Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Görevdeki arkadaşlarımız kendi ölçülerine, anlayışlarına göre CHP'nin ne yaparsa daha başarılı olacağı konusunda değerlendirmeler yapmışlar. Bu adımların ne sonuç verdiğini göreceğiz. Şu ana kadar ki ortaya çıkan tablo bizim açımızdan her şeyin rahatladığını düşünmemize el veren bir tablo değil'' dedi
Baykal, Adana Hiltonsa Oteli'nde gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda, bu ziyaret ve buluşmada Adana'yı çok özlediğini bir kez daha gördüğünü, yüreğindeki Adana sevgisinin daha da canlandığını vurguladı.
Hiçbir özel somut çalışma içinde olmadığını herkesin çok iyi bilmesini isteyen Baykal, ''Kendi düşüncelerimi, görüşlerimi partili arkadaşlarımla paylaşıyorum. Bu ziyaretin somut bir hedefi olmadığını çok açık şekilde benim ağzımdan bilmenizi isterim'' dedi.
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Baykal, CHP'nin genel gidişatı ile ilgili soru üzerine, ülkenin içinde bulunduğu şartların bir muhalefet partisinin etkili görev yapmasını olağanüstü zorlaştırdığını savundu.
Baykal, güç bir dönem yaşandığını ileri sürerek, ''Demokratik rejimin olanakları çok ciddi ölçüde daraltılmıştır. Bu bir muhalefet partisinin çalışmalarını da ister istemez etkilemektedir. Türkiye'de düşünce, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü alıştığımız bildiğimiz nitelikte olmaktan çıkmıştır. Medya yapılaşması, yaşanan bazı uygulamalar derin bir korkunun medyaya egemen olmasına yol açmıştır. İktidara yönelik muhalefet çok ciddi şekilde törpülenmiştir. Bir muhalefet partisi değerlendirilirken bunun göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyorum'' diye konuştu.
Herkesin kendine göre bir yönetim üslubu olduğuna dikkati çeken Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şimdi görevdeki arkadaşlarımız kendi ölçülerine, anlayışlarına göre CHP'nin ne yaparsa daha başarılı olacağı konusunda değerlendirmeler yapmışlar ve bir takım adımlar atmışlardır. Bu adımların ne sonuç verdiğini göreceğiz. Şu ana kadar ki ortaya çıkan tablo bizim açımızdan her şeyin rahatladığını düşünmemize el veren bir tablo değildir. Ciddi sorunların şekillenmekte olduğunu görüyoruz. Bu tartışmaları partimiz yaşıyor. Olabilir. Her demokratik partide böyle tartışmalar vardır. Partimiz bu tartışmaları en doğru şekilde değerlendirecek ve partinin en etkili uygulama içine girmesinin gereklerini hayata geçirecektir.''
-Kurultay delegeleriyle toplantı-
Baykal, dün kentte yaptığı toplantıyla ilgili sorular üzerine ise kurultay delegeleriyle özel bir buluşma yapmadığını söyledi.
Böyle bir talebi ve hedefinin olmadığını iddia eden Baykal, ''Kimin ne olduğunu sorarak öğrenerek, temas yapmış değilim. Ben partililerimle buluştum. Partili arkadaşlarımla sohbet ettim. Ben düşüncelerimi söyledim'' dedi.
Baykal, partinin iyi bir yere gelmesini istediklerini, iyi olması için yapılan bütün çalışmalardan mutluluk duyduklarını, ancak, kendilerini kaygılandıran bazı gelişmeler ortaya çıktığı zaman da bunu üzüntüyle karşıladıklarını vurguladı.
Partilerine sahip çıktıklarını ifade eden Baykal, ''Kaygılarımız, sıkıntılarımız var. Ama hiç şüphesiz umutlarımız var, iddiamız var. Çukurova'da da bu manzarayı gördüğümü güvenle söyleyebilirim'' diye konuştu.
-Ön seçim ve delege sistemi-
Baykal, bir gazetecinin delege sistemiyle ilgili sorusu üzerine siyaseti olabildiğince aracısız, doğrudan işler hale dönüştürmek gerektiğini, o nedenle pek çok yerde delege seçiminin yerine, ön seçim sisteminin kullanılması ve ön seçimde de olabildiğince geniş partililerin temsil edilmesi anlayışının ön plana çıktığını vurguladı.
Bunların sürekli konuşulan ve konuşulacak konular olduğunu anlatan Baykal, şöyle devam etti:
''Bu işlerin nihai tek bir çözümü yok. Şartlara göre çözümlerle ilgili değerlendirmeler yapılabilir. Şimdi biz yine böyle bir arayış içindeyiz. Parti içi sürecin olabildiğince örgütün ve halkın katılımıyla şekillenmesini sağlamak için bir arayış var. Şu anda da bu arayış oldukça ileri bir noktada. Yukarıdan alınan kararlara dayalı olarak bir siyasi parti işletilmemeli. Olabildiğince örgüt, partili, halk, seçmen doğrudan bu tercihlere, kararlara katılmalıdır diye bir arayış var. Biz de bu arayışı destekliyoruz zaten.''
Baykal, bunun bir özeleştiri olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
''İşaret ettiğim gerçeklere dikkatinizi çekiyorum. Bir arayışa ihtiyaç vardır. Her modelin nasıl kullanıldığı ve ne sonuç verdiği önemlidir. Bazen bir modelle iyi sonuç alırsınız, bazen alamazsınız. İyi sonuç alamadığınızda düşünmeye başlarsınız. Yöntemler kendi başına iyidir ya da kötüdür diye bir hüküm verip yola çıkmak çok haklı değildir. Biz çok uzun süre ön seçimle idare ettik. Ön seçim çok yaygın bir uygulama oldu.
Bizim daima merkez yoklaması, ön seçim sistemini paralel götürmüş olduğumuzu herkesin bilmesi lazım. Türkiye'deki siyasi partilerin hiçbirisi CHP kadar yaygın bir ön seçim sistemini bu son 10 yılda da uygulamamıştır. Bizim içinde bulunduğumuz tabloda CHP bu konjonktürde merkez yoklamasının, örgütün bilgisi, katkısı ve değerlendirmesi dışında yönlendirilip, işletiliyor olmasından kaynaklanan sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunları aşma ihtiyacı ön plandadır. Bu çerçevede CHP'de ön seçim ciddi bir yöntem olarak özlenmektedir. İzlenmiş olan aday belirleme yöntemiyle parlak sonuç aldığınız zaman ona sahip çıkarsınız, bunu yapamadığınız zaman, bu yöntemi acaba neresinden toparlayalım, neresinde yanlış var diye sorgularsınız. Yetkili organlarımız bu tartışmaları yapacaktır. Çok doğal bir arayıştır. Bu yöntemleri uygularken bunu kimse için suçlama konusu yapmak doğru değildir.''
Baykal, kentteki Türk-İş ziyaretini programına ne zaman koyduğu ve ''CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Türk-İş arasındaki polemik sonrası mı ziyarete karar verdiğiyle'' ilgili soruyu, ''Öyle bir kaygı içinde değiliz. Bu tip temaslarda daima önem verdiğim kesimdir. Çok doğal olarak onlarla da bir araya geleceğiz. Beraberliğimizin ne anlama geldiğini de ziyarette konuşuruz'' şeklinde cevapladı.
-''Kılıçdaroğlu'nu başarılı buluyor musunuz?'' sorusu-
''Kılıçdaroğlu'nu başarılı buluyor musunuz?'' sorusunu da cevaplayan Baykal, ''İyi niyetle gayret gösterdiği, çok çalıştığı, partiyi ayağa kaldırmak için değişik arayışlar içine girdiği, değişik denemeler yaptığı çok açık bir gerçektir. Bunu da herkesin saygıyla karşılaması gerekir. Bu görevi almıştır o görevin gereği olarak çalışmaktadır. Önemli olan bu çalışmaların olumlu ve iyi sonuçlar vermesidir. Bunu sağlamak istiyoruz. İnşallah böyle bir sonuç ortaya çıkar. Çıkarsa sorun yoktur'' dedi.
Baykal, CHP'de iki ayrı kurultay yapılmasıyla ilgili kendinden değerlendirme yapmasının istenmesi üzerine, ''Benim önümüzdeki günlerdeki kurultay projesiyle ilgili her hangi bir değerlendirmem söz konusu değil. Çünkü ortada nasıl bir kurultay tüzük projesi olduğuyla ilgili bilgim yok. Kim ne yapmak istiyor, niçin yapmak istiyor bunu gördüğüm zaman değerlendirmede bulunabilirim. Ama şu anda bildiğim, güven verici bir tüzük değişikliği projesi sunulmamıştır. Böyle bir bilgim yok. Bilgim olmayınca her hangi bir düşünce beyan etmem mümkün değil'' diye konuştu.
-Cumhurbaşkanı görev süresi-
Baykal, sorular üzerine konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresiyle ilgili tartışmalara da değindi.
