Deniz Ülkütekin'in röportajı
O, güçlü kadının sembolü belki de. Işıl Aktan 20 yıla yaklaşan TRT kariyeri yanında vücut geliştirme sporundaki başarılarıyla da tanınıyor. Ancak o bile kadın şiddeti mağdurlarından. Yaşadıklarını fiziksel değil ruhsal gücüyle aştığını söylüyor. En büyük yardımcısı da spor olmuş.
Işıl Aktan başarılı bir sporcu, aynı zamanda haber spikeri. Zaman içinde farklı konular eşliğinde gündeme geldi; kimi zaman vücut geliştirme sporunda kazandığı başarılar, kimi zaman eşinden şiddet görmesi sebebiyle. O sıkıntılı bir sürecin ardından şimdi spordaki hedeflerine odaklanmış, çalışıyor. Kendinin de mağduru olduğu kadın şiddetine karşı duruşunuysa her platformda göstermeye devam ediyor. Ama bu çok da kolay değil. Milli takım seçmeleri için yapılan yarışta sahneye siyah bantla çıkarak tepkisini göstermek istedi ama hakemler izin vermedi. Yine de eylemi ses getirmeyi başardı. Yarışmanın ardından biz de Işıl Aktan’la yaşadıkları hakkında konuşma fırsatı bulduk.
- Son olarak yarışmada siyah bant takmak istemenizle gündeme geldiniz. Nasıl gelişti olaylar?
- Kadına şiddet konusuna fazla girmiyorum. Sadece doğal bir tepkimdi. Yaşadığım sıkıntılı bir süreç var, eşim davalar açtı, manevi açıdan çok zorlandım. Davadan davaya koşarken bir de yarışmaya hazırlandım. Buna da bir tepki vermek istedim. Çok sayıda şiddet mağduru var, ben de dayak yediğimi söylemiştim. Hepisini temsilen bir güçlü kadın modeli oluşturmak geldi aklıma. Fiziken ve ruhen güçlü olmak zorundalar. Ruhen güçlü olurlarsa zaten her şeyin üstesinden gelebilirler.
- Sporculuk yaşamınızla da bunu temsil ediyorsunuz.
- Kesinlikle, yapmak istediğim kadınlara bir mesaj vermekti. Kadınlar güçlüdür ama güçlerinin farkında değiller. Kendilerini ezdirmesinler, tabii bu kolay değil. Maddi açıdan özgür olmaları gerekiyor, ama gördüğüm kadarıyla iyi eğitim sahibi, maddi durumu iyi olan nice kadın da dayak yiyor. Herkes bunu komşusundan saklıyor, işyerinde gizlemeye çalışıyor, ama sakla sakla nereye kadar? Emin olun her şey bir tokatla başlar, daha sonra bu şiddet giderek artar. O zaman öncelikle kendinize saygınız olsun. Çocuğunuz için de katlanmayın. Çünkü kendinize saygınız yoksa iyi bir anne modeli değilsiniz demektir. Gelecekte o çocuk da şiddet mağduru ya da şiddet uygulayan bir birey olacaktır. Şiddet gösteren erkeklere baktığımızda emin olun ailesinde şiddet görmüştür, babası dövmüştür, amcasını görmüştür ondan örnek almıştır. Bu örneklere dur demek kadınların işi. Ben bir örnek olma çabasındayım ve kadınlardan dik durmalarını isterken, ruhu da güçlendiren sporu tercih etmelerini tavsiye ediyorum.
- Kadına şiddet denilince fiziksel güçle de alakalı olduğu düşünülüyor. Güçlü bir kadın olmanıza karşın siz de bunun mağduru oldunuz.
- Ben de güçlüyüm ama biz burada güçleri çarpıştırmıyoruz. Kadın her zaman narin bir yaratıktır. Sporcu olarak güçlü bir kas yapım var ama kadın zarafetini her zaman taşıdım. TRT’de 19 yıldır çalışıyorum sicilimde en ufak bir kavgam yoktur. Bu bir zarafettir. Hiçbir zaman bilinçaltımda bir insana vurmak yok. Bunun sportif başarımın önüne geçmesini de istemiyorum. Sanat ve spor yönünden eksik olduğumuz için toplumda bu kadar şiddet var. Televizyonları izliyoruz, şiddet içerikli yayınlar, ailede şiddete dur diyen kadının olmaması. Ne yazık ki annelerimiz de maddi imkânları olmadığı için bu çileyi çekmiş, ama bizim kuşağımız neden bu dayağa dur diyemesin? Bir kez vurduğunda dur demeliyiz. İkinciye, üçüncüye izin veriyoruz, bir de bakıyoruz öldürülmüşüz. Ben dur dedim. Sonuçta kimse dayak yemek için evlenmiyor. Mutsuzsanız, önünüze set çekiliyorsa, gücünüzün farkına varın. Kadın güçlüdür, erkek kadar güçlü olduğunu da ben bu sporla gösteriyorum. Pek çok erkek benimle antremana girmek istemez, çünkü giremez. Bakıyorlar, yüzü güzel bir kadın ama çok başarılı. Nasıl oluyor? Şaşırıyorlar. Şu sıralar çok sayıda moda çekimi teklifi var. Tüm yaşadıklarıma karşın vücudum ve ruhum çok sağlam. Hayatıma devam edeceğim.
- Vücut çalışan kadınlar hakkındaki önyargıları da silmek istiyorsunuz sanırım.
- Zaten bu anlamda bir misyon da üstlendim. Vücut geliştirme, ilaç ve doping sporu değil. Geçen bir gazetede “cinsellikleri yoktur” yazıyordu. Hayır hepsinin çocuğu var. İyi beslendikleri için üstelik daha da güçlüler. Daha da dişiler, çünkü yuvarlak hatlarımız var. Gören “kadın böyle olmalı” diyor. Ayrıca hormon deniliyor ama hormonlu gıdalar her yanımızı sarmış durumda. Siz doğru beslenmeyi seçin. Fast food’u bırakın, selülit kremleriyle uğraşmayın, estetiğe para vermeyin. Kendinizin heykeltıraşı olun. Sonra eşiniz de çevreniz de size saygı duyar.
- TRT farklılıklara sıcak bakmaz. Sizin sporculuk yaşamınıza bir tepki oldu mu?
- Haber muhabiri olduğum süreç var, burada pek çok farklı görüş duydum. 19 yılımı verdim, çalkantılı bir süreç yaşadığım için şimdilik geri plandayım, ama hâlâ haber kadrosundayım. Müdürlerim çalışmalarıma pek engel olmadılar. Eminim durumu onlar da takdir ediyorlar. Kendimi spora verdim. Bilirler ki tuttuğumu koparırım. İnşallah milli takıma seçileceğim. Hocam Muammer Gökmen’le çalışıyorum. Kendisi bu konuda duayendir. Ayrıca kareografi çalışmalarım var. Ailem de bana çok destek oldu. Oğluma da teşekkür etmek istiyorum. Efecan sekiz yaşında, çok zeki, arkadaşlarına beni anlatıyor, övünüyor, kaslarımdan bahsediyor. Beni böyle görmekten çok mutlu oluyor.
()
Haber Kaynağı : Haber7.com