Sivil Haber

CHP'li Güler: AYM'nin 7 aylık kararları düşebilir

SİYASET

CHP Genel başkan Yardımcısı Güler, Anayasa Mahkemesi'nin kendi kurucu kanununa göre mahkemenin 30 Mayıs 2011'den bu güne kadar verdiği kararların düşebileceğini ileri sürdü.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, ''Biz Anayasa Mahkemesinin daha çok bireysel başvurular için düşünülmüş para cezasını ana muhalefet partisine uygulamış olmasını 'Türkiye'de muhalefet yapmayın' mesajı olarak algılıyoruz'' dedi.

CHP Parti Sözcüsü Güler, Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyerek, toplantıda ele alınan konular hakkında basın mensuplarına bilgi verdi.

Güler, Anayasa Mahkemesinin CHP'ye para cezası verdiğini ifade ederek, ''Anayasa Mahkemesi reddi hakim talebinde bulunan CHP'ye para cezası verdi. Anayasa Mahkemesi kanunu 30 Mart 2011 günü yenilenmişti. 6212 sayılı 1983 yılında çıkarılan kanun tümüyle yeni baştan yazılmıştı. Bu kanuna dayanarak hareket etti Anayasa Mahkemesi. CHP, Anayasa Mahkemesinin kurulması ve yargılama usulleri hakkındaki kanun, yani Anayasa Mahkemesini kuran kanunun anayasaya aykırı olduğunu değerlendirmişti ve o kanun çıktıktan iki ay sonra 30 Mayıs 2011'de Anayasa Mahkemesine, başka başvuracağı yer yok, yasal denetim için, kendisinin kuruluş kanunun iptal edilmesi isteğiyle şikayet etmişiz'' diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin kendi kuruluş kanunu ile ilgili yasanın iptali ile ilgili davayı sonuçlandırmadığını kaydeden Güler, ''Buna rağmen pek çok başvuruya ilişkin yargılama yaptı, kararlar verdi. Kendi kurucu kanununa ilişkin değerlendirmesini yapar ve gerçekten onda anayasaya aykırılık görürse Anayasa Mahkemesinin şimdiye kadar, yani 30 Mayıs 2011'den bu yana verdiği tüm kararlar düşer. Enteresan bir durumdur'' ifadesini kullandı.

Güler, şöyle konuştu:

''Anayasa Mahkemesi kuruluş kanununda anayasaya aykırılık iddiası var. Türkiye Cumhuriyeti'nin köşkünde oturan cumhurbaşkanının görev süresi ile ilgili tartışma var. Görev süresi ile ilgili soru işaretleri var. Türkiye'de her şey yolunda gidiyor. Niye şikayet ediyorsunuz diye şaşıranlar var. Biz Anayasa Mahkemesinin daha çok bireysel başvurular için düşünülmüş para cezasını ana muhalefet partisine uygulamış olmasını 'Türkiye'de muhalefet yapmayın' mesajı olarak algılıyoruz. Ve Anayasa Mahkemesinin anayasaya uygunluk denetimini değil, siyasi iktidara uygunluk denetimi yapar hale geldiği kanısındayız. Bütün kitaplarda yazar. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri daha birinci sınıfta öğrenir. Hukuk devleti dediğiniz şeyin 7 mekanizması vardır. Bunlar adeta sınav sorusu sayılır. O ilkelerden bir tanesi yasama işlevi, kanun çıkarma işlemi yargısal denetime bağlı mıdır, değil midir? Yani Anayasal yargılama var mı o ülkede? Yani Anayasa Mahkemesi var mı? Anayasa Mahkemesi, anayasanın denetimi bakımından, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesince bağımsız mı? Bu soruları sorar.''

Güler, ''Şu 12 Eylül referandumundan sonra çıkarılan yargıyı yeniden düzenleyen kanunlardan biri olarak, Anayasa Mahkemesini düzenleyen kanun bile anayasa hükümlerine aykırı ise karşımızda güvenebileceğimiz anayasal yargı kalmadığı kuşkusundan acı çekiyoruz'' dedi.

