İşte Sedef Kabaş'ın konuşması:
SAVCI, DOSYAMI HANGİ MAHKEMEYE GÖNDERECEĞİNİ BİLEMEMİŞ
Davam Ağır Ceza'da devam edecek. Bir anlamda benim ifademi alan Savcı Vedat Yiğit, benim dosyamı hangi mahkemeye göndereceğimi bilememiş. İddianamede bana isnat edilen suç "Terörle mücadele eden kamu görevlisini hedef göstermek ve tehdit etmek." Teknik olarak bu dava terörle mücadele kapsamında Ağır Cezada devam etmek durumundaydı. Asliye ceza Mahkemesi'nin görev alanına girmiyor.
ESKİDEN KALEM VARDI, ŞİMDİ TWİT, AMA SONUÇ DEĞİŞMİYOR
Attığım bir Twet nedeniyle buradayım. Biz gazeteciler eskiden kalem kullanırdık, şimdi çoğumuz Twitter kullanıyor. Ama sonuç değişmiyor. Elimizde silah top tüfek yok. Sadece yazıyoruz, görüş bildiriyoruz, elbette eleştiriyoruz. Yazdığım Twet'in tarihi 19 Kasım 2014. Bu tarihte CHP Milletvekili Erdal Aksünger, 17 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında takipsizlik kararı veren Başsavcıvekili Hadi Salihoglu'nu HSYK'ya şikayet etmişti. Haber, televizyon kanallarında da çıktı. Ben de bu haber sitelerindeki linklerden bir tanesine ek yaparak bir Twet yazdım. Hatta 'savcının fotoğrafını kullandı' dedikleri Twet'imdeki fotoğraf da, bu haberlerden alınmış bir fotoğraftı. Yazdığım Twet'te "Bu adamı asla unutmayın. 17 Aralık'a takipsizlik kararı veren Hadi Salihoğlu" diyorum. Yani Başsavcıyı verdiği karar nedeniyle ben de eleştiriyorum.
HUKUKTA KİŞİLER DEĞİL KARARLAR ELEŞTİRİLİR
"Söylediğimi asla unutmayın" derken aslında verdiği kararın unutulmasını istemiyorum. Savcı beyi tanımıyorum ancak verdiği kararın ülkemiz açısından son derece kritik olduğunu düşünüyordum. Sizlerin de bildiği gibi hukukta kişiler değil, kararlar eleştirilir. Savcının verdiği karar şahsi değil, tüm toplumu ilgilendirir bir karardı. Aynı şekilde yapılan eleştiriler de konumuyla ilgilidir, şahsıyla ilgili değildir. Herhangi başka bir savcı da benzer bir karar vermiş olsaydı, benzer eleştirilere maruz kalırdı.
SUÇA GÖZ YUMMAK, SUÇUN YARISINI İŞLEMEKTİR
Dolaysıya suç işlemeyi bırakın tam tersi devleti zarara uğratan, sahip olduğu kamu gücünü kendi şahsi çıkarı için kullanan, konumu ne olursa olsun, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve her türlü hukuksuzluğa bulaşmış kişilerin soruşturulmasını yargı önüne çıkarılmasının talep edilmesini bir görev olarak düşünüyorum. Toplumda haksızlık yapanlara, suç işleyenlere, yasalara karşı bir duruş sergileyip 'dur' demek hepimizin hakkı. Bunu da Anayasa'ya dayanarak, eleştiri hakkı kullanarak yaparız. Üstelik işlenen suça karşı sessiz kalmak, suçun yarısına ortak olmak demektir. "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demek", yılanı yaşatmaya devam etmektir. Elinde sonunda o yılan sizi de sokup bütün zehrini topluma boca edecektir. Ben yazdım, eleştirdim susmadım. Ve huzurunuzda tekrar etmek isterim ki, ömrüm el verdiği sürece yazmaya, sorgulamaya ve elbette Twet atmaya devam edeceğim. Ve yine asla unutmayın diyorum. Vicdanı rahat, yüreği temiz ve fikri hür insanların cesareti karşısında her türlü güç yenilmeye mahkumdur. Kazanacak olan şey adalettir.