Sivil Haber

Rusya'nın Suriye oyunu tartışılıyor

SİYASET

Rusya'nın Suriye'ye olan desteği, Beşşar Esad'ın katliamlarına dayanak sağlıyor. Bu desteğin ne kadar süreceği ve sonunda Rusya'ya ne kazandırıp ne kaybettireceği ise büyük bir soru işareti.

Son dönemde uluslararası kamuoyunu en fazla meşgul eden konu Suriye. Esad rejiminin, halkın taleplerine silahla cevap vermesi ve şehirlerde sivillere uyguladığı katliam, Suriye'yi ve bölgeyi istikrarsızlığa sürüklüyor. Esad'ın politikalarına destek veren ülkelerin başındaysa Rusya geliyor. Rusya'nın gerek Suriye'ye yaptığı askeri yardımlar, gerekse Birleşmiş Milletler'de (BM) gündeme gelen yaptırımları veto ederek Esad rejimine "kalkan" olması, rejimin elini güçlendiren faktörlerin başında geliyor.

Rusya'nın Suriye'ye olan desteğinin, birden çok sebebi var. Bu sebepler arasında güvenlik, ekonomik çıkar ve yayılmacı-süper güç olma hedefleri ön plana çıkıyor. Ancak iç dengelerin anlaşılabilmesi açısından Suriye'deki Rus etkisini de göz önüne almak gerekiyor.

Suriye ordusunun neredeyse tüm silah ve teçhizatları Rus yapımı. Yüzlerce Rus askeri danışmanı orduda görev alıyor. Suriye anayasası yapılırken bile, Rus danışmanlar sürece dahil oluyor. Bunların yanı sıra, Suriye siyasi eliti üzerinde ciddi bir Rus etkisi hakim. Rusya, Suriye üzerindeki bu nüfuzu sayesinde, karar alma mekanizmalarını etkileyebiliyor.

Rusya'nın Arap dünyası ve Batı'yı karşısına alarak Suriye'yi desteklemesinin temelinde, bölgesel ve küresel çıkarları yatıyor. Her şeyden önce, Esad rejiminin devam etmesi, Rusya'nın Akdeniz ve Ortadoğu'daki sınırlı askeri varlığının devam etmesiyle eş anlamlı. Çünkü Rusya'nın bölgedeki son askeri varlığı, Suriye'deki Tartus üssü.

Rusya için askeri alandaki bir başka önemli başlık ise silah pazarı. Esad'ın devrilmesi durumunda, tıpkı 40 yıl önce Mısır'da olduğu gibi, bu kez Suriye ordusunun envanterindeki Rus silahlarının yerini, Amerikan ve Fransız silahlarının alması yüksek ihtimal. Böyle bir durumda Rusya'nın kaybının milyarlarca dolar olması bekleniyor.

Önem açısından üst sıralarda olmasa bile, Rusya için göz ardı edilemeyecek başka bir argümansa, Suriye'nin Ortadoğu'daki Ortodoksluğun merkezi konumunda olması. Nitekim, Rusya Ortodoks kilisesi patriğinin 2011 sonunda Suriye'ye yaptığı dört günlük ziyaret ve verdiği birlik mesajları, bu konunun Rusya için önemli bir madde olduğunu gösteriyor.

Diğer bir taraftan Esad rejiminin devrilmesi, Rusya'nın yeniden süper güç olma çabalarına da büyük darbe vuracak. Eğer Rusya, Kosova, Irak ve Libya örneklerinde olduğu gibi, bölgesel sorunlara diplomatik yollarla çözüm argümanını Suriye'de de hayata geçiremezse, uluslararası alanda büyük bir prestij kaybı yaşayacak. Ortadoğu'dan tecrit edilmiş bir Rusya'nın, küresel güç olma iddiası inandırıcılığını yitirecek. Bu durumda, tartışma konusu olan, "Rusya bölgesel güç mü yoksa küresel güç mü?" sorusunun cevabı da verilmiş olacak.

Rusya'nın Suriye'ye olan desteğinin nedenleri dışında diğer bir tartışma konusu, bu desteğin ne kadar süreceği ve Rusya'ya neye mal olacağı. Rus medyasında ağırlıklı olarak Suriye politikasına destek ve Batı karşıtlığı hakim. Batı'nın, özellikle ABD'nin, "demokrasi" adı altında dünyaya nüfuz etmek istediği belirtiliyor. Suriye'deki muhalifler içinde terörist gruplar olduğu, Esad rejiminin güçlerini geri çekerken, muhaliflerin de silah bırakması gerektiği yazılıyor. Ayrıca Suriye'nin İran'a yapılacak bir operasyon için ön hazırlık olduğunu düşünenlerin sayısı azımsanmayacak derecede fazla. Rus yöneticilerin açıklamaları da bu görüşlerle örtüşüyor.

Ancak Rusya'nın Esad'a kayıtsız şartsız ve süresiz destek vermesini beklemek, gerçekçi bir çıkar analiziyle örtüşmüyor. Rusya'nın, Esad rejimi için yapabileceklerinin sınırlı olduğunu ve o sınırın sonuna gelindiğini düşünenler de var. "Rassiya v Globalnoy Politike" (Küresel politikalarda Rusya) dergisi editörü Fedor Lukyanov, Rusya'nın BM'deki yaptırım tasarısını veto ederek, Esad rejimine yapabileceği her şeyi yaptığını gösterdiğini söylüyor. Siyasi analist Andrey Murtazin ise, Arap Birliği'nin Esad karşıtı duruşuna dikkat çekerek, Rusya'nın tüm Arap dünyasını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki, Rusya'nın Suriye için Batı'yla bir savaşa girme ihtimali çok düşük. Bu, hem Rusya'nın çıkarları hem de gücünün sınırları ile ilgili. Rusya'nın birinci derecede ulusal çıkarları, yakın çevresinde, yani eski Sovyet coğrafyasında hakimiyet kurmasından geçiyor. Gürcistan örneği düşünüldüğünde, bu alanda henüz tam bir başarı sağlayabilmiş değil. Ayrıca Rusya'nın mevcut askeri gücü ve enerji gelirlerine bağımlı ekonomisi, şu anda Batı ile böyle bir mücadeleye girişmesini engelliyor. Bu bakımdan Esad'ın sivil halka yönelik katliamları devam ettirmesi halinde, Rusya'nın da desteğini çekmek zorunda kalması, göz ardı edilmemesi gereken bir olasılık. Böyle bir durumdaysa akıllarda tek bir soru olacak: Rusya'nın Suriye oyunu, oynamaya değer miydi?

AA

Haber Kaynağı : Haber7.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.