Yemen’in sonu Irak’a benzemesin
Temel Karamollaoğlu Ortadoğu’daki ülkelerin sorunları kendilerinin çözmesi gerektiğine de değinerek, “‘Husiler azınlıkta olmalarına rağmen, meşru hükümeti devirdiler, İran’la işbirliği yapacak bir hükümet kuruyorlar, bizim buna müsaade etmemiz mümkün değil’ diyerek Siyonizm’in oyununa geldiler. Başlangıçta tedbir alabilirlerdi, önce onları desteklediler, aynen Irak’ta yaşanan senaryo orada yaşanıyor. İran’a karşı Saddam’ı desteklediler, onlar farkına varıp çatışmayı durdurunca ‘hadi bakalım sen Kuveyt’e girebilirsin’ diyerek Saddam’ı teşvik ettiler. Gözü kapalı böyle bir oyuna düştü, sonuçta Irak işgal edildi, Irak tahrip edildi. Şimdiki korkumuz maalesef Yemen’de de böyle bir durumun meydana gelmesin” uyarısını yaptı.
TÜRKİYE çok dikkatli hareket etmeli
Türkiye’nin tavrının da önemine değinen Karamollaoğlu, Siyonizmin oyununa gelinmemesi gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Türkiye burada çok ama çok dikkatli davranmalı. Pozisyonumuzu belli ederken, daha akıllı davranmalı başkalarının oyununa gelinmemeli. Fiilen Yemen’e bir müdahale de bulunuluyor. Bu müdahale neticesinde İslam âlemi içerden biraz daha zayıf düşecek, biraz daha gerileyecek. Dışarıdan alınan bombalarla kardeşlerimiz katledilecek” uyarısını yaptı.
Mekke ve Medine’nin korumasında kilit nokta
Karamollaoğlu, “Yemen, Afrika ve Asya düşünüldüğünde çok stratejik konumu olan bir ülke. Kızıldeniz’in girişinde stratejik bir boğaza hakim. Dikkat edilirse, bu boğazda bir tarafta Cibuti diye küçük devlet oluşturuldu; 40 yıl önce. Yeni bölgede bulunan Eritre de İslam coğrafyasından koparıldı. Tamamen bir Hıristiyan diktatörün emrinde, ağırlıklı olarak da İsrail ile işbirliği olan bir ülke haline geldi. Yemen, aynı zaman Mekke ve Medine’nin korumasında kilit noktasıdır. Osmanlı burada ciddi bir müdafaa sergiledi. Yokluklar içinde bir destan yazıldı adeta. Sonradan Yemen bağımsızlığını kazandıktan sonra birtakım maalesef ayrılıklara sahne oldu” dedi.
Ortadoğu’da son yıllarda yükselen ‘mezhepsel’ temelli ayrılıkların bölgedeki ülkeleri parçalanmaları ile sonuçlandığını dile getiren Saadet Partisi, bu konuda tarafların sakin olmalarını ve sorunların çözümü için diyalog kapılarının açık bırakılması gerektiğini vurguladı. Suriye’ye yönelik endişelerinde haklı çıkan Saadet Partisi bu sefer de Yemen’e yönelik başlatılan operasyona ilişkin uyarılarda bulundu.
Yemen Stratejik Bir Konuma Sahip
Konuyu görüştüğümüz partinin Dış İlişkilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu bölgede yaşananların üzüntü verici olduğunu vurgulayarak, Yemen’in stratejik önemine işaret etti. Karamollaoğlu, “Yemen, Afrika ve Asya düşünüldüğünde çok stratejik konumu olan bir ülke. Kızıldeniz’in girişinde stratejik bir boğaza hakim. Dikkat edilirse, bu boğazda bir tarafta Cibuti diye küçük devlet oluşturuldu 40 yıl önce. Yeni bölgede bulunan Eritre de İslam coğrafyasından koparıldı. Tamamen bir Hıristiyan diktatörün emrinde, ağırlıklı olarak da İsrail ile işbirliği olan bir ülke haline geldi” dedi. Karamollaoğlu, Yemen’in bizim tarihimiz açısından da büyük bir önemi olduğuna değinerek “Osmanlı’dan beri bir stratejik bir konumda olduğu için Batılı’lar başta İngiltere olmak üzere Yemen’de hakim olmak istemişlerdi. Yemen, aynı zaman Mekke ve Medine’nin korumasın da kilit noktasıdır. Osmanlı burada ciddi bir müdafaa sergiledi. Yokluklar için de bir destan yazıldı adeta. Sonradan Yemen bağımsızlığını kazandıktan sonra birtakım maalesef ayrılıklara sahne oldu. Arap Baharı ile birlikte İhvan Haraketi Yemen’de iktidara gelmemesi için Suudiler çaba sarf ettiler. Yönetim boşluğundan ülkeye hakim olan Husiler’e karşı da savaş ilan ettiler” dedi.
