Ömer Şahin'in haberi
12 Eylül referandumu sırasında darbecilerin yargılanıp yargılanamayacağı çok tartışılmıştı. Zamanaşımı olmayacağı, yargılanacaklarını söyleyenler haklı çıktı. Peş peşe gelen, binleri aşan suç duyuruları işleme kondu. Savcılar harekete geçti, iddianame hazırlandı. Sonunda ‘hayaldi, gerçek oldu.’ 4 Nisan’da önemli olduğu kadar tarihi de olan bir duruşma var. Demokrasi tarihinin belki de en önemli davası görülecek. 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya yargıya hesap veriyor.
Kenan Evren-Tahsin Şahinkaya ikilisinin, yani 12 Eylül ve darbelerin yargılanmasına toplum duyarsız kalmadı. Mağdurlar harekete geçti. Her ne kadar referandumu bir ‘aldatmaca’ olarak sunsa da CHP de davaya müdahil oldu. CHP, darbeyle kapatılmakla kalmamış, malvarlığı ve arşivine bile el konmuştu. Sadece CHP mi? Kimler müdahil olmak için başvurmadı ki? Kurumlar da var bireyler de. 78’liler, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, BBP, Oğuzhan Müftüoğlu,Yılma Durak, Haluk Kırcı...
Paşa ve 4 kişilik ‘Genel Kurul’u
Darbelerin belki de en çok mağdur ettiği kurum ‘milli irade’nin merkezi TBMM oluyor. 12 Eylül generalleri kapattıkları Meclis’i garnizona çevirmişlerdi. Kenan Paşa fiili Meclis Başkanı, 4 konsey üyesi (Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer, Sedat Celasun) ise milletvekillerinin tamamıydı.Kenan Paşa, şu anda Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın oturduğu odayı kullanırdı. Kenan Paşa, Meclis Başkanı gibi “Genel Kurul’u açıyorum” diye söze başlardı. Milletvekillerinin bulunduğu ‘Genel Kurul’dan kastettiği tabii ki 4 generaliydi. Meclis’in darbe günleri tahmin edilebileceği gibiydi. Yönetime rütbeli askerler getirilmiş, sivil bürokrasi de ‘er’ muamelesine tabiydi. Gazeteciler de öyle. Yemeklere bile tek sıra halinde gidiliyordu. Gazetecilerin konsey bildirisi yayımlama dışında yapabileceği bir şey de yoktu.
O kara günleri yaşayan TBMM, darbecilere yargı yolunu açan yasayı hazırlamıştı. Şimdi yargılamalara ‘müdahil’ oluyor.
Üstün: Fikren müdahiliz
İlk adımı atan TBMM İnsan Hakları Komisyonu oldu. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, mahkeme başkanıyla görüştü. Duruşma salonundan iki kişilik yer ayırttı. Kendisiyle beraber komisyon üyesi olan AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ da duruşmaları izleyecek. Üstün’ün niyeti bütün duruşmaları takip etmek. Bunu insani, vicdani görev, demokratik bir hak olarak görüyor. Gerekçesi de belli: “En büyük hak ihlalleri savaşlar ve darbe zamanlarında olur. 12 Eylü öncesi, darbe zamanı ve sonrasıyla o kadar çok hak ihlalleri yaşattı ki. Binlerce insanın yaşam hakkı ihlali oldu.Binlerce hayat söndürüldü. Bununla da bitmedi sıkıyönetim, OHAL’lerle ihlaller sürdü. İnsan Hakları Komisyonu olarak bu davaya fikren müdahil olacağız.”
Üstün, 12 Eylül yargılamasına Meclis Başkanlığı’nın da müdahil olması taraftarı. Hatta, “Biz fikren, onlar ise hukuken müdahil olmalı” düşüncesinde
12 Eylül’ün yargılanacağı 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık’a yazı göndererek her iki makamı davayı izlemeye davet etmişti. Her iki kurum da darbenin birinci derece mağdurlarından. Suçtan zarar gördükleri için ‘müdahil’ olma hakları var. Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık henüz kararını netleştirmemiş görülüyor. Aldığım izlenim her iki kurumun da yargılamaya temsilci göndereceği yönünde. Meclis’in göndereceği temsilcinin duruşmada nasıl mağdur olunduğunu anlatması da bekleniyor.
Güniz Sokak sessiz
Haluk Kırcı’dan 78’lilere kadar ‘müdahil’ olmak isteyenleri görünce insan merak ediyor. Tüm zamanların en çok darbe gören siyasetçisi var. 12 Eylül darbesi olunca başbakanlık koltuğunda oturuyordu. Şimdilerde siyasi gelişmeleri Güniz Sokak’ta izlemekle yetiniyor. Süleyman Demirel’de ‘müdahil’ olacak mı? Yoksa 28 Şubat’taki çizgisine uygun bir şekilde araziye mi uyacak.
Bu arada ‘darbe’ konusunu önümüzdeki günlerde daha sıklıkla duyacağımızı söyleyelim. Başbakan Erdoğan talimatı verdi. AK Parti, darbelerin araştırılması için Meclis’e teklif veriyor. Kurulacak komisyon 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan bütün darbe ve muhtıraları araştıracak.
Haber Kaynağı : Haber7.com