Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Filyos Çayı üzerindeki köprünün çökmesi sonucu yaşanan kazayla ilgili, ''Filyos Çayı'nın tabii debisi çok yüksek. Görüş de maalesef yok. Tüm bu menfi koşullara rağmen arama çalışmalarını oradaki görevli arkadaşlarımız sürdürüyor'' dedi.
Erdoğan, Çin'e hareketi öncesi Konya Havaalanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Filyos Çayı üzerindeki köprünün çökmesi sonucu suya düşen minibüsteki yolcularla yayaların bulunması amacıyla yürütülen çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kazadan duyduğu üzüntüyü dile getiren Erdoğan, kaza sonucunda 15 vatandaşın kaybolduğunu, arama çalışmalarının aralıksız sürdüğünü ifade etti. Erdoğan, şunları belirtti:
''Buraya gelirken Valimiz ile görüştüm. O, köprünün olduğu bölgedeydi. Daha sonra arkadaşlarım yine görüşmeye devam ettiler. Jandarma, itfaiye ve afet müdürlüğü ekipleri tüm araç gereçleriyle kaza mahallindeler. Helikopter destekli olarak ekiplerin arama çalışmaları devam ediyor. Yanı sıra dalgıçlar burada yine çalışmalara devam ediyorlar. Ancak Filyos Çayı'nın tabii debisi çok yüksek. Görüş de maalesef yok. Tüm bu menfi koşullara rağmen arama çalışmalarını oradaki görevli arkadaşlarımız sürdürüyor. Kayıplara temenni ederiz ki en kısa zamanda inşallah ulaşalım.''
Çöken köprüyle ilgili kaldırma çalışmalarının da sürdüğünü bildiren Erdoğan, ''Acaba altında kalan var mı diye bu çalışmalar da devam ediyor. Ben kayıplarımızın tüm aile yakınlarına sabır, metanet diliyorum. İnşallah en yakın zamanda bizleri güldürecek, sevindirecek haberleri alırız'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Çin ziyareti öncesi havalimanında yaptığı açıklamada Bozdağ, Davutoğlu, Çağlayan, Günay, Yıldırım ve Yıldız'la birlikte yola çıktıklarını anlattı. Erdoğan, Çin'de yapacağı ziyaretleri anlattı. Erdoğan, Çin'de kimlerle temas edeceği konusunda da ayrıntılar verdi.
Başbakan Erdoğan Çin'de Suriye konusunun da ele alınacağını belirtirken Kofi Annan'ın Suriye için verdiği süreye dikkat çekti.
Başbakan Erdoğan, Çin ile geniş bir alanda işbirliğine gidilmesi konusunda açık olduklarını, geniş katılımlı bir ziyaret gerçekleştireceklerini karşılıklı ülkelerle birlikte 3. ülkelere de yatırım yapılması konusunun ele alınacağını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şu anda ülkemize gelen Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 24 bini bulmuş durumda. Tabii bu artarak devam ediyor. Biz bir taraftan tedbirlerimizi alıyoruz. Kapıları kapamak gibi bir düşüncemiz de yok. Fakat Birleşmiş Milletler'in (BM) elini daha sıkı tutması lazım. Özellikle Kofi Annan'ın elini çok ama çok sıkı tutması lazım. 10 Nisan diye bir tarih açıkladı, bu süreci yakın takibe alması gerekir diye düşünüyorum, inanıyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, 3 günlük resmi ziyaret için Çin'e hareketinden önce Konya Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Çin'de yürüteceği temaslara ilişkin değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Çin ziyaretinde, Suriye'deki son durumun ele alınıp alınmayacağına ilişkin bir soruyu ''Çin ziyaretimizde Suriye konusunun gündeme gelmemesi diye bir şeyi düşünemeyiz. Özellikle dış politika konusunda Suriye, bu ziyaretimizin öncelikli konularından birisi. Dışişleri Bakanımızın da yanımızda olması zaten bu nedenledir. Orada tabii ki bunu görüşeceğiz'' dedi.
Türkiye'ye gelen Suriyelilerin sayısının 24 bini bulduğunu bildiren Erdoğan, ''Tabii bu artarak devam ediyor. Biz bir taraftan tedbirlerimizi alıyoruz. Kapıları kapamak gibi bir düşüncemiz de yok. Fakat BM'nin elini daha sıkı tutması lazım. Özellikle Kofi Annan'ın elini çok ama çok sıkı tutması lazım. 10 Nisan diye bir tarih açıkladı, bu süreci yakın takibe alması gerekir diye düşünüyorum, inanıyorum. Biz de bu süreci sabırla, metanetle takip edeceğiz. 10 Nisan'dan sonra da atacağımız adımları uygulamaya koyacağız'' diye konuştu.
-Demirel ve Baykal'ın müdahil olmama kararları-
Erdoğan, 12 Eylül Davası'nda tutuklama taleplerinin reddedilmesinin hatırlatılması üzerine, ''Yargı süreci artık başladı. Biz AK Parti olarak önce bu sürece müdahil olmayacağımızı açıkladık ama Hükümet olarak müdahil olacağımızı açıkladık. Müdahil olma talebimiz kabul gördü. Bu, sürecin bir boyutu. Diğeri ise yargı sürecine müteallik olduğu için bu sürece yönelik benim herhangi bir fikir beyan etmem doğru olmaz'' değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, Süleyman Demirel ve Deniz Baykal'ın davaya müdahil olmama kararlarını ise ''Kendi takdirleridir'' sözleriyle değerlendirdi.
-''Biz ne dediysek odur. Arkasında dururuz, takip ederiz''-
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, Milli Savunma Bakanlığı'nın(MSB) Uludere olayına ilişkin, Uludere Alt Komisyonu'na gönderdiği yazıyı anımsatarak, ''Komisyondan raporun tatmin edici olmadığı yönünde değerlendirmeler yapılıyor. Siz de daha önce 'Uludere Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak' demiştiniz. Bu son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu şöyle cevapladı:
''Biz ne dediysek odur. Arkasında dururuz takip ederiz. Zaten bunun neticeleri bize de gelecek. Burada, süreci bulandıranlar var. Süreci bulandıranlara da pirim vermezseniz iyi olur. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı konuşmadan, maalesef orada gerek ana muhalefet partisinin temsilcisi, gerekse BDP'nin temsilcilerinin konuşmaları, Komisyon'un çalışmalarına, komisyon çalışmaları mevzuatına ters şeylerdir. Bunlar şık da değil. Gelen rapor nedir, ne değildir. Benim bile şu anda daha henüz bilgim yok ve bunlar kesinleşmiş, net nihai raporlar değil. Burada bir şeyler çıkarma gayreti içinde olanların çalışmalarıdır. Bunlara pek iltifat etmezseniz isabetli olur.''
Haber Kaynağı : Haber7.com