Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Avrupa'daki dar vizyonlu siyasiler bizim önümüzü tıkamak için ellerinden gelen çabayı artlarına koymuyor ama inanın bana, onlar Türkiye'ye gol atacaklarını düşünürken, devamlı kendi kalelerinde gol yiyorlar. Biz de 'timsah yürüyüşü' yapıyoruz'' dedi.
Bağış, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen, ''Avrupa Bütünleşme Sürecinde Etkinliklerle Buluşma Projesi'' kapanış ve ''2012 Yılı 2. AB'ye Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecinin oldukça uzun ve zorlu geçtiğini söyledi.
Türkiye'nin AB'ye ilk başvurusunu 1959 yılında rahmetli Adnan Menderes'in yaptığını dile getiren Bağış, ''Hiçbir ülkenin bekletilmediği kadar bekletilmişiz. 45 yıl aradan sonra müzakerelere başlayabilmek için 2004 yılı 17 Aralık tarihinde sayın başbakanımızın Brüksel'de masaya yumruğunu vurmasıyla bir tarih almışız. O günden bu yana 13 başlığı açmışız. Avrupa'daki dar vizyonlu siyasiler bizim önümüzü tıkamak için ellerinden gelen çabayı artlarına koymuyor ama inanın bana, onlar Türkiye'ye gol atacaklarını düşünürken, devamlı kendi kalelerinde gol yiyorlar. Biz de 'timsah yürüyüşü' yapıyoruz'' diye konuştu.
Bursa'nın Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu medeniyet kavramını ortaya koyan bir kent olduğunu anlatan Bağış, şunları söyledi:
''Bursa, farklı inançların, kültürlerin birlikte yaşadığı, huzur bulduğu bir şehir. Türkiye, dolayısıyla İslam karşıtlığı yaparak ülkelerindeki aşırı sağ ve bazı azınlık grupların oylarını devşirme çabasında olan ve kendi parlamenterlerinin dahi 'yeter artık'' dediği Avrupa'da 'akıl tutulması' yaşayan siyasilerin gelip Bursa'da nefes almaya ihtiyacı var. Bize havlu attırmaya çalışıyorlar ama biz onlara Bursa'nın güzel havlularını göndermeye devam ediyoruz. Biz ecdadımızın bize öğretti mütevazılıkla, sayın başbakanın bana bu görevi verdiği günkü talimatla, 'diklenmeden dik durarak' bu süreci Allah'ın izniyle çok daha farklı bir noktaya getireceğiz.''
-2023 hedefi-
AK Parti olarak Türkiye'nin hükümeti olduklarını, oy veren vermeyen herkesin sorununu kendi sorunları olarak gördüklerini vurgulayan Bağış AB müzakereleri sürecinde de muhalefetle birlikte çalışarak, AB reform yasalarını TBMM'den birlikte geçirdiklerini kaydetti.
Bağış, AB reformlarının Türkiye'nin kalkınması, demokratikleşmesi, zenginleşmesi, şeffaflaşması için önemli olduğuna vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Türkiye'yi 1923 yılında dünyanın en güçlü 10 ülkesi haline getireceğiz. Bunu gerçekleştirmek için muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Biz 'Atam izindeyiz' sözünü 'izne çıkmak' olarak algılayan bir siyasi hareket olmadık. Biz Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu bu cumhuriyeti daha ileriye götürebilmek, onların hayallerini gerçekleştirebilmek için çalışmak zorundayız. Atatürk hedef koymuş; 'çağdaş medeniyetlerin üzerine çıkmak' demiş. Bakın, 'çağdaş medeniyet seviyesini yakalamak' dememiş, 'onun üzerine çıkmak' demiş. Bugünün küresel standartlarında, 'çağdaş medeniyetler seviyesi', AB müktesebatı ise ki öyle, bunu tartışan yok; bütün içinden geçtiği ekonomik krize rağmen AB coğrafyası kişi başına düşen milli refahta dünyanın önde gelen coğrafyası. Kişi başına düşen refah derken sadece gelirden bahsetmiyorum. Gelir artı insan hakları standardı, ifade özgürlük standardı, gıdanın hijyen standardı, teneffüs ettiğimiz havanın standardı... Bunların hepsini toptan değerlendirdiğiniz zaman, yarınlarla ilgili umutları değerlendirdiğiniz zaman AB coğrafyası bugün için de buhrana rağmen dünyanın en müreffeh coğrafyası.