''Bir memleketin anayasası varsa bu anayasanın bu konuda bir netlik sağlamamış olması düşünülebilir değildir'' diyen Baykal, şöyle konuştu:
''Hala bu konuda bir tereddüt olduğunu, bu konuda tartışma yaşandığını görüyorum, üzüntüyle karşılıyorum. Bu Anayasa yapıldığında kimsenin tereddütü yoktu. Bu Anayasa, Cumhurbaşkanlığı konusunda çok net görüş ifade etmiştir. Anayasanın ifade ettiği görüşü kendi siyasetleri bakımından uygun bulanlar ve bulmayanlar var. Tartışma budur. Bu bir hukuk tartışması değildir. Bir siyaset tartışmasıdır ve çok acıdır.
Hiç bir zaman siyaset tartışması olmaması gereken bir konu siyaset tartışması haline getirilmiştir. Çok üzücüdür. Anayasa neyse o. Hepimiz biliyoruz ki parlamento süresini 5 yıldan 4 yıla, cumhurbaşkanı süresini 7 yıldan 5 yıla indirdi. Anayasanın gerçeği bu. Niçin kanun çıkarmaya çalışıyorlar. Ortada yasal düzenlemeye mi ihtiyaç var? Süreyi 7 yıl olarak yasal düzeyde belirlemeye çalışıyorlar. Anayasa'nın 5'ini yasayla 7 yapmaya çalışıyorlar. Türkiye'ye yakışmayan bir tablo. Çok acı, bunun hiçbir ciddi temeli yok. Anayasanın cumhurbaşkanı ile ilgili hükmü 5 yıldır. Bu anayasa değişmediği sürece böyledir.
Türkiye gibi çok ciddi hukuk ve devlet geleneği olan bir ülkede böylesine cambazlıkların yapılmasını anlamak mümkün değil. Meclisimize, Türkiye'ye yakıştıramıyorum. Tartışma götürmez bir gerçek süre 5 yıldır. 7 yıla getirdiğiniz zaman neyle getireceksiniz kanunla. Anayasa ile 5 yıl olmuş, siz onu kanunla 7 yıla getireceksiniz. Sayın cumhurbaşkanı bunu içine sindirebilir mi? Mutlaka büyük bir devlet yararı var da, sayın Cumhurbaşkanını orada 7 yıl tutmak gerekiyorsa derhal Anayasa düzenlemesi yapılmalıdır. Hiç olmazsa hukuku kırıp dökmeyin.''
Baykal, Cumhurbaşkanlığına adaylıkla ilgili de bir düşüncesinin olmadığını, hiçbir zaman da söz konusu olmayacağını belirtti.
-CHP Genel Başkanlığı-
CHP Genel Başkanlığına dönmeyi düşünüp, düşünmediğiyle ilgili soru üzerine Baykal, ''Bunlar siyasette karşılaştığımız boş spekülasyonlar. Ben böyle ikili, söylem ve eylem farklılığı olan bir siyasetçi değilim. Bir şeye niyetim varsa onu açıkça söylerim'' dedi.
Baykal, kendisine bu yönde bir talep gelmesi halinde nasıl bir tavır takınacağı ile ilgili de soruları cevapladı.
Partinin böyle bir arayış içine girmeyeceğini umut ettiğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
''Partimizin normal süreç içinde kendisini yönetip bir çıkış yolu bulacağı umudu içindeyim. Benim kendimle ilgili böyle bir arayış içinde olmayacağımı bilmeniz lazım. Bu partinin en yüksek sorumluluklar vererek ödüllendirdiği insanım bu konuda bir arayışım yok. Benim tek bir temennim var CHP güçlü olsun, ilkelerine, değerlerine sahip çıksın. Hepimiz bunun için çalıştık. Derdimiz bu. Bu olduğu zaman mutlu oluyoruz. Partinin içindesin, başındasın, bunun bir önemi yok. Sıkıntı olduğu zaman o sıkıntımızı hissettiririz, ifade ederiz, görüş sunarız, yöntem öneririz. Bunu söylerken de hiçbir bireysel hesap içinde olmadan deriz. Doğrusu neyse onu söyleriz. Şimdi böyle bir arayış ihtiyacının ortaya çıktığı bir dönemdeyiz. Bunu ben de görüyorum. Bunun partide bir sıkıntı, gerginlik, ileri adımlar atılmasına gerek kalmadan kendi içinde toparlanarak çözmesinden büyük mutluluk duyarım. Buna yardımcı olmak benim temel görevimdir. Bunun ötesinde bir bekleyiş içinde olmadığımı bilin.''
Toplantıya, Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ile eski Adana milletvekilleri Tacidar Seyhan ve Kemal Sağ da katıldı.
Haber Kaynağı : Haber7.com