Aysel Yaşa'nın haberi
Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, gençlik yıllarında hızlı bateristmiş. mikrofon yarışmasına katılan, kurduğu Sefiller Dans ve Şov Orkestrası'yla düğünlere renk katan Başkan şimdilerde belediyenin orkestrasına destek veriyor
Başkanın Günlüğü serimizde bu hafta renkli bir hayata şahitlik edeceğiz. Konuğumuz Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner. Küçükmustafapaşa'da başlayıp, Kasımpaşa'ya uğrayan ve Bayrampaşa'da devam eden enteresan bir hayat hikâayesi Atila Aydıner'inki. 1948 yılında 4 çocuklu ailenin, ortancası olarak gelir dünyaya. Babası berber, annesi ev hanımı. İki katlı evlerinin alt katında babasının berber dükkanı önünde çocuklarla oynanan oyunlarla geçer zaman ve ilkokula da burada başlar.
Okulları Fener Rum Patrikhanesi'ne çok yakındır. Sürekli patrikhanenin bahçesinde oyunlar oynarlar. O günleri şöyle anlatıyor Aydıner: "Biz o dönemler çok fakirdik, patrikhanenin nöbetçileri bizi oyun oynarken görünce para verirlerdi. Bir de orada daha çok Rum komşularımız vardı. Aramızdaki ilişki bana çok şey kazandırdı."
Aslen Rizeli olan Başkan, İstanbul terbiyesiyle yetişmenin kendisine çok katkı sağlafığını söylüyor: "İstanbul'da doğduk, burada İstanbul kültürüyle büyüdük. O günkü şartlarda İstanbul'da yaşamak güzeldi. Çocuklar şendi, şakraktı. Ekonomik sıkıntıları hissetmiyorduk sanki. Bizim kapımız ve soframız hep açıktı, herkese açıktı. İstanbul'a göçler başlamadan önce 'İstanbul beyefendisi' kavramı vardı. Benim babama ve amcama da öyle derlerdi. Beyaz eldiven takarlardı, bastonları olurdu, fötr şapkaları vardı. Beyoğlu'na öyle çıkarlardı. Herkes hürmet ederdi onlara. O İstanbul'dan bugünküne baktığımızda dokunun bozulduğunu görüyoruz. Bence bu şehirde oturmanın bir bedeli olmalı. Nasıl ki Paris'te, Londra'da bu bedeli vergi olarak ödüyorsunuz, İstanbul'da da ödemelisiniz." Okul hayatını çalışarak geçiren Aydıner, Aksaray'da büfecilik de yapmış, ayakkabı boyacılığı da. "Büfenin yanına bir de boya sandığı koymuştum. Gaziantep'ten getirtmiştim sandığı. Boş zamanlarımda da boyacılık yapıyordum, bazen kuyruklar oluşurdu, güzel boyardım. Daha sonra o güzel sandığımı çaldılar. Hal böyle olunca bayramlarda tezgah açmaya başladım. Tezgahta çatapat, meşale olurdu. Yılbaşında da saatli maarif takvimlerini satardım" diyor Başkan Atila Aydıner.
BAŞBAKAN'LA TİYATRO GRUBU KURDUK
İstikbal için müziği bırakan Başkan o günlerde ağabeyine özenerek Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne girer, yine ona özenerek siyaseti ciddi ciddi düşünmeye başlar. Başkan, "Üniversite yıllarında kendime ait hiç kıyafetim yoktu. Hep ağabeyim veya babamın kıyafetlerinin kollarını terzide kestirerek giyerdim. Üniversiteden sonra hayatımızı vakıflara ve derneklere adadık. Ağabeyim siyasetçi, aynı zamanda eczacıydı. Her iki iş de ondan bana aşılandı. Ağabeyim Milli Nizam Partisi'ndeydi. O oradayken, biz de oraya sandalye taşıyarak başladık siyasete. Daha sonra o yine Milli Selamet Partisi'ndeyken, ben de gençlik kollarına girdim. Arada ağabeyimin eczanesine giderdim, orada Tayyip Bey'le dostluğumuz başladı. Sonra Başbakan'ımızla beraber Kasımpaşa'da siyasi partiye girdik" şeklinde ifade ediyor hayatındaki önemli bir kesiti. Siyasete atılmadan önce Başbakan'la bir de tiyatro grubu kuran Aydıner, o dönemde Türkiye'nin birçok yerine tiyatro oyunu götürdüklerini söylüyor: "Tayyip Bey'le çok güzel piyesler hazırladık ve Türkiye'nin her yerinde oynadık. Başbakan çok iyi tiyatrocudur. Ama bir süre sonra tiyatroyu da bıraktık."
