Türkiye’de sosyalist bir devrim yapma hedefini açık bir şekilde parti programına koyan Komünist Parti, özerklik talebinde bulunan Barış ve Demokrasi Partisi yasal iken, istedikleri faaliyetleri serbestçe yapabilirken İslamın hayata hakim olması ve Hilafet istedikleri için Müslümanların ağır cezalara çarptırılması nasıl bir çifte standart ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Toplamda 12 yıl 6 ay ceza alan Süleyman Uğurlu karar hakkında şöyle dedi:
“Allah’a hamd olsun ki Allah katında suç olan bir fiil işlemedik. Bu nedenle de anlımız ak, başımız dik. Asıl suçlular halkın inançlarıyla çelişen kanunlar çıkartanlardır. Bizler ya dinimizin bize emrettiğini yapacaktık ya da mevcut yasalara uyarak bundan vazgeçecektik. Bu nihayetinde bir tercih meselesidir ve bizler dinimize sadakat göstermeyi tercih ettik. Bu tercihimizden ötürü pişmanlık duyacak da değiliz.
Bizlere böylesine ağır cezalar verenlerden de, bu haksızlığa susanlardan da hiçbir şey beklemiyoruz. Bizim tek beklentimiz Rabbimizin bizlerden razı olmasıdır. Biliyoruz ki bizim O’ndan başka yardımcımız, destekçimiz yok. Şükürler olsun ki hesap günü var ve o hesap gününde bizler kimlerden şikayetçi olacağımızı gayet iyi biliyoruz.”