Yerel seçim çalışmaları kapsamında Konya'da düzenlediği mitingde konuşan SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, iktidarın son günlerde 'kendilerine kumpas kurulduğu' yönündeki açıklamalarını eleştirdi. Kamalak, 'Kumpas' diyenlerin asıl kumpası Necmettin Erbakan'a karşı kurduğunu ve bu kumpastan gerçek amacın da Büyük İsrail Devleti'ni kurmak olduğunu söyledi.
TEZGAH DIŞARIDA KURULDU
Erbakan'a karşı kumpas iddiasını açıklayan Kamalak, şunları söyledi: "Türkiye, şu an ikinci İttihat ve Terakki dönemini yaşıyor. Bu maksatla İkinci Abdulhamit Han diyebileceğimiz Erbakan'ın safdışı edilmesi gerekiyordu. Bunun için bir kısım isimlerin öne çıkarılması gerekiyordu. Aynen öyle yapıldı. Siyasetinin 33. yılında Erbakan'ın bir kısım öğrencileri kendilerini kahraman gibi görerek Erbakan'a kumpas kurdular. Tezgah dışarıda kuruldu. Abdulhamithan'a kumpas kuran 3 paşa Enver Paşa, Cemal Paşa, Talat Paşa. Erbakan hocamıza da kendi öğrencilerinden 3 bey kumpas kurdu. Kumpasın belgesi, 30 Nisan 1997 tarihli Milliyet gazetesinde Güneri Civaoğlu'nun "Fazilet Partisi üzerinde bulutlar" başlıklı yazısında. Şu an kumpastan bahsedenler var ya. Asıl kumpası kendileri kurdu. Milli Görüş'e karşı. Belgesiyle konuşuyorum. Güneri Civaoğlu, 24 Eylül 1998 tarihli Milliyet gazetesinde ise şunu diyor: 'Milli Görüş'ü bölmek için Milli Görüş camiası içinden bir isim allanıp pullanıp öne çıkarılacaktı. Bu isim bulunmuştu; Recep Tayyip Erdoğan' diyor. Bu amaç gerçekleşti. Asıl amaç Büyük İsrail Devleti'nin kurulmasını sağlamaktır."
"CENNET VATAN PARSEL PARSEL SATILIYOR"
Ülkenin parsel parsel satıldığını, sahillerin artık bizim olmaktan çıktığını aktaran Kamalak, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ne yazık ki döviz, kur itibariyle Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. İşsizlik çift haneli rakamlara erişti. Cari açık had safhada. Ülke bölünmek noktasına geldi. Toprak ayağımızın altından kayıyor. Sahiller bizim olmaktan çıktı. Ülke, parsel parsel satılıyor. 'Ne var?' diyorlar. Alanlar, aldıkları menkulleri, arazileri, tarlaları, arabalara bağlayıp da götürüyorlar. Ne yazık ki cennet vatan parsel parsel satılıyor, parsel parsel! İktidar sahiplerine sesleniyorum. Kaptan fırtınalı havada gemisini kurtaran kişidir. Şu anda gemi batıyor, batmak üzere. Sayın Başbakanım, iktidar ağlama duvarı değildir. İktidar çözüm yeridir. Siz icra makamındasınız, çözüm merciisiniz."
"NUMAN BEY İHANETİ OLMASA"
İktidar partisinin, seçim günü yaklaştıkça oylarının düşmesini engelleyemediğini ifade eden SP Genel Başkanı, bundan dolayı iktidarın her yolu denediğini öne sürdü. Kamalak, "Son olarak da güya Saadet Partisi ile anlaşmışlar, seçimlerde Saadet Partisi onları destekleyecekmiş. Hadi oradan! Bu seviyesizlik ve ahlaksızlıktır. Bu yalana asla ve asla itibar etmeyiniz. Eğer bizim partilerimiz kapatılmasa, bir takım ihanetlerle Numan Bey ihanetiyle karşılaşmamış olsaydık diğer partilerin esamesi okunur muydu bugün? Bir koşuya çıkmışız, bizim ayağımıza diken koyuyorlar." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE DIŞ POLİTİKADA FACİA YAŞIYOR"
Konya'daki seçmenlerine 'Hırsıza, arsıza oylarımızı lütfen çaldırmayalım.' diye seslenen Kamalak, "Türkiye, bugün her bakımdan tıkanmıştır. Siyaseten tıkanmıştır, ahlaken, iktisaden, dış politikada tıkanmıştır. Hatta dış politikada tam anlamıyla bir facia yaşamaktadır." dedi.
"İKTİDARIN BOZUK ÜSLUBU ÜLKEYİ GERİYOR"
İktidar partisini, kullandığı üslup nedeniyle uyaran SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, şunları söyledi: "Sizin bozuk üslubunuz yüzünden ülke geriliyor. Halk bölünüyor. Dün Çanakkale'de vücutlarını birbirlerine siper eden ecdadın torunları bugün ne yazık ki birbirlerine taş atabilmekte, kurşun sıkabilmektedir. 15-16 yaşındaki gençler bir hiç uğruna can verebilmektedir. Buradan sesleniyorum, kim kendi ikbalini vatanın istikbalinden daha önemli görüyorsa, kim kendi çıkarını milli menfaatin üstünde tutarsa ne tarih önünde ne de millet vicdanında bunun hesabını veremez. Çünkü bu kavga kirli bir kavgadır, kazananı olmaz ama kaybedeni çok olur. Millet kaybediyor, ülke kaybediyor. Sorumluluk makamında olan iktidar sahipleri ülkeyi ne yazık ki daha bir geriyorlar. Gerdikçe geriyorlar."
(CİHAN)