Sivil Haber

8 Mart Dünya Kadınlar “Yeni Bir Dünya”

SİYASET

8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebeti ile kadın-erkek bütün insanlara “Adil Bir Düzen”, “Yeni Bir Dünya”

 Amerika’da grev yaptıkları sırada hayatını kaybeden işçi kadınların ardından başlayan mücadele, BM tarafından 1977 yılında “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan edilmesiyle resmiyet kazandı.
Yaşadığımız bu çağda gelişen tüm problemlerin materyalist zihniyetin hâkim olduğu sistemlerden kaynaklandığını görüyoruz. Yine aynı zihniyetin hâkim olduğu uluslararası kurumlar problemleri çözme iddiası ile özel günler ihdas etmiş, çeşitli hak ihlali konularını içeren sözleşmeler ilan etmiştir.

Bu sözleşmelerin altına imza atan, ilan edilen özel günleri kutlayan bir ülke olarak acaba ne kadar faydalı bir yol kat ettik. Saadet Partisi kadınları hiçbir zaman sessiz ve yedek iş gücü olarak düşünmemektedir. Kadınların çalışma hakkı ve toplumsal sorumluluklarını her zaman göz önünde bulundurarak bunları güçlendirecek ilgili kurumsal yapıları destekleyecektir.

Analık Kutsaldır

Çalışan kadının çocuk sahibi olması durumunda mesleki kariyer ve sosyal hakların kurulması ile ilgili yasal düzenleme önerileri üzerinde gerekli çalışmaları yaparak çocuk sahibi olmanın iş hayatının iş hayatında bir engel değil aile mutluluğu için bir teşvik olduğu bilinci ile hareket edilecektir.

 “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi” sözleşmesini imzalamış olmamıza rağmen, bir kısım siyasilerin oy kaygısı ile hatırladığı kadınlarımız mecliste sadece %14 ile temsil edilmekte iken, kadınlarımızın salt çoğunluğunu oluşturan, kılık kıyafetini inancına göre belirleyen kesimin ise meclis çatısı altında bulunmalarının ve temsil haklarını kullanmalarının önüne geçilmektedir. İş ve eğitim alanında da aynı uygulama devam etmektedir. “Hizmet Alan” “Hizmet Veren” ayrımı hiçbir yasal ve hukuki dayanağı olmayan bir ayrımdır. Ne yazık ki bu konu zaman zaman suni gündem malzemesi olarak kullanılmaktadır.

 

“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi” adı altında Türkiye’ye ev ödevi veren uluslararası kurumlar, kadınlarımızın psikolojik şiddet ve travma yaşamalarına neden olan “kılık kıyafet yasağı” uygulamasına karşı bir yandan duyarsız, çifte standartlı bir tavır izlerken öte yandan inancımıza, kültürümüze, değer yargılarımıza uymayan siyasi kriterler dayatmakta, bu kriterlerin yerine getirilmesi için sıkı bir takiple raporlar hazırlamaktadır. Son çare olan fakat ilk ve tek çare gibi sunulan, “8-10 bin yetişkin kadın nüfusuna 1 sığınma evi” öngören AB kriterleri, daha dün alt komisyondan geçirilen ve Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni imzalamanın gereğini yerine getirme girişimi olan yasalar, geçtiğimiz yıllarda zinanın serbest bırakılması, ailenin reissiz bırakılması gibi adımlar, ailenin çözülüşünün ve toplumsal çürümenin habercisidir.

Batılı yaşam tarzına ve değerlerine uyumlu hale getirilme çabalarının ardında; insanımızın inançlarını bulandırma, toplumsal yapıyı bozma, direnme güçlerini kırma ve küresel güçlerin çıkarlarına hizmet eder hale getirme niyetleri olduğunu görüyor, “post modern sömürgeci” sisteme bilfiil kadınların da dâhil edilme çabası olduğunu seziyoruz.

