AVUKATLAR İTİRAZ ETTİ
Özgür basına yönelik operasyon kapsamında mahkemeye sevk edilen 12 kişinin mahkeme sorgusu tamamlandı. Hakimin, kararını saat 14.00'te açıklayacağını belirtmesi üzerine, avukatlar gözaltında olanların bırakılmasını istedi.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu 12 kişinin avukatı, mahkemeye dilekçe verdi. Müvekkillerinin 14 Aralık'ta gözaltına alındığını belirten avukatlar, bugün öğle saatlerinden gece saatlerine kadar hakimlik sorgularının tamamlandığını kaydetti. Kararın ise saat 14.00'te açıklanacağının belirtilmesi nedeniyle bundan sonraki sürecin müvekkillerinin hürriyetini kısıtlama suçunu oluşturacağını vurguladı. Avukatlar, bu nedenle müvekkillerinin serbest bırakılmasını talep etti.
AVUKAT FİKRET DURAN: TEVEKKÜLLE İFADE VERDİLER, KARARI 'HAYIR' OLARAK DEĞERLENDİRİYORLAR
- Hakim, değerlendirip, yarın nihai kararı verecek. Şüpheli arkadaşların kaldıkları yerler soğuk olduğundan, mescitte kalma teklifinde bulunuldu, hakim de uygun buldu. Mescidi uygun hale getiriyorlar. İçerideki insanlar ifadelerini tevekkülle verdiler. Karar ne olursa olsun, hayır olacağını düşünüyorlar. İnşallah hepsi için tahliye kararı olur.
- Bugün 16 kişinin sorgusu yapıldı, 4 kişi adli kontrol talebiyle, diğerleri tutuklanma talebiyle sevk edildi. Ara verilmeden devam eden süreç oldu. Şuan meslektaşları ve güvenlik güçleriyle mescidi uygun hale getirmekle meşguller.
- Müvekkilim Hideyet karaca savunmasını yapmadı. Çünkü kendisine yöneltilen somut delil yoktu. Somut iddia olmamasına rağmen tutuklanmaya sevk edildi. Bu siyasi bir tasarruf ile yönlendirilen bir karar olduğu değerlendirildi. Hele son birkaç aydır yapılan yasal düzenlemeler, politikacıların en az 3 yerde dillerine dolamaları bizi böyle bir tasarrufta bulunmaya sevk etti. Bu hukuk zemininde soruşturulan bir operasyon olmamıştır. Bunun karara yansıyacağını düşünüyoruz. Hidayet Bey karar ne olursa olsun kararın hayır olacağına düşünüyor. Tam teslim, tevekkül içinde.
HENÜZ DOSYAYI GÖREMEDİK
- Hayali bir senaryo ile karşı karşıyalar. Soruları bilmiyorlar. Neyi nasıl cevaplandıracaklarını bilmiyorlar. Şikayet dilekçesi olmadığı için neyin iddia edildiğini de bilmiyorlar. Böyle bir kurgu ile karşı karşıyayız.
- Moral durumları çok iyi, yarın itibariyle 6 gün olacak. Buna rağmen, moraller iyi, inancı tam. Çünkü yanlış bir iş yapmadığından eminler. Müvekkilim Karaca isnat edilen suçlar okununca gülüp geçiyor. 2. gün şöyle bir değerlendirmesi oldu: 'Arkadaşlar, bunlar bizi tutuklayacaklar' dedi. Biz de zaten o kanaat neticesinde o tavrı (Daha önce ifade ettiği 'tutuklanma bekliyoruz' sözleri) gösterdik.
'HİDAYET BEY'E SU VERMEYEN POLİS MEMURU BAŞINI ÖNE EĞDİ'
Cumhuriyet Başsavcıvekili ile sabah saatlerinde yaptığımız görüşmede daha önce bizden önceki meslektaşlarımız su verilmemesine müdahil olmuşlar. Hidayet Bey de o polis memurunun kendisini mahkemeye getiren polis memuru olduğunu söyledi. 'Bu polis ben su istediğimde 'burası kafeterya mı?' diye cevap verdi' dedi. O polis memuru insanların içinde başını öne eğdi. Bu süreçteki genel davranış modelinin özeti idi. Daha sonra başsavcıvekili bir lütufmuş gibi 'bana suyu sordular, ben de 'suyu verin' dedim' dedi. Yani su başsavcıvekilinin onayı ile veriliyor.
- (Kararın gece, insan seli dağıldıktan sonra açıklanma iddiası) Dünkü uygulamadan böyle bir şey yaparlarsa şaşırmayız. Ama maksat buradaki kalabalığı dağıtmaksa, 'devlet halka tuzak kurar mı?' diye sorarız. Hakimden ben böyle bir tavır görmedim, ama olursa sürpriz olur mu, tabi ki olmaz!
- Hakimler kendi iradeleri ile karar verebilmeli. Fakat hakimler vicdani kanaatleri yerine belki oluşmuş bir takım ön yargılar yerine asıl önemli olan dosyadaki delillerle karar vermeli. Bir takım ön kabul ve yargılarla seçilmiş olmanın motivasyonu ile karar verirlerse adil, dürüst ve tarafsız bir karar vermiş olmazlar. Şayet önündeki delillerle karar verecek olurlarsa benim müvekkilimin bugün serbest kalması gerekiyor. Yarında bu dosyanın takipsizlikle kapanması gerekiyor.