ÇOCUKLARIMI SİYASETE SOKMADIM
O dönemlerde ilk eczanesini açar Başkan. Bayrampaşa Tuna Caddesi'nde. 1994-2004 yılları arasında Bayrampaşa Belediye Başkan yardımcılığı yapar. Bu arada askıya aldığı müzik hayatına da amatörce devam eder. Başkan Aydıner şöyle devam ediyor: "Belediye başkan yardımcılığı görevim sırasında belediyeden arkadaşlarla yine çalıyorduk. Belediyenin alt katına iniyorduk, kendi aramızda müzik yapıyorduk. Şimdi belediyede gençlerden müteşekkil bir orkestra kurdurdum. Kızlar rica etti ben de ekibe birkaç parçada destek vereceğim." Bu arada yoğun geçen siyasi yaşamda çocuklarının büyüdüğünü görememekten yakınıyor Aydıner. 3 çocuğu var Başkan'ın, en küçüğü orta sona gidiyor. Büyük oğlu işletme mezunu, kızı ise psikolog. 'Onları siyaset için teşvik etmediniz mi?' diye soruyorum. Cevap ilginç: "Onları bilerek siyasete sokmadım. Rahmetli Adnan Menderes'in bir lafı vardır: 'Siyasette bir aileden, bir kişi yeter' diye. Siyaset herkesin yapabileceği bir şey değil, yapı meselesi. Evlatlarımın siyasi arenada başarılı olabileceklerini düşünmedim. Bu yüzden teşvik de etmedim."
MÜZİKTEN ÖNCE İSTİKBAL!
Liseye gelene dek hayatı çalışmakla geçen Aydıner arada sosyalleşmek için farklı projelere de el atmış. Bir müzik grubu kurmuş mesela, yarışmalara katılmış, birincilik alamamış ama orkestrada bateri çalmaktan vazgeçmemiş. Aydıner, "Lisede birkaç arkadaş bir araya gelip bir orkestra kurduk. O zamanlar dans ve şov orkestraları çok revaçtaydı. 1968'de Hürriyet Gazetesi de Altın Mikrofon yarışması yaptı. Biz de hazırlıklarımızı yapmıştık, yarışmaya girelim dedik. O zamanlar Mavi Işıklar, Silüetler, Nilüfer yeni çıkmıştı. Bizim grubun adı Sefiller Dans ve Şov Orkestrası'ydı. O zamanlar Victor Hugo'nun Sefiller kitabı çok satılıyordu, ondan esinlenmiştik. Orada 13'üncü olduk. Daha sonra nişanlarda, düğün salonlarında çaldık. Üniversite 2'den sonra askıya aldık müziği, önce istikbal dedik" diyor.
'Hayatım çalışmakla geçti'
Öğrencilik yıllarında mecburen iş hayatından kopmayan Başkan Aydıner "Hayatım hep çalışmakla geçti. İstanbul'u gezmeye fırsatım olmadı. Sabah bir giderdim büfeye, gece çıkardım. Öyle yorulurdum ki bazen beni sırtlarında eve taşırlardı. Ama o işler sayesinde okudum" şeklinde konuşuyor.
Yeni Şafak / Cumartesi
Sahne arkadaşı tiyatrocu Erdoğan'ı anlattı
Sahne arkadaşı tiyatrocu Erdoğan'ı anlattı
Sivil Haber Sivil Haber
SİYASET
Lisedeki münazaralara başarıları dillerden düşmeyen, yeşil sahadaki performansını her fırsatta anlatan Erdoğan uzun süre de tiyatro yapmış. Sahne arkadaşı anlatıyor: