Cansızlar şöyle devam etti: “Bank Asya’nın uzun süredir yıpratılması, gerek yerli gerekse yabancı yatırımcılar açısından sakıncalı. Bank Asya’ya karşı yapılan işlem hem iç hukuk hem de uluslararası mahkemeler nezdinde gündeme getirilebilir. Bankanın yüzde 37 hissesinin halka açık olduğundan bu konu Sermaye Piyasası Kurulu’nu da ilgilendirir. Burada yatırımcıların hakkını korumak için SPK’nın da mutlaka devrede olması gerekirdi. Sonuçta BDDK’nın kararı hisse senedi olan yatırımcıları etkileyecek. BDDK’nın SPK’ya danışıp karar vermesi gerekirdi. Siyasilerin Bank Asya’yla ilgili olumsuz ifadelerine BDDK ve SPK aylarca sessiz kaldı. Bankacılıkla ilgili en ufak dedikodunun çıkması bankacılık sektöründe bulaşıcı etkisi olur panik oluşturur. Sistemik risk açısından çok tehlikelidir.”
Eski SPK Başkanı Doğan Cansızlar: Malî yapı bozuk olsa 71’den işlem yapılırdı
Eski SPK Başkanı Doğan Cansızlar: Malî yapı bozuk olsa 71’den işlem yapılırdı
Sivil Haber Sivil Haber
EKONOMİ
Uzmanlar, Bank Asya’ya yapılan operasyonun tamamen hukuksuz olduğu görüşünde. Eski SPK Başkanı Doğan Cansızlar, kararın hem Türkiye’de hem de uluslararası mahkemelerde mahkum olacağını vurguladı.
TMSF’yi devreye sokarak polis baskınıyla yapılan işlemlerin bankacılık sektörünün itibarı açısından çok sakıncalı olduğunu vurgulayan eski SPK Başkanı Doğan Cansızlar, “Eğer banka ortaklarından bilgi alamadıysanız yeri yurdu belli incelemeyi yaparsınız. BDDK, Bank Asya’nın ortaklık haklarıyla ilgili kararı sudan gerekçelere dayandırıyor. Böyle yüzeysel gerekçelerle bankanın itibarının yerle bir edilmesi hiç doğru değil.” dedi. BDDK’nın aldığı kararın Türk bankacılık tarihi açısından bir ilk olduğunu ifade eden Cansızlar “Bank Asya’nın 13-14 aydır BDDK’nın incelemesindeydi. Eğer Bank Asya’nın mali yapısı bozuk olsaydı bankaya el koyma yetkisini veren 70 ve 71. maddeden işlem yapardı BDDK. El koyma olmadığına göre bankanın mali yapısında sıkıntı yok. Bankanın bilançosu sağlam. Burada BDDK’nın kararıyla yüzde 63 hisseye tekabül eden kurucuların imtiyazlı pay senetlerinin ortaklık haklarının kullanımı TMSF’ye geçmiştir. TMSF bu haliyle bankanın yönetimini belirleyebilir. Kredileri kullandırmayla ilgili insiyatif alabilir. Ucu açık bir süreç söz konusu. El koyma olmasa bile bu karar da bankanın itibarını zedeleyecek nitelikte ağır bir karar. BDDK işi bu boyutlara vardırmadan çözebilirdi.” diye konuştu.