Kamalak, partisinin Sakarya İl Başkanlığı'nca düzenlenen Genişletilmiş İl Divan Kurulu toplantısına katılmak üzere geldiği Sakarya'da, 28 Şubat sürecini değerlendirdi.
28 Şubat sürecinin lideri olarak anılan kişilerin yargılanmasının demokrasi adına önemli bir hamle olduğuna işaret eden Kamalak, sürecin asıl aktörlerinin askerler olmadığını öne sürdü.
Askerin ve işçilerin süreçte kullanıldığını savunan Kamalak, şunları söyledi: ''Hiç kuşkusuz bu sürecin aktörleri, bu milleti sömürmeye alışmış olan patronlardır, holdinglerdir. Olayı somutlaştıracak olursak denk bütçe ile havuz sistemi ile işçiye, memura, emekliye zam yapabilmek suretiyle hortumlarını kısmış olduğumuz patronlardır. Onların uzantıları iş birlikçileridir. Bunlar sürecin içerideki ayaklarıdır. Bunlar oynatılan kuklalardır. Bunların açığa çıkarılması lazım.''
28 Şubat sürecinin dış bağlantılarının da olduğunu öne süren Kamalak, ''Küresel emperyalizmin temsilcileri. Onları da D-8'lerle ürküttük. Çünkü onlar sömürüye alışmış kişiler ya da kurumlardır. D-8'ler bir dünya modelidir, bir çağrıdır. Mazlum milletlere çağrılıyordu D-8'lerde. İslam alemi uyandırılmaya gayret ediliyordu. Tabi ki bu ırkçı emperyalizmin işine gelmezdi. Yerli işbirlikçileriyle beraber el ele vermek suretiyle milli görüşün yolunu kestiler. Ama asıl yolu kesilen ne yazık ki milletimiz oldu'' diye konuştu.
Bizden bir taş sökemediler ama ortağımıza yüklendiler28 Şubat sürecinde siyasi iktidardan ziyade daha çok millete zarar verildiğini ifade eden Kamalak, ''Bizim partimizde ruh hali olarak bir rahatsızlık yoktu. Rahatsızlığımız millet adına duyduğumuz üzüntüden kaynaklanıyordu'' dedi.
''Bizden bir taş sökemediler ama ortağımıza yüklendiler'' diyen Kamalak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Akşam DYP'li olarak yatan 50 civarındaki milletvekili ne yazık ki sabah başka partili olarak kalktılar. Demirel yazık ki başbakanlık görevini Çiller Hanıma değil de Mesut Yılmaz'a verdi. Tabi kanaatimce bu durum ne Demirel'i büyüttü ne de Mesut Yılmaz'ı. Demokrasi vasıtasıyla belirli bir yere gelmiş insanlar ne yazık ki demokrasiye sırtlarını döndüler. Sayın Demirel kanaatimce 28 Şubat'ta bir aktördür, orkestra şefidir. Mesut bey iş birlikçidir, fırsatçıdır. Mesut beye acımak lazım diye düşünüyorum, kullanılmıştır. O başbakanlık görevi de Sayın Mesut Yılmaz'ı asla ve asla büyütmemiştir, aksine küçültmüştür diye düşünüyorum.''