Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, TBMM'de iç tüzük değişikliği için yapılan gizli oturumda milletvekilleri arasında yaşanan gerginliklerle ilgili, TBMM'de yaşanan o görüntülerin hiç kimseyi memnun etmediğini, vatandaşın da hoşuna gitmediğini söyledi. Yıldırım, ''Akıl, izan sahibi hiç kimsenin onaylayacağı görüntüler değil'' dedi.
AA Editör Masasına konuk olan Bakan Yıldırım, editörlerin soruları üzerine bazı güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Yıldırım, TBMM'de iç tüzük değişikliği için yapılan gizli oturumda milletvekilleri arasında yaşanan gerginliklerin hiç kimseyi memnun etmediğini, vatandaşın da hoşuna gitmediğini vurguladı. ''Akıl, izan sahibi hiç kimsenin onaylayacağı görüntüler değil'' diyen Yıldırım, demokrasinin, milletin iradesinin kürsü işgali ile olmayacağını söyledi.
Milletin iradesinin ifade şeklinin, kürsüleri işgal etmek değil, işgallere izin vermemek olduğunu kaydeden Ulaştırma Bakanı, ''Parlamento ne ile mücadele ediyor? Yasa dışılıkla mücadele ediyor, demokrasinin gelişmesi için mücadele ediyor. Milletin iradesinin tecelli etmesi için mücadele ediyor, ama kendi içinde böyle bir görüntüye izin vermesi doğrusu rahatsız edici bir durum. Zannediyorum, mesele iç tüzükle getirilen bazı değişikliklerden ziyade, ana muhalefet partisinde yaklaşan kurultay öncesi 'bende varım' diyen bazı arkadaşların gayretlerinin ön plana çıkması'' diye konuştu.
Yıldırım, en kısa zamanda her şeyin normale dönmesini umut ettiğini belirterek, ''Konuşarak, görüşerek bir çok konumuzu geçmişte olduğu gibi bundan sonra da çözeriz'' dedi.
-Dinleme konusu
Yasa dışı dinlemelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, 2007 yılında çıkartılan kanunla hem yasa dışı dinlemelerin mahkemeler için delil olmayacağı hem de bunların suç olacağı ve Türk Ceza Kanununun çeşitli maddelerine göre cezalandırılacağının hükme bağlandığını hatırlattı.
Bundan önce dinleme konusunda Türkiye'de tam bir kargaşa ve keyfilik olduğunu kaydeden Yıldırım, şunları söyledi:
''Çıkarılan kanunda Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) teşkil edildi. TİB dinleme taleplerini yasalara usul ve esaslara uygun olup olmadığını inceleyen ve bu konuda izin veren veya reddeden bir kuruluştur. TİB ile bizim ilişkimiz ne? TİB altyapısı, çalışma usulleri, bütçesi gibi konularda bakanlığımızın ilişkili kuruluşudur. Onun dışında bizim herhangi bir şekilde onların faaliyetleriyle ilgili bir ilişkimiz yoktur. Dinleme konusunda Türkiye'de 3 kuruluş yetkilidir. Bir tanesi polis, yani emniyet istihbarat, diğeri jandarma istihbarat, bir diğeri de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT). Bunların yasalarında belirlenmiş sınırlar içerisinde dinleme yetkileri var. Özellikle MİT'in yurt içinin yanı sıra yurt dışında da dinleme ve izleme yetkisi var. Diğerlerinin tamamen yurt içinde. Daha önce jandarmanın bütün yurt genelinde dinleme yetkisi vardı. Bu yasayla birlikte kendi görev alanıyla sınırlı olarak izleme ve dinleme yetkisi var.
Tabii dinlemelerin veya herhangi bir sinyal takibinin mutlaka suçu önlemeye, teröre karşı mücadelede veya işlenmiş suçların delillerinin ortaya çıkarılmasına yönelik yasalar dahilinde kullanılması lazım. Sıkıntı buna riayet etmeyen veya hiçbir şekilde görevi olmayan kişi ve kuruluşların dinleme yapmasından kaynaklanıyor. Ama gerçekte hiç öyle değil. 2011 sonuçlarına baktığımız zaman Avrupa'da en fazla konuşan ülke Türkiye. Telefonda konuşmayı kastediyorum. En fazla SMS kullanan ülke de yine Türkiye. Hatta Fransa ile başa baş. Fransa da konuşuyor ama boş konuşuyor, bizim ki gibi değil...''
Haber Kaynağı : Haber7.com