Kudretli oluşunuzdan dolayı, “Aldatıldık” gibi çok derin bir hissi içinde barındıran bu kelimeyi kullandığınızda herkesin de inandığını zannetmeyin. Kimi darbe heveslileri paçayı kurtarma adına, kimi sistemin açıklarından yararlanıp kısa yoldan nemalananlar vs. siz ve yakın çevrenizin, “Darbe planları aslında yoktu, bu Cemaat’in kumpasıydı” gibisinden söylemlerinize belki inanmış görünüyor olabilirler. Ne var ki, 12 yıl başbakanlığını yaptığınız AKP’nin ilk yıllarında, reformist ruhunu rüzgâr gibi estirmesinin heyecanına kapılan darbe karşıtı, “En kötü sivil iktidar bile askeri darbe yönetimlerinden iyidir” inancını benimsemiş biz demokrasiye gönülden inananları çok feci aldattınız.
‘Bu parti takiye yapıyor, demokrasi kulübü AB’ye tam üyelik müzakerelerini başlatarak bu yolda askerî vesayeti sonlandırmak için attığı adımlar, darbelerle kesintiye uğratılan demokratik hukuk devletini tesis etmek için uygulamaya koyduğu yargısal ve ekonomik reformlar….bunların hepsi aldatmaca diyenlere” göğsümüzü siper ettik, sizlere inandık. Başta düşük gelirli grupların sağlığa erişimini sağlamış olmanızı bir devrim olarak nitelendirdik. Bir şiirden mısralar okudunuz diye hapse girmenizi büyük bir haksızlık ve mağduriyet olarak gördük. Keza, bu cezadan dolayı siyasette önünüzün kesilmesini hukuksuz ve vicdanen yaralı bulan o çok kızdığınız CHP, vekil olmanızın önünü açtı.
MGK’nın asker egemen yapısını değiştirdiğiniz, kamu malî yönetim sisteminde hesap verilebilirlik ve saydamlığı güçlendirmek amacıyla köklü değişiklikler yaptığınız pek çok reforma hatırlayın CHP de destek vermişti. Bu reformlarınıza, biz demokrasiyi özümsemiş insanlar da, Türkiye’nin istikrarlı günlere çıkış yolu olarak görüp yürekten destek verdik.
“Yeminli AKP düşmanları” diye nitelendirdiklerimize karşı partinizi, reformlar ayakları yere bastığı yani kanunlar yoluyla düzenlendiği için savunduk, çevremizdekilerin bizleri yalnız bırakmaları pahasına.
Reformlarınıza destek için kaleme aldığımız güvenlik sektörüne dair raporlarımız yüzünden asker tarafından fişlendik.
Çocuk denecek yaştakilerin asıldıkları, çoklarının fikirlerinden dolayı cezaevine girdikleri, işkencelere maruz kaldıkları 1980 ile irticacı diye yaftalanan insanların işlerinden aşlarından edildikleri 1997 darbeleriyle yargı yoluyla hesaplaşılıyor olmasını demokrasi adına çok önemsedik.
Keza darbe teşebbüsü davalarını, Türkiye’nin, yine demokrasiyi yakalaması adına bir fırsat olarak gördük. Ne yazık ki, hukukî alanda yapılan hatalar yüzünden bu fırsat elimizden kaçtı.
Partinizin, Türkiye’ye kazandırdığı insan haklarına saygı odaklı reformların bir göz boyamadan ibaret olduğu, Gezi olaylarına tahammülsüzlüğü ile iyice görünür oldu, yolsuzluk soruşturmalarını kapatmak için verdiği mücadele ile zirveye çıktı.
Uluslararası yayınlarda da artık Türkiye‘nin, her alanda kötüye gidişi tescillenir oldu. Dünya yolsuzluk endeksinde en fazla yolsuzluk yapan ülkeler sıralamasında birinci lige doğru tırmanırken basın, ifade özgürlüğü gibi medeni devlet düzeyinin ölçülmesinde kriter olan temel hak ve özgürlükler alanında gerilemeye devam etti.
Şimdi siz Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harp Akademileri Komutanlığı’nda önceki gün subaylara seslenirken, darbe teşebbüsü davalarının kumpas olduğu iddiasını yineleyip “Tüm millet ve biz aldatıldık.” diyorsunuz. Hayır doğru değil, asıl bizler, sizin artık mazide kalan, sahici sandığımız reformlarınıza gönülden inanıp, desteklediğimiz bu yüzden hırpalandığımız için çok feci aldatıldık, içimize sindiremiyoruz.
Zaman: Lale Kemal
l.kemal@zaman.com.tr