Merhum liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın tarihe geçen sözlerinden biri “Dünyanın geleceği batıya bırakılmayacak kadar hayati öneme sahiptir. Biz Batılı değiliz, biz Avrupalı değiliz. O zaman hesabımızı ve çalışmalarımızı bu farklılık üzerine yoğunlaştırmak zorundayız” olmuştur.

 İslam âleminde kadını düşündüğümüz zaman; oradaki kadın muhterem bir kadındır, oradaki kadın hakikaten cemiyetin temelidir ve oradaki kadın temizliğin, terbiyenin örneğidir. Cennete girmeye namzet bir insandır. Hatta İslam tablosunda cennet ayağının altındadır. Cenneti ayağının adlında tutan bir varlıktır.

 Türkiye olarak bizi güçlü kılan en önemli özelliğimiz sağlam aile yapımızdır. Aileyi koruyamayan toplumlar inanç ve kültür değerlerini koruyamazlar.

 

Ülkemizde son yıllarda yapılan ilmi araştırmalar sonucunda; kariyer ve iyi yaşam kavramlarının manevi temellerin önüne geçirilerek belirleyici hale geldiği, maddileşme ve dünyevileşmenin hayata hâkim olduğu, çocukları kreşe, yaşlıları huzur evine göndermenin yaygınlaşması ile diğer toplumsal kurumların da sorunlu hale geldiği belirtilmiştir. Öte yandan milli, manevi değerlerimizle bağdaşmayan ve aldatma anlayışı üzerine kurulan televizyon programları, insanımızın ahlaki ve ruhi yapısını bozan filmler, yasak ilişkilerin ve “seviyeli birliktelik” adı altında nikâhsız yaşayanların konu edildiği diziler aile yapımızın temellerini sarsarken ilgili kurumlar hiçbir girişimde bulunmamaktadır.
Bu güne kadar binlerce hastayı inceleyen Psikiyatri uzmanları, doğru modellerin yerine kötü karakterlerin örnek gösterilmesi sonucu psikolojik problemlerin hat safhaya ulaştığını belirtmekte, televizyon, internet ve gazetelerin toplumu kolaylıkla yönlendirebildiğini, devletin resmi denetim organlarının ise bu konuda sessiz kaldığını dile getirmektedir. RTÜK elini taşın altına koyarak bilimsel bir heyet kurmalı ve medya eliyle gerçekleştirilen bu manevi tahribata vize vermemelidir.

 Ahlaki ve manevi tahribatın önlenmesinde öncelikli hedef Ailenin korunmasıdır. Bu anayasal bir zorunluluktur. Anayasamızda “Devlet ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri alır” denilmektedir.

 Yeni Anayasa çalışmalarının yapıldığı bu dönemde Saadet Partisi olarak;

Yeni Anayasa’da aile müessesesinin bağımsız bir başlık altında yer almasını, özellikle eşlerin ve çocukların korunması hususunda, Milli Güvenlik Kurulu gibi “Aile, Çocuk ve Kadınları Koruma Yüksek Kurulu” kurulmasını önermekteyiz.

Ekonomik bunalımın yol açtığı psikolojik sıkıntıları ve her çeşit problemi giderecek “Psikolojik Danışma ve Aile Destek Üniteleri” oluşturulmalı, şiddetin önüne geçilmelidir.

 

Gençler için mutlu evlilik kurma ve bunu sürdürme yollarına dair psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmeti verecek “Evlilik Öncesi Destek Kurumları” oluşturulmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. Evlenecek olanlara maddi ve manevi destek sağlanmalıdır.

 Çekirdek aile yerine toplumu ayakta tutan dinamiklerden olan “Büyük Aile” yapısı özendirilmelidir.

Kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile milletimizin bütün fertlerinin yaşadığı problemlerin çözümü ancak kendi görüşleri olan Milli Görüş’tedir. Bağımsız ve bağlantısız programı, plan ve projeleri olan Saadet Partisi’nde ve onun engin tecrübeye sahip inançlı kararlı kadrolarındadır.

 Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.