Akdoğu, "TÜİK Hane Halklarının Tüketimi verilerine göre tüketimimizin yüzde 24'ü kredi kartı olmak üzere yüzde 38'ini kartlı sistemleri kullanarak gerçekleştiriyoruz. Artan borçluluk durumumuzun sebeplerinin başında, bireylerin genellikle borcun tamamını kapatmadan, hattâ yalnızca asgari ödeme yoluyla kart kullanımına devam etmesi geliyor. Eksik ödeme dolayısıyla kart limiti yetersiz kaldığında kişi bu kez farklı bankaların kredi kartlarını temin etme yoluna başvuruyor. Kimi zaman ise başka banka kredi kartlarından nakit çekim yaparak, kartlarının borçluluk durumunu sürdürmeye çalışıyor. Kredi kartı alternatifi tükendiğinde ise tüketici kredileri devreye giriyor. Kredi kartlarında yaşanan döngü, burada da devam ediyor. Süreç, borcun artık sürdürülemez hale geldiği noktada kaçınılmaz olarak idari takibe kadar uzanıyor. Maalesef ülkemizde kredi kartı, krediler gibi temel finansal araçların kullanımı konusunda bilinç düzeyi oldukça yetersiz." dedi.
TAKİPTEKİ ALACAKLAR 12,5 MİLYAR LİRAYA YAKLAŞTI
BDDK'nın son verilerine göre 2014 Aralık ayı itibariyle bireysel kredi kartı kullanımı toplam 86 milyar 780 milyon TL olurken 2013'e göre 607 milyon 93 bin TL'lik artışla bu rakamın, 5 milyar 360 milyon TL'sini takipteki alacaklar oluşturuyor. Yine BDDK verilerine göre toplam tüketici kredileri tutarı, 281 milyar 933 milyon 572 bin TL. Takipteki kredi tutarı ise 2013'e göre 2 milyar 38 milyon 963 bin TL artarak, 7 milyar 114 milyon 616 bin TL'ye ulaşmış bulunuyor. İki kalemin takipteki alacak toplamı ise 12 milyar 474 milyon TL'yi geçiyor.
'NAKİT ÇEKİMDEN UZAK DURUN'
Vatandaşlara önerilerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, "Öncelikle alınacak önlem, kredi kartı sayısını teke indirgemek. Kartın limitini kısıtlamak da otomatik olarak harcamalarımızı azaltacaktır. Kredi kartı kullanımımız, aylık gelirimizle paralellik göstermeli ve hesap kesim dönemlerinde borcun tamamını kapatmalıyız. Kredi kartından nakit çekim işleminden ise özellikle kaçınılmalı. Kredi kartlarından nakit çekim, en maliyetli seçenek. İşlem ücreti ve günlük faiz gibi ücretlendirmelerle tüketici kredilerine göre daha dezavantajlı. Kısa bir zaman diliminde faiz, anaparayı geçer hale gelebilmekte. Bu gibi kısa vadeli ve düşük tutarlı nakdi gereksinimler için tüketici kredileri tercih edilmeli. Kredi kartına yapılan ödemeler sırasıyla varsa önce nakit işlem, geçmiş dönem borcu ve güncel tutarı kapatmak olmalı. Daha yüksek tutarlı nakit ihtiyaçlar için ferdi destek kredisine başvurulmalı ve yine aynı şekilde olabildiğince vadeyi kısa tutmak amaçlanmalı. Yalnızca faiz oranları değil, kredinin toplam maliyeti üzerinden karşılaştırma yapılmalı. Kredilerde borç erken kapatılsa dahi faizin yalnızca cüzi bir bölümü düşmektedir. Bu nedenle başlangıçta vadeyi uzun tutarak, 'İzleyen dönemde kredi taksidini fazla öderim veya erken kapatıp faizi elimine ederim' yaklaşımı yerine, kredi temin aşamasında doğru vade oranı seçilmeli. Döviz cinsi borçlanma ise genel olarak tercih dışı bırakılmalı." dedi.
'CEBİNİZDE OLMAYAN PARAYI HARCAMAYIN'
Harcamayı seven bir toplum olunduğunu ancak ortalama gelir haddi düşünüldüğünde borçlanmanın kimi zaman bir gereklilik olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Akdoğu, "Kuşkusuz öncelikle tüketim eğilimlerimizi gözden geçirerek, rasyonel bir şekilde bütçe dengemizi yapılandırmak daha etkin bir çözüm olacaktır ama en temel şey ise cebinizde olmayan parayı harcamaktan kaçının." diye konuştu.
BDDK'NIN KART LİMİTİ VE TAKSİT DÜZENLEMESİ
BDDK'nın, kredi kartlarına yönelik taksit, limit, asgari ödeme gibi sınırlamalarını içeren düzenlemeler getirdiğini hatırlatan Akdoğu, "Asgari ödeme oranı, toplam tutarın minimum yüzde 30'una çekilerek, taksitli işlemlere kısıtlama getirildi. Burada asıl etki gösterecek olan, kredi kartında tek limit dönemi. Buna göre artık kişilerin sadece gelir değil, finansal performanslarına göre belirlenen tek bir limiti olacak ve mevcut kartlarının toplam limiti, belirlenen limiti aşamayacak. Taksit sınırlaması, nispeten de olsa taksitli işlemleri azalttı diyebiliriz. Özellikle beyaz eşya, teknoloji ürünleri gibi ürünler satan kurumlar, bireysel krediler yoluyla satış gibi seçeneklerle taksit sınırlamasını bertaraf edebiliyor. Sistemdeki açıklıkları giderecek daha etkin düzenlemeler getirilmesi gerektiği aşikâr." dedi.