Sivil Haber

Türkiye'nin Ortadoğu'daki güç kapasitesi

SİYASET

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun (USAK) hazırladığı ''Türkiye'nin Ortadoğu'daki Güç Kapasitesi: Mümkünün Sınırları Raporu'nda çarpıcı bilgilere yer verildi.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun (USAK) hazırladığı ''Türkiye'nin Ortadoğu'daki Güç Kapasitesi: Mümkünün Sınırları Raporu'nda'', ''Türkiye, dış politika aktivizmi açısından 21. yüzyılın ilk on yılında diğer dönemlere kıyasla oldukça etkin bir politika izlemeye başlamıştır'' denildi.

USAK'ın genel merkezinde açıklanan raporda, Türkiye'nin Ortadoğu'daki ''bölgesel güç'' kapasitesini ölçmek ve özellikle son dönemde Türkiye'nin artan bölgesel nüfuzunun yapısal unsurlarına ve bu unsurların sürdürülebilir olup olmadığı konuları ele alındı.

Türkiye'nin Ortadoğu'da bir aktör haline geldiği ve bölgeye ilişkin politikalarında nispeten daha bağımsız ve Ortadoğu halklarının sempatisini kazanan adımlar attığı belirtilen raporda, Türkiye'nin bölgedeki kapasitesinin diplomatik, ekonomik, yumuşak güç unsurları açısından verilere dayandığı ifade edildi.

Raporda, şu görüşlere yer verildi:

''Türkiye, dış politika aktivizmi açısından 21. yüzyılın ilk on yılında diğer dönemlere kıyasla oldukça etkin bir politika izlemeye başlamıştır. Türkiye'nin ekonomik dinamizmi Ortadoğu halkları açısından aynı zamanda bir cazibe merkezi haline gelmesine katkı sağlayan bir 'yumuşak güç' unsuruna dönüşmüştür.

Türkiye'nin potansiyel ekonomik işbirliği havzası, dünya ekonomik hasılasının yaklaşık yüzde 40'ına ve dünya nüfusunun yüzde 21'ine tekabül etmektedir.

Türkiye'nin farkı, 'demokrasiye karşı İslam' tezini işleyen oryantalist perspektiflerin karşısında, kutuplaştırıcı tezleri çürüten bir "siyah kuğu" olmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye'nin aynı zamanda NATO üyesi, Avrupa Konseyi kurucu üyesi ve AB ile müzakere eden aday ülke olması da Ortadoğu coğrafyasında kendisine biçtiği özgün 'rol tanımına' esas teşkil etmektedir.

2002 yılında Ortadoğu ülkelerinden Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısı 975 bin iken bu rakam 2010'da 3,6 milyonu aşmıştır. Toplam ziyaretçi sayısı içinde ise Ortadoğu ülkeleri vatandaşlarının oranı aynı dönemde yüzde 7,3'ten yüzde 12,6'ya yükselmiştir.

Bölgesel aktörlerin, küçük ya da büyük, Türkiye'nin takipçisi olduğu söylenemez. Türkiye'ye gösterilen ilginin bu açıdan şimdilik 'kuru sempati' düzeyinde kaldığı görülmektedir.

Türkiye'nin, son dönemde izlediği politikalarla Arap halklarının sempatisini kazanması, Türk dizilerinin yarattığı merak duygusu ve Türkiye'nin kültür politikalarındaki iyileşme Türkiye'yi Arap ülkelerindeki vatandaşlar için önemli bir turizm güzergahı haline getirmiştir.

Türkiye'nin 2000 yılında 91 olan büyükelçilik sayısı 2011 yılında 114'e yükselmiştir. 2009 yılı başında 12 olan Afrika'daki büyükelçilik sayısı 2011 itibarıyla 28'e ulaşmıştır ve 2012'nin ilk yarısında 33'e çıkartılması hedeflenmiştir.''

Haber Kaynağı : Haber7.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.