Sivil Haber

Gül ve Arınç yeni parti mi kuruyor?..

SİYASET

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Abdullah Gül'le yeni parti kuracaklar' iddiasına cevap verdi...

 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa'da köşe yazarlarıyla kahvaltıda buluştu. Kahvaltıda önemli açıklamalarda bulunan Arınç, 'Abdullah Gül'le yeni parti kuracaklar' iddiasına değinerek; ''İnternette dolaşırsanız bu saçmalıklara çok yerde rastlarsınız ama gerçek hayatta bunların bizim için kullanılması mümkün değil. Şu açıdan söylüyorum, biz belli bir dava için siyaset yaptık.

Günübirlik parti kuranlardan değiliz. Benim siyasi çizgim Milli Selamet, Refah ve Fazilet olarak devam etti. Fazilet Partisi kapatılınca biz AK Parti’yi kurduk. Fazilet Partisi’nin bir kısmı Saadet Partisi’ne gitti.

BİZ İDRİS NAİM ŞAHİN DEĞİLİZ!

Eğer Fazilet Partisi kapatılmasaydı ben AK Parti’de olur muydum, orası ayrı konu. Biz AK Parti’yi kurduk bu parti bizim her şeyimiz. İnancımız ve geleceğimiz orada. Biz İdris Naim Şahin değiliz, Emine Ülker Tarhan değiliz, kendi kendine parti kurup sonra o partiden ayrılan biri değiliz. Biz AK Parti’nin başarısı için çalışacağız'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Abdullah Gül parti kuracakmış da siz de orada olacakmışsınız da işin maddi yapısı da düşünülüyormuş da falan da filan da... İnternette dolaşırsanız bu saçmalıklara çok yerde rastlarsınız belki ama gerçek hayatta bunların bizim için kullanılması mümkün değildir" dedi.

***

Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen "2011-2015 Bursa Yatırımları Değerlendirme Toplantısı"nda, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Siz 'Bursa'nın ağabeyi' olarak anıldınız. Bir ağabey olarak kızdığınız, üzüldüğünüz şeyler oldu mu?" sorusu üzerine Arınç, ağabeylik meselesinin birileri tarafından hafife alınan bir iş olabileceğini ancak herkese ağabey denilmeyeceğini söyledi.

Ağabeylik-kardeşlik ilişkisinin samimiyeti gösteren bir durum olduğunu vurgulayan Arınç, "Birileri kabul etmeyebilir, birilerinin hoşuna gidebilir ancak bir meselede yıllardan beri bir çizgide siyaset yapmışsanız, bazı insanlar sizi dinlemiş, sizden istifade etmişse, bulunduğunuz görevler itibarıyla pek çok insanlarla bir araya gelmişseniz, siyasette de bu olabilir, ekonomide buna daha çok 'duayen' diyorlar ama ağabeylik mekanizması bizim inancımızda ve geleneklerimizde vardır" diye konuştu.

Geçmişte Refah Partisi, Fazilet Partisi ve onların öncesinde Milli Selamet Partisi'nde siyaset yaptığını hatırlatan Arınç, o dönemden bu yana takip eden kişilerin kendisini "ağabey" olarak bildiğini belirtti.

Arınç, en son partiyi beraber kurdukları pek çok arkadaşı arasında da yaş itibarıyla ağabey konumunda olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Abdullah Gül bey benden iki yaş küçüktür. Tayyip Erdoğan bey benden 6 yaş küçüktür. Bize ağabey denilmiş olmasından memnuniyet duyarım; madem ki bizi ağabeylik konumunda görmüşlerdir diye. Tabii bazı insanlar bundan yanlış anlamlar çıkardı. Mesela şimdi saygı duyuyorum kendisine, bir zamanlar çok kavga etmiştik ama Ertuğrul Özkök, Hürriyet gazetesinde benim zorumla Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına aday gösterildiğini yazarak 'Sen bizim ağabeyimiz değilsin, yeter artık' diye bir yazı yazdı. Yani 'Sen de benim kardeşim değilsin' dedim. Din kardeşliği, mahalle arkadaşlığı, bütün bunlar geleneksel yapımızda yer bulan ifadelerdir. Biraz işin büyüğü, biraz danışılan insan, biraz yaşça veya tecrübe noktasında biraz daha ileride olan birisi. Bu çok önemli bir şey. Herkese denilmez, denilmemeli de ama denilmişse bundan dolayı şikayet etmem. Allah razı olsun, bize ağabey diyenler, demeyenler oldu. Bu konuda kendimize bir sorumluluk yüklendiğini düşündük. Ağabeyse, ağabey mutlaka adaletli davranır, mutlaka tecrübeye dikkat eder, mutlaka vefa hissiyle dolu olur. Hamdolsun bizi bu konuda gördükleri için büyük bir memnuniyet duyarım."

