İNSANLARIN AYIPLARIYLA MEŞGUL OLMAK DOĞRU DEĞİL:Kim nasıl davranırsa davransın, başkalarının bu konuda muamelesi, dünya görüşü, hayat felsefesi, konumu koruması ne şekilde olursa olsun, mü’mine düşen Kur’ânî olmaktır. Sahih Sünnet çizgisinde hareket etmek ve Raşid Halifelerin yolundan ayrılmamaktır. Bu cümleden bakarak insanların ayıplarıyla meşgul olmak kat’iyen doğru değildir. “Mü’min kardeşini bir günahla ayıplayan, o iş, başına gelmeden ölmez!..” buyuruyor İnsanlığın İftihar Tablosu.
SUÇLULUK PSİKOLOJİSİYLE SUÇLAR GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ:Suçluluk psikolojisiyle suçlar görmezden gelinerek harâmîlik, kırk harâmîlik görmezlikten gelinerek, “Acaba bunu kime atfetsek?!.” (bu mevzuda), gündem değiştirerek “Halkın dikkat nazarını kimin üzerine çevirsek ki, bir yönüyle belki halk nazarında bu mesâvîden sıyrılmış olsak?!.” demek.. Bunlar dine karşı diyalektik yapma demektir. Dinin temel disiplinlerine karşı demagoji yapma demektir hafizanallah. Bu da günahı ikileştirme demektir. Bu aynı zamanda toplumun birbirine çok yakın olan parçalarını, moleküllerini birbirinden koparıp atıp işe yaramaz hale getirme demektir. Hafizanallah.
İKİ GÜNAH KARIŞTIRILMAMALI: Bu iki şeyi birbirine karıştırmamak lazım. Mâiz günahıyla, ferdî günahıyla karşınıza çıktığı zaman… İmam Hâdimî’yle alakalı bir şeyi arz ettiğim zaman dediğim gibi, öyle üç defa dört defa gözlerinin kapağını silerek, “Acaba o mu, değil mi?” diye.. hayır bakma, çek git arkana bakmadan. Fakat öyle hatalar vardır ki, toplumu temelinden sarsar. Onlara karşı müsamahalı olursanız, onların yaygınlaşmasına, bütün bütün o denâetlerin bütün toplumu sarmasına sebebiyet vermiş olursunuz. Bu açıdan da ister İslâmî hukuk sistemi, isterse de modern hukuk sistemi o mevzuda işleyerek, akı ak, karayı kara olarak ortaya koyması lazım.
Haksız kimse cezasını bulacaktırBurada bir şey demek aklıma geliyor. Şimdiye kadar hiç dememiştim. Bu işin üzerine “Hukukun ve aynı zamanda sistemin, dinin ve aynı zamanda demokrasinin gerektirdiği şeyler bunlardır.” deyip arınma adına, yıkanma adına, temizlenme adına, kirlerin öbür tarafa kalmasına meydan vermemek adına bir şey yaparken dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa… bize de nisbet ediyorlar, dolayısıyla ben bizi de onların içinde görerek diyorum.. dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa, yaptıkları şey Kur’an’ın temel disiplinlerine aykırıysa, Sünnet-i Sahiha’ya aykırıysa, İslam’ın hukukuna aykırıysa, modern hukuka aykırıysa, Allah bizi de onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Ama öyle değilse, hırsızı görmeden hırsızı yakalayanın üzerine gidenler, cinayeti görmeyip de masum insanlara cürüm atmak suretiyle onları karalamaya çalışanlar.. Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin. Dememiştim, demeden edemedim. O kadar diş gösterildi, o kadar salya atıldı, o kadar kimse tahrik edildi, o kadar “tweet”lerde o mel’un düşünceler bir yönüyle vizesiz rahat dolaştı ki, demeden edemedim. Şimdiye kadar demediğimi dedim. Allah her şeye nigâhbân. Dünyada kıtmir gibi insanların bir dikili taşı olmadı. Ama başka türlü harâmîlik yapıp, milletin malına menâline el uzattıkları halde hâlâ Müslüman olarak görünüyorlarsa öbür tarafta neyin ne olduğu belli olacaktır. Gönül, Çalab’ın tahtı / Çalab gönüle baktı / Kim gönül yıktı ise / O iki cihan bedbahtı. Bir sürü mü’minin gönlünü yıktılar. Kendimizi de istisna etmedim. Haksız kimse, o mutlaka cezasını bulacaktır.
Saldırılar karşısında sabredip ‘Bu da geçer Ya Hû’ demeliKoskocaman camiayı, kendini Allah’a adamış insanları... dünden bugüne -dün belki sadece ehl-i ilhad yapıyordu şimdi asimetrik bir saldırganlık var- bir bitirme cehdi ve gayreti var. Fakat bütün bunlar karşısında sarsılmadan, “Ey Yüce Rabb’imiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh-u cânımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız.” diyerek, Efendimiz’in (sas) cedd-i emcedi Hz. İbrahim (as) gibi Allah’a dayanıp, sa’ye sarılıp, hikmete râm olmak suretiyle bu dâhiyeleri aşmaya çalışmalıdır; “Bu da geçer Ya Hû!” demeli, onun geçeceği anı intizar etmelidir. Yakışıksız, münasebetsiz şeylere aynıyla mukabelede bulunmamalıdır.
Başkalarını boy hedefi göstererek onları karalamak hiçbir işe yaramazÖnemli olan arınmadır. İçindeki o pislikleri atarak, “Aktım, ak olmaya çalışıyorum, inşaallah hep ak kalacağım!” mülahazasına bağlı daha farklı stratejilerle, daha insancıl tavır ve davranışlarla, daha şefkatli bir muameleyle!.. Başkalarını da boy hedefi göstererek toplum nazarında bir kısım karanlık kalemlerle onları karalamak suretiyle teselli olmak, bu dünyada bir şey olsa bile öbür tarafta hiçbir işe yaramaz. Çünkü mesâvîyi Allah biliyor, harâmîliği Allah biliyor, hırsızlığı Allah biliyor, rüşveti Allah biliyor. Öbür tarafta teker teker tek arpadan hesap sorma esprisine bağlı olarak hepsinin hesabını Allah sorar.
//www.zaman.com.tr