Bütün mahkeme örgütlenmesinde mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin ortadan kaldırıldığını ileri süren Güler, ''Hele özel yetkili dediğimiz zaman siyasal iktidarın elinde vurucu bir kılıç doğdu, ama tüm devlet yönetimi ve toplum düzeninin sigortası olan Anayasa Mahkemesi de eğer anayasaya değil, siyasi iktidara bağlanmış ise o zaman çok açık olarak hukuk devletinin 7 ilkesinden biri ortadan kalktı. Sosyal devlet, laik devlet, demokratik devlet zaten ortadan kalkmıştı. Şimdi hukuk devletinin yok oluşuna tanığız. Biz Anayasa Mahkemesinin verdiği para cezasını bireysel başvurulardaki yoğunlaşmaya bağlı olarak caydırıcılık anlamında da görebiliriz. Ama hiç kimse bu memleketin ana muhalefet partisine 'Neden buna başvurdun. Ben seni kötü niyetli buluyorum' diye para cezası keseceğini düşünmezdi. Biz düşünmedik. Bu uygulama hukuk devleti ilkesinin çok köklü bir şekilde bir kez daha zarar görmesine neden oldu'' diye konuştu.

Güler, Avrupa Sosyalist Partisi'nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdiğini de söyledi.

-Fransa Senatosundaki Ermeni teklifi-

Fransa Senatosunda ele alınan 1915 olayları ile ilgili yasa teklifinin görüşüldüğünü ifade eden Güler, ''Hepimizin Türkiye'yi ve dedelerimizi, yani namusumuzu ve bugünümüzü geçmişimizle savunma zorunluluğumuz var. Bu süreçte Fransa'nın Türkiye'ye karşı tarihten yönelttiği bu saldırıya hükümetle birlikte tüm muhalefet partileri birlikte direnmeliydik. Hükümeti bir kez daha şikayet ediyorum. Böyle bir direniş için kendinden başka hiçbir siyasal toplumsal gruba ses etmedi. Toplamadı ve birlikte mücadele mekanizmaları kurmadı. Onun yolunu açmadı. Böyle önemli sorunda hala geç değildir, Hükümeti göreve davet ediyoruz'' çağrısını yaptı.

''Fransa'ya da sözümüz var, Fransız halkına değil'' diyen Güler, şöyle konuştu:

''Devrimci geçmişi ile hepimizin siyasal bilincinin oluşturulmasına ışık tutan Fransa ile hiç değil. Sarkozy ve Fransız siyaseti iktidarı ile. Yaptıkları şey, güncel varlıklarını sürdürebilmek için başkalarına yönelttikleri geçmişten suçlamalarla kendi varlıklarını sürdürmektir. Hiçbir tarihi olayla hiç kimse güncel siyasal olayları çözemez. Fransız siyasal iktidarına hatırlatıyoruz.''

-Sorular-

Güler, MYK toplantısında CHP delegelerinin verdikleri imzalar ile kanunen toplanması zorunlu hale gelen Tüzük Kurultayı'nın zamanının belirlenip belirlenmediği sorusuna, ''Bu istek bir yerlerde ortaya çıktığından bu yana... Bu demokratik bir istektir. CHP bunu hep duydu ve kaale aldı. Değerlendirmeleri sürekli yapıyoruz'' yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tüzük Kurultayı ile ilgili sözlerini anımsatan Güler, aynı zamanda seçimli kurultay sürecinde olduklarını kaydetti. CHP'nin intranet sitesinde 3. tüzük taslağının oluştuğunu ifade eden Güler, CHP'yi iktidara taşıyacak bir tüzük için CHP'nin hazır olduğunu, seçimli ve tüzük kurultayının şölen olacağını söyledi.

Fransa Senatosundan yasa teklifinin geçmesi durumunda neler yapılabileceğinin sorulması üzerine Güler, ''Fransız halkını ve devrimci tarihini esirgeyerek bu soykırım suçlaması hadsizliğine karşı Fransa'nın siyasal iktidarına ve bu kararı destekleyenlere karşı çok sistemli bir yaptırımlar manzumesi geliştirilmesi gerekir. Bunu iktisadi, kültür sanat, eğitim, benzer uzun yaptırım listeleri çıkarmak mümkün. Bunların üzerinde 21. yüzyıl gerçeklerine ve bizim Fransa'da gördüğümüz hale bakarak karar vermek gerekir'' dedi.

Güler, Araştırmacı Gazeteci Yazar Uğur Mumcu'nun 19. ölüm yıl dönümü olduğunu anımsatarak, Adalet ve Demokrasi haftasında Türkiye'nin temel meselelerini Uğur Mumcu'yu anma etkinlikleri çerçevesinde tartışacaklarını kaydetti.

AA

Haber Kaynağı : Haber7.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.