2010 Yılında dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ a düzenlenmesi muhtemel suikastı deşifre ederek, Türkiye’ de ki siyaseti hukuka ve ahlaka aykırı yollarla dizayn etmeye çalışan Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)’ na karşı,
Davanın asıl mağduru Kasap, şahit olduğu konuların araştırılması ve dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ ın zarar görmemesi için her Türk evladının yapması gerektiği ama herkesin cesaret edemediği bir davranış sergileyerek, yaptığı ihbar ile İstanbul Emniyet Müdürlüğüne; Cumhuriyet Halk Partisinin yeniden dizayn edilmesine,
dolayısıyla genel başkan Deniz Baykal’ ın istifa etmesine engel olabilecekleri bilgileri verdiği gibi Türkiye’de siyasetin nasıl dizayn edildiğini gözler önüne sermişti.Maalesef ki, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri, kendilerine 15.04.2010 tarihinde gönderilen dava konusu ihbardan Cumhuriyet Savcılığını ancak yirmi bir (21) gün sonra yani 05.05.2010 tarihinde haberdar etmişlerdi.! Aradan geçen bu
Her ne kadar ihbarın sumenaltı edildiği yirmi iki (22) günlük süre içinde Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden kamuoyuna bir açıklama gelmediyse de soruşturmanın ikinci (2.) günü 08.05.2010 tarihinde dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Önder Sav, partisinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleriyle birlikte gerçekleştirdiği canlı yayınlanan basın açıklamasıyla bir şekilde ulaştığı/ele geçirdiği soruşturma dosyasının en önemli ve tek bilgi kaynağı olan elektronik posta (e-mail) ihbarının içeriğinin tamamını kamuoyuna ve dolayısıyla ihbarda isimleri geçen kişilere ve bu kişilerin yakınlarına ihbarın içeriğiyle ilgili soruşturma başlatıldığını haber vermek suretiyle 'CMK.MD.157/1' hükmüne aykırı hareket ederek, “Delillerin Karartılması” na imkân sağlayacak şekilde “Soruşturmanın Gizliliğini İhlal” ederek ihbarda isimleri geçen şüphelilerin ihbar konusu olayla ilgili suç delillerini karartmalarına imkân sağlamıştı.
Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ ın korkutularak istifa ettirilmesi suretiyle, Cumhuriyet Halk Partisi’ nin yeniden dizayn edilmesinin amaçlandığı ve Kahraman Şeref tarafından yapılan suikast ihbarının, yine bu yapılanmayla bağlantılı olması kuvvetle muhtemel İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince sümenaltı edilmesinin akabinde dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ ın istifa etmesine neden olan video kayıtları internet sitelerinde yayınlanmaya başlamış ve akabinde de Deniz Baykal’ ın istifa etmesi sağlanarak, Cumhuriyet Halk Partisi’ nin yeniden dizayn edilmesi girişimi tamamlanmıştı.
Baykal’a Suikast “Soruşturmasının Gizliliğinin İhlal” edilmesi ile ihbarda isimleri geçen şüphelilere karşı delil elde edilememesi nedeniyle Kahraman Şeref Kasap’ ın yargılanması sağlanmıştı.
Nitekim Baykal’a Suikast davasının soruşturması kapsamında görev alan, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli; başta İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Emniyet Amiri Seyfi Erdoğan, Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu, Emniyet Müdürü Nazmi Ardıç, Emniyet müdürü Tufan Ergüder, Kanal D Haber (polis) muhabiri Ekrem Açıkel, Kahraman Şeref Kasap’ a rapor veren İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi üyesi Prof. Dr. Hamdi Tutkun ve başkan Prof. Dr. C.Haluk İnce 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin akabinde başlatılan Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınmış / tutuklanmıştı.
Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ ın istifası ile Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) nın kuvvetle muhtemel ilişkisini araştıran; Ünlü Ceza Hukukçusu Av. Cihan TUFAN’ ın, “Deniz Baykal’a Suikast” dosyasına bakış açısı, delillerin toplamasındaki başarısı, bilgisi, zekası ve hitabet gücü ile yaptığı benzersiz savunma sonucunda, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) sı tarafından mağdur edilerek; Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amaçıyla Tehdit ve Suç uydurma suçlarını işlediği iddiası yargılanan Kahraman Şeref KASAP’ ın masumiyetini kanıtlayarak beraat etmesini sağlamıştır.