- "Biz öyle insanlardan değiliz"

Başbakan Yardımcısı Arınç'a, "Gelecek dönemlerde Abdullah Gül başkanlığında bir siyasi hareket başlayacağı konuşuluyor. Sizin de Gül'e olan yakın hukukunuzdan dolayı böyle bir oluşumda olacağınız da konuşulmakta. Ayrıca AK Parti ile ilgili bir öz eleştiride bulunursanız, neler söylersiniz?" sorusu da yöneltildi.

Gül'ün siyasi hareket başlatacağı iddiasının gerçekleri yansıtmadığına dikkati çeken Arınç, "Abdullah Gül parti kuracakmış da siz de orada olacakmışsınız da işin maddi yapısı da düşünülüyormuş da falan da filan da... İnternette dolaşırsanız bu saçmalıklara çok yerde rastlarsınız belki ama gerçek hayatta bunların bizim için kullanılması mümkün değildir" görüşünü dile getirdi.

Bugüne kadar belli bir dava için siyaset yaptıklarını söyleyen Arınç, günübirlik parti kuranlardan olmadıklarını anlattı. Arınç, şunları kaydetti:

"Siyasi çizgim, şahsen yanlış bulabilirsiniz, Milli Selamet'le, Refah'la, Fazilet'le devam etti. Fazilet kapatılınca AK Parti'yi kurduk. Fazilet'in bir kısmı da Saadet Partisi'ne gitti. Fazilet kapatılmasaydı, şahsen AK Parti'de olur muydum, o ayrı bir konu. Anadolu'da bir tabir vardır; 'ayıpsız ayrılık' diye. Yani karı-koca geçinemezler, toplum içinde de boşanma hoş karşılanmaz. O zaman birisinden birisi ölürse 'ayıpsız ayrılık' olur. Şimdi biz AK Parti'yi kurduk. AK Parti bizim her şeyimiz. Davamız, inancımız, geleceğimiz orada. Neden? Çünkü Türkiye için yapılması gereken her şeyi AK Parti'de yapacağız. Benim aktif siyasetten çekilmem, Sayın Cumhurbaşkanı'nın aktif siyasetten çekilmesi, Allah saklasın ki hiç kimsenin de aklına gelmemiştir bazı cingözler hariç; 'Bunlar ayrılır, başka parti kurarlar.' Biz İdris Naim Şahin değiliz. CHP'den ayrılıp da parti kuran bir hanımefendi var, onlardan değiliz. Kendi kendine parti kurup da sonra 'Ben de bu partiden ayrılıyorum' diyen Kütahya Milletvekili vardı, ismini bile unuttum, onlar gibi değiliz. Biz partimizi kurduk, o da Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Allah ömür verdikçe onun başarısı için çalışacağız. Eleştirmemiz gerekirse de AK Parti'yi eleştireceğiz. Çalışmamız gereken yerde çalışacağız yani her şeyimizi onun içinde görüyoruz. Türkiye'nin, siyasi partiler mezarlığına dönmesine izin vermeyeceğiz. Derseniz ki 'Türkiye'de böyle bir ihtiyaç var. Sizler de güzel adamlarsınız. Öyle bir siyaseti siz takip etseniz', hayır biz öyle insanlar değiliz. Biz AK Parti'den başka bir partiyi düşünemeyiz. AK Parti'den başka bir yerde siyaset yapmayı düşünemeyiz. Biz farklıyız. İçimiz kan ağlasa bile AK Parti için varız. Başka türlü bir şey yapamayız. Yalnız, bu soruyu sık sık sorup sabrımızı da taşırmasınlar. Biz, Hazreti Eyüp Aleyhisselam gibi sabırlı insanlar da değiliz. 10 defa sorulursa bu 11'incisinde başka türlü de cevap veririz. Kimse bizde bir delik açamaz. Bizim her şeyimiz memleket, ülkemiz, AK Parti'nin başarısı içindir."

Öz eleştiriyi kendi içlerinde yaptıklarını belirten Arınç, bazen dışarıda da yapma ihtiyacı duyabildiklerini bildirdi.

- "Hükümet bir emanettir, hükümete sahip çıkacağız"

Açık ve şeffaf olunması gerektiğini vurgulayan Arınç, bazı meselelerde dışarıya bir şeyler söylenmezse bunun toplumda kırılganlığa yol açabileceğine değindi.