Eğer o standartlar bugün çağdaş medeniyet seviyesini temsil ediyorsa ve gerçekten biz Cumhuriyetimizi kuran Önder'in hedefine ulaşmak istiyorsak, onun üzerine çıkmalıyız. Yani AB standartlarının da üzerinde bir ülke olmalıyız, çok çalışmalıyız. Onun için kimileri izne çıkmış olabilir, kimileri her gün birbirini yemekle uğraşabilir ama biz tek yumruk olmak zorundayız. Daha çok çalışmak, terlemek, üretmek kazanmak ve insanımızın standardını yükseltmek zorundayız.''
-Atatürk ve vizyoner düşünceleri-
Yıllardır Türkiye'de çocuklara Atatürk'ün 7 yaşındayken dayısının çiftliğinde karga kovaladığının öğretildiğini anlatan Bağış, ''Ama o büyük vizyoner insanın 1920'lerde 1930'larda Sovyetler Birliği'nin çökeceğini öngördüğünü, Balkanlar'da bir birlik kurup bunun zaman içinde Avrupa Birliği'ne dönüştürülmesi gerektiğini, AB kurulmazsa Avrupa kıtasında barışın sağlanamayacağını sözlediğini bize öğretmemişlerdi'' dedi.
''Neden 7 yaşında karga kovaladığını öğrendik ama böyle vizyoner düşüncelerinin olduğunu öğrenemedik'' diyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çünkü ondan sonraki zihniyet Türkiye'de, tornadan çıkmış gibi ezberci zihin istedi. Tasavvur eden, öngören, düşünen, geleceği ön görmeye çalışan bir zihin istemedi. Fakat biz bu ülkede herkes okuyabilsin diye okullarda ders kitaplarını ücretsiz dağıttık. Çocuklarımız daha iyi araştırma yapabilsin diye Türkiye'nin dağ köylerine bile internet götürdük. Şimdi yeni bir projeyi başlatıyoruz, 15 milyon çocuğun tablet bilgisayarı olacak ve ders kitapları o tablet bilgisayarda bulunacak. Çocuklarımız istedikleri zaman Kolombiya Üniversitesi'nin kütüphanesine, istediği zaman El-Eser Üniversitesi'nin kütüphanesine, istediği zaman kendi ülkemizdeki bilgi kaynaklarına ulaşabilecek. Araştırabilen, tartışabilen, fikirlerini dile getirebilen bir nesil yaratmak için çok farlı bir projeyi hayata geçiriyoruz. İşte çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak budur. İşte Avrupa startlarının üzerine çıkmak budur.''
-''Davos Türkiye'ye gelebilir mi?''
Egemen Bağış, Türkiye'nin bazı sıkıntılara rağmen ekonomik anlamda pek çok AB ülkesinden daha iyi durumda olduğunu belirtti.
3 yıl önce Başbakan Recep TAyyip Erdoğan'ın Davos'taki ''One Minute'' çıkışını da anımsatan Bağış, şöyle konuştu:
''Sayın babakanımız 'One minute' dedi, 'daha da gelmem' dedi. Geçtiğimiz yıl Davos'un organizatörleri Türkiye'ye geldiler. Bir çok kişiyi araya koyarak sayın başbakandan randevu altılar. Dediler ki; 'sayın başbakan biz Türkiye'nin son dönemde performansı karşısında söyleyecek söz bulamıyoruz. Siz 'daha gelmem Davos'a' dediniz ama Davos Türkiye'ye gelebilir mi? Sayın başbakanımız da; 'bizim kültürümüzde gelen misafirimizi kapıdan çevirmek yoktur. Buyurun gelin' dedi. Şimdi Dünya Ekonomik Forumu 40 yıllık tarihinde ilk olacak, 4-6 Haziran tarihlerinde İstanbul'da toplanacak. Doğuyla batıyı, güneyle kuzeyi bir araya getirecek uluslararası toplantı, ilk kez Davos dışında gerçekleşmiş olacak. İşte Türkiye'nin dik duruşunun neticesi budur.''
Geçen yıl AB ülkeleri ortalama yüzde 1,5 büyürken Türkiye ekonomisinin yüzde 9 büyüdüğünü, ihracatta rekor üstüne rekor kırdığını belirten Bağış, işsizlik oranında da Avrupa'nın Türkiye'ye gıpta ile baktığını kaydetti.
Bağış, Yunanistan'ın bazı bölgelerinde işsizlik oranının yüzde 40 civarlarında olduğunu, İspanya'da da bu oranın yüzde 35 ila yüzde 40 arasında değiştiğini ifade ederek, Türkiye'nin ise oranın hala kriz dönemi rakamlarıyla aynı düzeyde olduğunu bildirdi.
Haber Kaynağı : Haber7.com