısına işaret eden ve son olarak NATO füze savunma sistemi için kendi topraklarına radar yerleştirilmesine izin verdiğini hatırlatan Rasmussen, ''İttifak içinde Türkiye her açıdan önemli katkı sağlıyor ve önemli rol oynuyor. Benim son derece net görüşüm, Türkiye'nin sadece bölgesindeki gelişmeler bağlamında değil, Avrupa Atlantik bölgesinin genel güvenliğinde etkili olarak şekilde bu kadar önemli bir rol oynamayı sürdüreceğidir. Bu kapsamda NATO'da Türkiye'nin sesine ihtiyacımız var'' ifadesini kullandı.
Bu kapsamda Türkiye'nin öncülüğünde düzenlenen Afganistan-Pakistan üçlü zirvelerine işaret eden Rasmussen, ''Çünkü Türkiye'nin bu iki ülkeyle ve Orta Asya ülkeleriyle özel ilişkileri var. Bu nedenle Türkiye, NATO'nun güvenlik misyonlarının başarıyla sonuçlandırılmasında çok önemli roller oynayabilir'' dedi.
Rasmusen, NATO-AB ilişkilerinde Kıbrıs sorunundan kaynaklanan engellerin NATO'nun Mayıs ayında gerçekleştireceği Şikago zirvesinin en önemli gündem maddelerinden olan akıllı savunmayı olumsuz etkilemese de iki yapı arasındaki işbirliğinin potansiyelin altında kalmasına neden olduğunu söyledi.
Kıbrıs sorunu çözülmeden de NATO-AB işbirliğinin birçok noktada daha ileriye taşınabileceğini kaydeden Rasmussen, bunun için AB'nin Türkiye ile güvenlik anlaşması imzalayarak Türkiye'yi Avrupa Savunma Ajansı'na ortak üye olarak almasını ve buna karşılık Türkiye'nin iki yapı arasındaki işbirliğinin Kıbrıs Rum kesimi dahil AB'nin 27 üyesini kapsadığını kabullenmesini önerdi.
Bu şekilde bulunacak ''denge'' ile AB-NATO işbirliğinin uygulamada kısmen iyileştirebileceğini belirtirken Rasmussen, ''Fakat burada temel sorun Kıbrıs'ta devam eden anlaşmazlık. Gerçekçi olmak gerekirse Kıbrıs sorununa çözüm bulununcaya dek NATO-AB ilişkilerinde gerçek ilerleme göreceğimizi sanmıyorum. Umarım bu sorun en kısa sürede çözülür'' diye konuştu.
İran ve Suriye konusunda NATO'nun müdahale planlamadığını tekrarlayan Rasmussen, Tahran yönetiminden uluslararası sorumluluklarına uygun davranmasını isterken Şam rejimine halkının meşru taleplerini karşılaması çağrısında bulundu.
Rasmussen, Ortaduğu'daki nükleer silahlarla ilgili bir soru üzerine nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasını imzalayan İran'ın ve taraf olan diğer ülkelerin bu yükümlüğüne uygun davranması gerektiğini söylerken, aynı anlaşmayı imzalamamış olan İsrail'in nükleer kapasitesi hakkında hiçbir bilgisi bulunmadığını ifade etti.
Rasmussen, Türkiye'nin NATO üyeliğinin 60'ıncı yılı etkinlikleri kapsamında önümüzdeki günlerde Türkiye'yi ziyaret edecek.
Haber Kaynağı : Haber7.com