Fakat olayın bir de görünmeyen tarafı var ki bence çok önemli.
Malum olduğu üzere 17-25 Aralık yolsuzluk skandalı patladığı günden bu yana Erdoğan’ın tek hedefi Gülen Cemaati’ni bitirmek.
“İnlerine gireceğiz” diyerek başlattığı ‘cadı avıysa cadı avı’ sözüyle devam ettirdiği mücadele de ‘ya biat edecekler ya da yok olacaklar’a kadar geldi.
Geride kalan sürede ne hukuk bıraktı ne insaf.
Yasaları altüst etti, kermes düzenleyip öğrencilere burs veren ev kadınlarından ‘terörist’ çıkarmayı bile başardı!
Devletin uçağına atlayıp dünyanın dört bir yanına Türk okullarını kapattırmaya koştu.
Erdoğan’ın her biri utanç vesilesi olarak tarihe geçecek icraatlarını sıralamaya kalksam sayfalar yetmez.
Teşekkür meselesine gelince…
Türkiye’nin dünya çapındaki tek küresel markası olan Türk okullarının ürünü olanTürkçe Olimpiyatları AKP’nin engellemesi nedeniyle iki yıldır Türkiye’de yapılamıyor.
Peki bitti mi? Nasıl ki okullar Erdoğan’ın izni ya da desteği ile başlamadıysa onun demesiyle de bitmeyecektir.
Erdoğan belki farkında değil ama aslında Cemaat’e büyük bir iyilik yaptı.
Şöyle ki…
Cemaat her ne kadar küresel bir hareket olsa da özü itibariyle yerel. İşadamından eğitimcisine, yardım kuruluşundan akademisyenine herkesin yüzü Türkiye’ye dönük. Bu durum aslında Cemaat için bir handikaptı.
Erdoğan’ın Gülen Hareketi’ne yönelik kanun kural tanımayan cadı avı sonrası Cemaat kendini yeniden konumlandırdı.
Artık ‘gerçekten küresel bir hareket’ olmaya doğru gidiyor.
Bu açıdan Washington DC’deki Türkçe Olimpiyatları’nın sembolik önemi büyük. Bu yıl 20 ayrı başkentte ‘Dil ve Kültür Festivali’ olarak düzenlendi.
Eskiden sadece Türkiye’den siyasiler programlara katılıyordu, artık bulunduklarıülkelerin politikacıları geliyor.
Mesela festivalin ABD ayağına 20 civarında senatör ve milletvekili katıldı. ABD’li siyasiler öğrencilerle selfie çektirip yayınladı.
100’ü aşkın kongre çalışanı Türk yemekleri yiyip, uzun hava dinledi, çocuklarla sohbet etti.
Bir grup Türk okulu öğrencisi ABD televizyonunda canlı yayına çıktı. Beyaz Saray’a da konuk olacaklar.
Özetle Erdoğan’ın despotik uygulamaları, küreselleşme konusunda yavaş kalanCemaat’i zorla global bir harekete dönüştürüyor.
Bu yüzden Erdoğan’ın yok etmeye çalıştığı Cemaat’e aslında iyilik yaptığını söyleyebilirim.
Acil toplantı!
‘Böylesi ancak fıkralarda olur’ diyecektim ama Türkiye zaten kimsenin gülmediği bir fıkraya dönüştü.
O yüzden çok detaya girmeden yaşananları özetleyeyim:
Başta Rusya ve Almanya olmak üzere birçok ülkeden 1915 olayları ile ilgili‘soykırım’ kararları çıkınca paniğe kapılan ‘stratejik derinlikli’ Türk hükümeti hemen ‘kriz masası’ kurmuş.
Hatta müsteşar ‘siz ne yapıyorsunuz’ fırçası bile yemiş.
‘Sinirli bir insan oğlu’ olan müsteşar da hemen kırmızı düğmeye basıp ‘yurtdışı misyonu olan tüm kurumların’ temsilcilerini bakanlığa çağırmış.
Konu acil. 100 yıllık Ermeni iddiaları için kritik süreç.
22 Nisan, saat 17.00...
Kimler yok ki; TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Kamu Diplomasisi Kurumu ve diğerleri.
Fakat zaten çok çalışan bürokrasinin aklı 23 Nisan tatilindedir. Birçok yöneticiçoktan tatile başlamıştır.
Toplantıdan dahiyane (!) fikirler çıkar; Ermeni iddialarına karşı ‘herkes bulunduğu ülkelerde Türk bayrağı asacak’ kararı alınır.
Ama bu kadar ‘geniş çaplı bir operasyon’ o kadar kolay değildir!
Kurumlardan hayli ilginç cevaplar gelir.
Mesela mı? “Efendim burada 23 Nisan tatil değil neden bayrak asacağız”,“Bayrağı nereden bulacağız, yollayın hemen asarız”, “Efendim biz Ermeni soykırımını kutlamıyoruz ki neden her yere Türk bayrağı asıyoruz?”
Dahiyane öneriler de gelir:
“Efendim bayrak asacağımıza bu ülkelerdeki birkaç önemli kişiye para versek soykırım yasalarını engelleriz!”
İşi bilen bazı ‘akıllılar da’ “Hemen efendim, zaten hazırlıkları yapmıştık” der. Yalandan kim ölmüş ki, sanki arkasını arayıp soran olacak ?”
Neyse ki Obama 24 Nisan için ‘soykırım’ demedi de bu yılı da kurtardık.
Seneye Allah büyük.
Eh ne diyelim; tehlikeyi önceden görüp bayrakları hazırlayan bir Dışişlerimizvar. Rahat uyuyabiliriz!
//www.bugun.com.tr
Erdoğan’ın Cemaat’e iyiliği
Erdoğan’ın Cemaat’e iyiliği
Sivil Haber Sivil Haber
MEDYA
Başlığa bakıp “Erdoğan 1,5 yıldır tüm devlet imkanları ile Cemaat’i linç ederken bu teşekkür de neyin nesi” diyebilirsiniz.