“Müsaade etmemiz mümkün değil”
Karamollaoğlu Ortadoğu’daki ülkelerin sorunları kendilerinin çözmesi gerektiğine de değinerek, “İslam aleminin bir araya gelip kendi problemlerinin kendileri çözmesiydi. Bu mezhep çatışmasına gidecek bir ortam doğurmadan yapılmalıydı. Veya bir etnik çatışmaya götürmeden hadiseleri böyle bir işbirliği yapılmalıydı. Şuanda ‘Husiler azınlık da olmalarına rağmen, meşru hükümeti devirdiler, İran’la işbirliği yapacak bir hükümet kuruyorlar, bizim buna müsaade etmemiz mümkün değil’ diyerek Siyonizm’in oyununa geldiler. Başlangıçta tedbir alabilirlerdi, önce onları desteklediler, aynen Irak’ta yaşanan senaryo orada yaşanıyor. İran’a karşı Saddam’ı desteklediler, onlar farkına varıp çatışmayı durdurunca ‘hadi bakalım sen Kuveyt’e girebilirsin’ diyerek Saddam’ı teşvik ettiler. Gözü kapalı böyle bir oyuna düştü, sonuç Irak işgal edildi, Irak tahrip edildi. Şimdi korkumuz maalesef Yemen’de de böyle bir durumun meydana gelmesin” uyarısını yaptı.
Siyonizmin Ekmeğine Yağ Sürülüyor
Yemen’e karşı on ülkenin içinde yer aldığı operasyona destek veren ülkelerin hepsinin Batı ile iyi ilişkiler içinde bulunan ülkeler olduğuna da işaret eden Karamollaoğlu, “Burada ittifak ülkelerine bakıldığı zaman bunlar bütünüyle maalesef Amerika ile çok yakın işbirliği olan, maalesef istemesek de Siyonizm’in giderek etkisine giren ülkeler. Suudi Arabistan adeta ‘Şia’ya harp açtım’ derken, İhvanı da terörist ilan etmişti. Böylece zikredilmezse bile Siyonizm’in İslam alemini parçalamak için başvurduğu iç gerilimleri artıracak bir savaş ortamı doğdu. Ya bir yerde etnik kimliğe dayanan savaş var, ya da başka bir yerde de mezhepsel savaşlar yapılıyor. Bu çatışma bu noktaya gelince biz istesek de istemesek de maalesef Siyonizm’in ekmeğine yağ sürüyoruz. Onların dedikleri oluyor” diye konuştu.
Türkiye Oyunun İçinde Yer Almamalı
Türkiye’nin tavrının da önemine değinen Karamollaoğlu, Siyonizmin oyununa gelinmemesi gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Türkiye burada çok ama çok dikkatli davranmalı. Pozisyonumuzu belli ederken, daha akıllı davranmalı başkalarının oyununa gelinmemeli. Burada bir oyun oynanıyor, asıl bu oyuna mani olmak gerekiyor. Öyle görülüyor ki, iş işten geçmiş. Oyunun son perdesine gelinmiş. Fiilen Yemen’e bir müdahale de bulunuluyor. Bu müdane neticesinde İslam âlemi içerden biraz daha zayıf düşecek, biraz daha gerileyecek. Dışarıdan alınan bombalarla kardeşlerimiz katledilecek. Eğer D-8’ler canlı tutulabilseydi, bu olumsuzluğa birlikte karşı çıkılır, bu olumsuzluğun İslam alemine zarar verecek bir noktaya gitmezsine engel olunabilirdi. Bu gün için bu kargaşanın içinde Türkiye’nin bizzat çatışmaya girmemesi gerekir. Yemen’in bizim için ayrı bir önemi var. Yemen bir iç savaşa, bir mezhep savaşına sürüklenmemeli. Bu konuda itina gösterilmeli, böyle olmaması için Türkiye’nin İran’la da görüşerek, sorun çözülmeli. Gider de Amerika’nın güdümüne, girilirse bundan sadece İslam âlemi zarar görür” uyarısını yaptı.