BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Anayasa değişikliği için oluşturulan Uzlaşma Komisyonu’nu “müsamere sınıfı” olarak nitelendirdi. Bu Meclis’ten bir anayasa çıkmayacağını savunan Destici, Anayasa Mahkemesi Başkanının da kendisi gibi düşündüğünü söyledi.
8’nci Olağan Kurultay’da yeniden BBP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Mustafa Destici, kurultay sonrası Türkiye gündemini ANKA’ya değerlendirdi. Türkiye’nin ekonomik durumunu iç açıcı bulmadığını söyleyen Destici, “Siyasi istikrar çöktüğü zaman çökecek, ayakları yere basmayan bir ekonomi var” dedi. “Başbakan ihracat artışından bahsederken neden dış ticaret açığı, kişi başına düşen dış borç, işsizlik rakamlarından bahsetmiyor” diye soran Destici 2011 bütçesinin enflasyon, faizler, döviz kurları, işsizlik rakamlarında sapma olduğunu, gelir dağılımın adaletsiz olduğunu söyledi. Tarımı da katınca 10 milyona yakın işsiz olduğunu, 25 milyona yakın insanın açlık sınırında yaşadığını anlatan Destici, “Bu nasıl bir adalet” dedi.
-“ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI DA ‘ÇIKMAZ’ DİYOR”-
Yeni Anayasa çalışmalarını değerlendiren Destici, ne iktidar partisinin ne de CHP ve MHP’nin yeni, sivil, demokratik bir anayasa istemediğini ileri sürdü. Yeni sivil demokratik anayasanın, yeni sivil demokratik bir partiler yasası, yeni sivil demokratik bir seçim kanunu demek olduğunu ifade eden Destici, “Üç parti de bugünkü konumlarını mevcut anayasaya borçlular. Yeni bir anayasa yapılsa hiçbiri konumunu koruyamaz” dedi. Darbe dönemi hazırlanan anayasanın üç yıllık darbe sürecinin ardından sivillere teslim edildiğini, ‘darbe, darbecilerin anayasası’ denilerek kimsenin kandırılmayacağını savunan Destici, “Bu anayasa sivillerin anayasası. 28 yıldır Türkiye’yi yönetenlerin anayasası. Kimseyi suçlamasınlar” dedi.
Meclis’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu “müsamere sınıfı” olarak nitelendiren Destici, “Bu komisyon tamamen bir aldatmaca. Çünkü liderlerden komisyon üyelerine başkanından diğer yetkililerle konuşulunca onların da söyledikleri bu. Anayasa Mahkemesi Başkanı da aynı şeyi söylüyor. Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettim. Hepsi aynısını söylüyor” dedi. Destici, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın değerlendirmesinin ne olduğu yönündeki soruya, “Haşim Kılıç aynı benim gibi düşünüyor bu konuda. ‘Detay olarak şunu söyledi’ diyemem ama 1 saate yakın Türkiye gündemini konuştuk. Benim gibi düşünüyor. Bu Meclis’ten bir anayasa çıkmayacağını, bu komisyondan bir şey çıkmayacağını düşünüyor. Ben genel havasını söylüyorum” dedi.
-“FUTBOLDAKİ ADALET SİYASİ YAPIDA YOK”-
Partilerin yeni bir anayasa yapma niyetleri olmadığını ileri süren Destici, hükümet samimi ise “Partiler yapmadı” diyerek işi bırakmayıp kendisine destek verenlerle, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, üniversitelerden gelen teklifler üzerinden bir anayasa taslağı hazırlayıp Meclis’e sunup milletin önüne götürmesi gerektiğini söyledi.
12 Eylül mağduru olan BBP’nin mevcut siyasi partiler yasasından da en çok darbe yiyen hareket olduğunu, partisinin takdir edilip sempati duyulmasına rağmen baraj nedeniyle oyunu alamadığını savunan Destici siyasi partilere yapılan hazine yardımı sistemini eleştirerek şunları söyledi:
“Anayasanın 68. Maddesi, ‘seçime giren partilere yeterli miktarda hakça yardım yapılır’ diyor. Ama yardımı üç parti alıyor. Eşit şartlarda, adil temelde siyaset yapmak istiyorum. Futboldaki havuz sistemindeki adaleti bile Meclis’te ülkeyi yöneten siyasi partiler uygulamıyorlarsa o zaman buna demokrasi diyemeyiz. Havuz sisteminde ikinci, üçüncü lig takımına bile para veriliyor. Ben hepimiz eşit para alalım, demiyorum, ama adaletli dağıtılsın” Ben de alayım 3-5 milyon, ayakta durayım.”
-“90 YAŞINDAKİ EVREN DEĞİL ZİHNİYETİN YARGILANMASI ÖNEMLİ”-
12 Eylül darbesiyle ilgili açılan davaya müdahil olduklarını 12 Eylül döneminde 5.5 yılı hücrede 7 yılını cezaevinde geçiren Muhsin Yazıcıoğlu adına eşinin de müdahil olacağını söyleyen Destici, bu süreci başından beri yakından izleyip ısrarlı takipçisi olduklarını söyledi. Destici, “Darbecilerin yargılanmasını önemsiyoruz. 90 yaşına gelmiş insanların mahkemelere gidip işkence görmesini, hapisler yatması değil istediğimiz. Bizim istediğimiz zihniyetin yargılanması. Bundan sonra hiç kimse milli iradeye karşı hukuk dışı yollara sapmasın. Milletin seçtiği sivilleri silah zoruyla değiştirmeye kalkmasın. Türkiye’ye tam demokrasi yerleşsin. Bizim istediğimiz bu. Yoksa 90 yaşındaki insanları cezaevine atmak değil. Onlar gibi adalet duygusunu yitirmiş insanlar değiliz” dedi.
