Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dersim konusunda hem CHP'yi hem MHP'yi eleştirdi. Dersim olayı ve darbelerin arkasında İttihat ve Terakki zihniyetinin olduğunu söyleyen Başbakan, "Biz bu 150 yıllık köhnemiş zihniyet ile mücadele ediyoruz." dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'yi dindar, dinsiz diye ayırıyor" eleştirisine de cevap veren Başbakan, "Benim ifademde dindarlar dinsizler diye bir ifade yok. Dindar bir gençlik yetiştirme var" ifadelerini kullandı.
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında Konuştu
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan'ın gündeminde yine Dersim vardı.
“Bir Zihniyeti Deşifre Etmek İstedik”
CHP'ye yüklenen Başbakan, Dersim konusunu gündeme getirme sebebini şu sözlerle açıkladı:
"Biz Dersim faciasını gündeme taşırken bir acının küllerini kaldırmayı değil, bir zihniyeti, bir anlayışı, bir yaklaşımı deşifre etmek istedik, bunu hatırlatmak istiyorum. Biz Dersim'den hatta onun çok daha öncesinden başlayan, bugüne kadar da devam eden bugün de varlığını sürdüren Jakoben, seçkinci, elitist bir zihniyete dikkatleri çektik."
“150 Yıllık Köhne Zihniyetle Mücadele Ediyoruz”
Dersim olayının ve darbelerin arkasında hep aynı zihniyetin olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "İttihat ve Terakki zihniyeti Gazi Mustafa Kemal'in de bizzat karşı çıktığı ve mücadele ettiği bir zihniyettir. Gazi Mustafa Kemal'in müsamaha göstermediği bu zihniyet, ne yazık ki vefatının ardından yeniden hayat bulmuş, yeniden iktidar fırsatı bulmuş ve Türkiye'ye ağır faturalar ödetmeye devam etmiştir. İşte Dersim, bu ağır faturalardan biridir. Beyler, biz burada 150 yıllık köhne bir zihniyetle mücadele ediyoruz" diye konuştu.
“MHP Sadece Dersim’den Değil İçkale’den Çıkan Kemiklerden de Rahatsız”
Başbakan, MHP'nin Dersim tutumunu da eleştirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bakın çok enteresandır, MHP Dersim konusunun açılmasından en az CHP kadar rahatsızlık duyuyor, çok ilginç. MHP sadece Dersim konusunun açılmasından değil, Diyarbakır'da İçkale'de toprağına altından çıkan kemiklerden bile ciddi rahatsızlık duyuyor. İşte bahsettiğim zihniyetin bir yansıması da budur."
Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'yi dindar, dinsiz diye ayırıyor" eleştirilerine de cevap verdi.
“Sen Bostan Korkuluğu musun?”
CHP'li milletvekillerinin katsayı konusunda Danıştay'a yaptığı başvuruyu eleştiren Başbakan, "Dersimle ilgili parti içinde sıkıyönetim ilan ediyorsun buna gücün yetiyor da Danıştay'a başvuru yapılmasını engellemeye gücün yetmiyor mu?” diye sordu.
Başbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ ‘Dersim'de analar tabi ağlayacaktı’ diyen genel başkan yardımcısına o dönem sahip çıktın. Peki Danıştay'a imam hatiplerin önünü kesmek için başvuruda bulunan arkadaşlarına neden sahip çıkmıyorsun? Katsayı ile ilgili CHP başvurmadı diyor. Sen nesin orada ya bostan korkuluğu musun? Neden mertçe yiğitçe arkalarında durmuyorsun? Gücün yetmez, arkalarında da duramazsın engelde olamazsın.Seni oraya genel başkan olarak çıkartan zihniyet 1939'da Dersim faciasının mimarı olan zihniyettir.Sen o zihniyetle seni oraya taşıyan zihniyetle çatışmaya giremezsin buna gücün yetmez”
Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'yi dindar, dinsiz diye ayırıyor" eleştirilerine de sert cevap verdi.
“Bizden Ateist Bir Gençlik mi Yetiştirmemizi Bekliyorsun?”
Başbakan, şöyle konuştu:
“Çıkıp benim konuşmamdan kalkıp Türkiye'yi dindarlar, dinsizler diye ayırdığımı düşünüyor. Önce şu kulakların duymaya alışsın. Benim ifademde dindarlar-dinsizler diye bir ifade yok.Ya dindar bir gençlik yetiştirme var. Evet. Bunu yine söylüyorum, bunun arkasındayım. Sayın Kılıçdaroğlu sen bizden muhafazakar demokrat kimliği olan bir partiden ateist bir nesil mi yetiştirmemizi mi bekliyorsun? O belki senin işin olabilir. Senin amacın olabilir. Ama bizim böyle bir amacımız yok. Biz, muhafazakar ve demokrat, milletinin, vatanının değerlerine, tarihten gelen ilkelerine sahip çıkan bir nesil yetiştireceğiz. Bunun için çalışıyoruz.”
"Militan Yargı Dönemi Bitti"
Başbakan Erdoğan, yargı konusundaki eleştirilere de şu cevabı verdi:
"Yargının hükümetin emrine girdiği yok. 12 Eylül 2010'dan sonra militan yargı dönemi sona ermiştir. O dönem millet tarafından tedavülden kaldırılmıştır. Millet idareye, yargıya millet el koymuştur. Bunlar egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu kabul edemiyorlar. "
"Gazetecilik Faaliyetlerinden Dolayı İçerde Değiller"
Tutuklu gazeteciler konusunda ise Başbakan, "O gazeteciler, gazetecilik faaliyetlerindan dolayı içeride değiller. Türkiye'nin 9 yıl öncesiyle kıyaslamayacak kadar basın özgürlüğünde yol almıştır. Bu ülkede basın özgürlüğü konusunda en son söz söylecek kurum CHP'dir" dedi.