Dünya Bankası, Zoellick'in halefini Nisan ayında belirlemeyi planlıyor
Dünya Bankasının 25 üyeli yönetim kurulu yaptığı açıklamada, adaylık başvurularını 23 Mart'a kadar kabul edeceğini, görüşmek için üç aday seçeceğini belirtti.
Açıklamada, adayların ''geçmiş performansında liderliğini kanıtlamış'', ''büyük kuruluşları yönetme deneyimine sahip'' ve ''kamu sektörünü tanıması'' becerisi bulunması gerektiği kaydedildi.
Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası bahar toplantılarının yapılacağı 20-22 Nisan'a kadar başkan seçimini tamamlamayı hedefliyor.
Zoellick, çarşamba günü 5 yıllık görev süresinin dolacağı 30 Haziran'da görevini bırakacağını açıklamıştı.
IMF ve Dünya Bankası kurulduğundan bu yana ABD ile Avrupa arasında resmi olmayan anlaşmayla IMF'ye her zaman bir Avrupalı ve Dünya Bankasına ise bir Amerikalı başkanlık etti.
IMF'nin eski başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın cinsel taciz iddialarıyla görevinden istifa etmesinin ardından Fon'a geçen yıl yeni başkan seçme sürecinde başta Çin, Brezilya ve Hindistan olmak üzere gelişmekte olan ülkeler IMF'ye Avrupalı ve Dünya Bankasına Amerikalı başkan seçme geleneğini kırmaya çalıştılar.
Ancak gelişmekte olan ülkelerin bu girişimleri sonuç vermedi ve IMF'nin başına yine bir Avrupalı Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde seçildi.
Strauss-Kahn hakkındaki iddialar da daha sonra düştü.
ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, çarşamba günü ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin yeni başkan adayını Dünya Bankası Yönetim Kurulu'na sunacağını söyledi. Geithner, ABD'nin, Dünya Bankası Yönetim Kurulu'nun başkanlık seçiminde ''açık ve hızlı'' bir süreç yürütmesini istediğini kaydetti.
Ancak IMF ve Dünya Bankasının, geçen yıl yeni IMF başkanını seçilmesinde de dile getirdiği ''açık, şeffaf ve hak temelli bir seçim süreci'' çağrısı boş bir çağrı olarak kaldı.
Gelişmekte olan ülkeler ve olası adaylar
Gelişmekte olan ülkelerin yetkilileri, IMF başkanlığı sürecinde olduğu gibi Dünya Bankası başkanının da ABD dışından birisi olması gerektiğini düşünüyor.
Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega, başkanın özel bir ülkeden seçilmesi için ortada bir neden bulunmadığını söyleyerek, ''Gelişmekte olan ülkeler Dünya Bankasına başkan arama hakkına sahip'' dedi.
Geçen yıl IMF başkanlığı için Lagarde ile girdiği yarışı kaybeden Meksika Merkez Bankası Başkanı Agustin Carstens da Dünya Bankası başkanının önceden düzenlenmiş kurallara göre değil, liyakat temelinde seçilmesi gerektiğini dile getirdi.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Li Vemin, gelişmekte olan bir ülkeden başkan adayı çıkmalı mı sorusuna, seçimin ''liyakat temelinde ve açık rekabet'' prensibine uygun olması gerektiği karşılığını verdi.
Dünya Bankası başkanlığı için olası adaylar arasında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile eski ABD Başkanı Bill Clinton döneminde Hazine Bakanı olarak görev yapan Larry Summers'ın adları geçiyor.
Clinton, Dünya Bankası başkanlığıyla ilgilendiği iddialarını defalarca yalanladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, bir kez daha Clinton'ın bu görevle ilgilenmediğini söyledi. Nuland, ''Clinton, geçen yıldan bu yana birçok kez bu konudan bahsetti. Clinton, bunun olmayacağını söyledi, görüşü değişmedi'' dedi.
Summers ise bu görevle ilgilendiğini ve yönetimden destek aldığını kaydetti.
Eski Hazine Bakanı ve Obama'nın eski ekonomi danışmanı Summers, 2010 yılı sonunda Obama yönetiminden ayrılarak Harvard Üniversitesine döndü.
ABD'nin Dünya Bankası Yönetim Kurulu'nda en büyük oy hakkına sahip olması, kimin başkan olacağına karar vermede önemli avantaj sağlıyor.
Haber Kaynağı : Haber7.com