-“MUHSİN YAZICIOĞLU DÜŞÜNCE AKADEMİSİ KURACAĞIZ”-
BBP’nin seçim kazanmak için kurulmuş bir parti değil bir fikrin, misyonun, duruşun ideoloji, felsefenin adı olduğunu ve bunu koruyup geliştirerek yola devam edeceklerini açıklayan Destici, muktedir iktidar olmak istediklerini söyledi. Büyük bir haksızlık, gasp, sömürü, vurguncu düzen olduğunu, bir yandan ekonomik yönden sömürülürken, diğer yandan kültür emperyalizmi ile insanların milli şuur, milli ahlak ve milli terbiyeden uzaklaştırıldığını söyleyen Destici, Türkiye’nin son geldiği noktada bu değerlerle ilgili kaygıların arttığını söyledi. Eğitimli, şuurlu, ahlaklı bir toplum için çalıştıklarını söyleyen Destici buna ince kadrolarından başlayacaklarını belirterek partide yapacakları çalışmaları şöyle anlattı:
“Topluma önderlik etmek istiyorsak eğitim seviyesini daha yükseltmeliyiz. Dünya, ülke meselelerine, tarihe, edebiyata, bilime hakim olmalıyız. Muhsin Yazıcıoğlu Düşünce Akademisini kuracağız. Bu akademinin üç birimi olacak. Bir birimi genel politika üretecek. İkinci birimi parti okulu gibi çalışacak, genel merkez yöneticilerinden başlamak üzere partilileri eğitecek. Ben de alacağım. Benim de herkes gibi eksikliklerim var. Üçüncü birimi de Alperen Ocakları ve Avrupa’da gönül bağı içinde olduğumuz Avrupa Türk Birliği teşkilatına eğitimci olarak gidecek.”
-“HRANT DİNK FAYDALI BİR VATANDAŞTI”-
Fransa Senatosu’ndan geçen soykırım kararı ile süreci, “Bu kadar basiretsizlik olur mu” diye eleştiren Destici, “1 hafta önce Dink kararını açıklayacaksın, Türkiye’de beslediğin 100 bin kaçak Ermeni’yi İstanbul sokaklarına dökeceksin. Sonra Fransa’da başka türlü karar vermesini bekleyeceksin. Böyle olmaz ki” dedi. 100 bin kişi sınır dışı edilmesi amacıyla bunu söylemediğini ifade eden Destici, “Türkiye cesur olmalı. Ya Ermenistan’la herkese ve her şeye rağmen sınırları açarsın ya da tamamen kesersin. Yapıyormuş gibi olmaz” dedi.
“Hrant Dink’in öldürülmesinin hem ülke hem de BBP camiasına zarar verdiğini söyleyen Destici şunları söyledi:
“Benim için Hrant Dink Türkiye’ye faydalı bir vatandaştı. Ermeni lobisine karşı Türkiye’yi savunan, ‘Ermeni soykırımı var’ dediklerinde ‘bunu gündeme getirmenin iki millete de iki ülkeye de faydası yok, artık buralardan sıyrılıp barış içinde yaşalım, sınırları açalım’ diyen bir insandı. Dink barış elçisiydi. Tabi örtüşmediğim fikirleri vardı. Siyasi olarak karşımızda, ama o zenginliğimizdi bizim, onu söylüyorum. Bizim için, Türkiye için yaşaması lazımdı. Ölümü kime zarar verdi. Bana zarar verdi, Türkiye’ye zarar verdi. Hem içeride hem dışarıda Türkiye düşmanlarına fayda sağladı.”
-“DİNK DAVASINDA TUZ KOKTU”-
Dava kararından sonra devlet erkanının yukarıdan aşağı tatmin olmadığını, hakim ve savcılarla birlikte kamuoyunun da sonuçtan memnun kalmadığını hatırlatan Destici, “Elbette hukuka herkes itaat etmeli. Ama hakim savcının açıklamaları güveni sarstı. Ben olayın arka tarafında daha büyük bir fotoğraf olduğunu düşünüyorum. Bu net bir fotoğraf. Ama bunu ortaya koyup çözecek olanlar memnuniyetsizlik ifade ederse o zaman işte tuz kokmuştur. Tuzun koktuğu bir durum var” dedi.
BBP’nin yeni bir vizyon, güçlendirilmiş bir kadro ile bundan sonra daha çok kamuoyunun gündemine gelerek memleket meselelerine çözüm üreten bir parti olacağını söyleyen Destici, “Biz ne AKP ne de CHP’nin alternatifiyiz, biz sistemin alternatifiyiz. Kavgamız sistemle, gelirsek de sistemi değiştireceğiz” dedi.
ANKA
Haber Kaynağı : Haber7.com