Sivil Haber

SMS’le soyalım anlamazlar

EKONOMİ

'Kredi kartında SMS ücretini 2 TL’ye çıkaralım' diyen banka müdürü, yöneticisi itiraz edince, 'Tüketici hassas değil, kazanırız' dedi, zam oldu. İşte o konuşmalar...

 Başbakan’ın, “Faiz dışı lobi ücret ve komisyonlarla soyuyor. Kredi kartı almayın” açıklamasının ardından gözlerin çevrildiği kredi kartlarındaki bankaların soygun yöntemleri, rezaletin boyutunu gözler önüne seriyor. Rekabet Kurumu’nun raporuna göre, bankalar tüketiciyi “Nasıl olsa anlamıyorlar” diye SMS ücretleriyle bile soyuyor. Rekabet Kurumu’nun mart ayında 12 bankaya 1.1 milyar lira ceza kesmesinin ardından bu hafta açıkladığı raporda konuyla ilgili şaşırtıcı bilgiler ortaya çıktı.
 
Rekabet Kurumu müfettişlerinin HSBC’ye yaptığı baskında bulunan 8 haziran 2010 tarihli bir e-posta yazışmasında, bankanın üst düzey yöneticileri arasında geçen şu konuşmaya rastlandı:
 
“ (.....) Hanım, Gecikmeye giren müşterilerden Nisan 2009 itibariyle, “SMS ile yaptığımız gönderiler ve/veya telefon ile yaptığımız aramalar” için aylık 1 TL Gecikme Bildirim Ücreti tahsil etmeye başlamıştık. Şu anda gecikme bildirim ücreti ile her ay ortalama olarak (.....) TL gelir elde etmekteyiz. Rakip bankaların, ilave gelir elde etmek amacıyla gecikme bildirim ücretlerini artırdığını görüyoruz.
 
(Rekabetteki ücretler ekteki tabloda yer almaktadır.) Bu kapsamda biz de haziran ayında duyurup, ağustos ayında Gecikme Bildirim Ücretini 2 TL’ye artırmayı öneriyoruz. İlgili güncelleme ile birlikte 2010’da (.....) TL tutarında ilave gelir elde edebileceğiz. Görüş ve onayınıza sunarım. Saygılarımla.”
 
Yazışmanın ekinde, bankaların gecikme bildirim ücretlerine ilişkin şöyle bir tablo da yer alıyordu:
 
Yapı Kredi Ücret Almıyor
 
Garanti 1.25 TL
 
Akbank 1.5 TL
 
İş Bankası 2 TL
 
Finansbank 1.5 TL (Fix Card için 2 TL)
 
HSBC 1 TL
 
Müfettişler söz konusu e-postaya 10 haziran 2010 tarihinde bir yönetici tarafından gönderilen cevabi epostada ise şu konuşmaları tesbit etti: “Artırılması konusunda mutabıkım ama TL 1’den TL 2’ye çıkmak, yüzde 100 zam anlamına geliyor. 1.5 TL veya 1.25 TL daha makul değil mi.”
 
İlk postayı atan yönetici, diğer yöneticinin sorusuna aynı tarihte şu şekilde yanıt verdi:
 
Öğrendik Akbank da yapıyor
 
“ (.....) Hanım, Aldığımız insider (içeriden) bilgi ile Akbank’ın da gecikme ücretini 2 TL’ye çıkarmayı planladığını öğrendik. İş Bankası’nın 2 TL ücret tahsil etmesi, Akbank’ın ücret artırma planı yapması ve müşterilerin bu konuda ‘price sensitive’ (fiyat hasasiyeti) olmaması nedenleriyle 2 TL’yi önermiştik. (Gecikme bildirim ücreti nedeniyle ayda ortalama olarak 2 adet şikâyet almaktayız.)
 
Alternatif olarak, gecikme bildirim ücretini 1.5 TL’ye artırmayı ve altı ay sonra müşterilerden gelen bildirimlere ve rekabetin durumuna göre tekrar değerlendirme yapmayı öneriyoruz. 1.5 TL ücret ile 2010 yılında (.....) TL tutarında ek gelir elde edeceğiz.
 
Görüşlerinize sunarım.
 
Saygılarımla.”
 
“Bu anlaşma, müşteriyi soymak anlamına gelir”
 
Skandal yazışmaları mercek altına alan Rekabet Kurumu müfettişleri, bu kez Akbank’tan bilgiler istedi. Kurum’un değerlendirme raporunda ise özetle şu bilgilere yer verildi: “E-postalardan, Akbank ve HSBC’nin kredi kartı gecikme bildirim ücretleri konusunda koordinasyon içinde oldukları anlaşılmaktadır.
 
Belgede açıkça geçen “aldığımız insider bilgi” ifadesi de bu hususu doğrulamaktadır. HSBC yetkilileri Akbank’tan edinilen bilgi ile kredi kartı gecikme bildirim ücretlerinin 2 TL’ye çıkarılabileceğini ifade etmektedirler. Bankalardan istenilen bilgiler, iki kuruluşun rekabet ettiğini somut olarak ortaya çıkarmıştır. Akbank’ın geleceğe dönük fiyat stratejisi, müşterilere duyurulmadan önce HSBC tarafından öğrenilmiş ve bu bilgi de dikkate alınarak fiyat artışına gidilmiştir. Bankaların, kredi kartı gecikme bildirim ücretlerinden elde ettikleri gelirleri ve bu gelirlerin toplam gelirleri içindeki payı göz önüne alındığında, bankalar arasındaki koordinasyonun etkisinin azımsanamayacak seviyede olduğu görülmektedir. Bankacılık hizmetleri açısından nispeten önemsiz görülebilecek bir hizmet için dahi bu ölçüde gelir elde edilebilmesi, sektör bakımından rekabeti kısıtlayıcı nitelikteki her boyuttaki uzlaşmanın toplamda tüketicilerden teşebbüslere önemli düzeyde bir gelir transferine yol açtığını ortaya koymaktadır.”
 
KAYNAK: OĞUZ KARAMUK /TARAF
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.