Arınç, hükümetin itham edildiği bir yerde susamayacağını dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu hükümetin sözcüsüyüm. Hükümetin izzetini korumak mecburiyetindeyim. 'E sus be kardeşim', ben susamam. Başkası susarsa da bana ne? Susan çok adam var. Ben söylerim. 'Ama sonu iyi olmaz', sonu çok iyi olur, niye iyi olmayacakmış. Hakikati, doğruyu söyleyen hiç korkmasın. Hakikatten, doğruların söylenmesinden hiç zarar gelmez, her zaman fayda gelir. O yüzden 'Efendim eleştirilerinizi içeride yapsaydınız da dışarıda yapmasaydınız.' Dışarıda yaptığımızın 100 mislini içeride yapıyoruz. Ne olacak? Hayatta bildiğim bir şey var; giderken arkanızda iz kalsın. Bir büyüğümüz şöyle derdi; 'Sümüklü böcek bile affedersiniz gezdiği yerden iz bırakarak gider.' Sen ne biçim adamsın ki arkanda izin kalmamış. Biz öyle adamlar olmayacağız. Konuşmayan, susan, önüne bakan, sobecilik oynayan, her şeyi içine atan... Sen nesin be kardeşim? Sen var mıydın Allah aşkına? Sen yaşadın mı bu dünyada? Ne yaptın sen? Arkandan senin için ne konuşulacak? 'Etliye sütlüye karışmazdı, şunu bunu yapmazdı, onu bunu görmezdi...' Her şeyi göreceğiz kardeşim, her şeyin hakkını vereceğiz. Allah da bize bunu emrediyor, milletin de verdiği emanette bu var. Emanete sahip çıkacaksın. Hükümet bir emanettir, hükümete sahip çıkacağız. 'Efendim yanlış anlaşılır mı?' Hiç de yanlış anlaşılmaz. Herkes söylediği sözün arkasında durursa meseleler çok güzel olur Allah'ın izniyle. Söz ağızdan çıkar. Ağızdan çıkana kadar söz senin esirindir, çıktıktan sonra sen onun esiri olursun."

Parlamentoda 20 senedir bulunduğunu hatırlatan Arınç, tutanaklara geçmiş bütün sözlerinin arkasında durduğunu, bunların dışında söylenenlerin yalandan ibaret olduğunu ifade etti.

- "Seçim başarısını inşallah birlikte kutlayacağız"

Arınç, Bursa'daki seçim çalışmalarına katılıp katılmayacağı yönündeki bir soruyu işe şöyle yanıtladı:

"Daha önceki yaptığımız toplantılarda şunu söylemiştim; seçim günü akşamına kadar bütün gücümüzle çalışacağız ve seçim başarısını inşallah birlikte kutlayacağız. Yine bu sözümün arkasındayım. İdeal bu olmakla birlikte şimdi farklı bir durum da var. Çalışmamız, gayretimiz yine Bursa için olacak ve son güne kadar bu sıfatım devam ettiğine göre Bursa milletvekili olarak emanetimizi son gün, son saate kadar götürmemiz lazım ancak yeni bir aday listemiz var. Yeni aday listemizin başında da değerli bir bakanımız var. Aday arkadaşlarımız arasında mevcut milletvekili arkadaşlarımız da var. Onlar büyük bir çaba sarf edecek. Bütün ilçelerimize, beldelerimize, köylerimize gidecekler. Birinci görev onların olacak, başlarında İl Başkanımız olmak üzere. Böyle bir ekip çalışıyorken benim de onlarla birlikte olmam uygun olmayabilir. Yani İl Başkanlığımız bir görev bölümü yapar da benim bulunmam gereken yerlerde bana görevlendirme yaparsa koşa koşa gelirim. Sözümün arkasındayım. Yalnız, dün akşam da biraz kısmen çalıştık, onun öncesinde de Bakanlar Kurulu toplantısında seçim stratejilerine yönelik bir toplantımız olmuştu. Dün de bakanlarla MYK üyeleri bir araya geldik ama ben akşam yemeğe yetişmek için biraz erken ayrıldım. Başbakanımızdan izin istedim. Benim bu seçimlerde daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gitmem, Başbakanımızın bulunmadığı yerlerde mitingler yapmam, arazide çalışmam düşünülüyor. İkinci olarak da Avrupa'daki seçmenlerle ilişki kurmam isteniyor. Henüz net programı bana vermediler ama düşünülen çalışma bu olacak. Doğu ve Güneydoğu illerine yapacağımız ziyaretler bazen Başbakan'la bazen Başbakan'sız. Yurtdışında Almanya merkez olmak üzere diğer ülkelerde yapılacak toplantılara iştirak etmem düşünülüyor. Onlardan ne zaman fırsat bulursam, İl Başkanlığımız ne zaman bana uygun bir program yaparsa elbette o arkadaşlarımıza da partimize de destek olmak için geleceğim."

 

Kaynak : İHA

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.