Sivil Haber

Yılmaz: Türkiye'de demokrasi normalleşti

SİYASET

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Artık Türkiye gerçekten normal bir demokrasi haline geldi." dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Artık Türkiye gerçekten normal bir demokrasi haline geldi. Sivil yönetimlerin tamamen hakim olduğu bir ülke haline geldi. Bu bazı kesimler tarafından garipseniyor. Geçmişte anormal bir duruma alıştıkları için, hükümetler üzerinde değişik vesayet mekanizmalarına alıştıkları için bu normal durum, anormalmiş gibi tarif ediliyor ve sivil yönetimin güçlü olması bazılarını rahatsız ediyor'' dedi.

Yılmaz, bir televizyon kanalında katıldığı programda çeşitli konulardaki soruları yanıtladı.

Bakan Yılmaz, muhalefet partilerinin MİT Yasasına yönelik eleştirilerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, ''Bunlar aşırı ifadeler katılmak mümkün değil'' dedi. MİT Müsteşarının soruşturulmasının MİT özel kanununda zaten Başbakanın iznine bağlanmış durumda olduğunu belirten Yılmaz, bunun geçmişte yapılmış bir düzenleme olduğunu, ancak diğer tarafta özel yetkili mahkemelere bir istisna tanıyan genel bir düzenleme bulunduğunu söyledi.

Bu özel düzenlemeyle genel düzenleme arasında bir takım yorum farklılıkları, tartışmalar doğduğunu ifade eden Yılmaz, yeni düzenlemeyle o tartışmalara son verilmiş olduğunu söyledi. Yılmaz, ''Bu düzenlemeyle MİT gibi kritik kurumlarda, kritik konularda Başbakanın iznine tabi kılındı, yani bir anlamda özel düzenleme daha sağlam bir hukuki zemine kavuşturulmuş oldu. Bunu böyle çok abartılı bir yere taşımanın hiçbir anlamı yok'' dedi.

Yılmaz, ''Genelkurmay da o kadar kritik bir kurum değil midir? Hükümet benzer izin sistemini Genelkurmay başkanı için de getirmeyi düşünmüyor mu?'' sorusuna da üzerine de ''O konuda doğrusu hukuki olarak nedir durum, hakim olduğum bir konu değil. Burada esas olan sivil yönetimlerin, hükümetlerin politikalarının ifade edilişine uygulanışına hiçbir vesayet kabul edilemez. Kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin meşru hükümetlerin politikalarına müdahalenin kabul edilmesi mümkün değil. Bu konuyla meşru hükümeti devirme iddiasıyla yargılanmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Bunları aynı sepete koymak son derece yanlış bir bakış açısı'' yanıtını verdi.

Kalkınma Bakanı ''Kim bu vesayet altına almaya çalışan... Başbakan Erdoğan'ın (seçilmişleri atanmışlara kul ettirmeyiz) açıklaması var... kim bunlar'' şeklindeki soruya karşılık da şunları söyledi:

''Seçilmişler belli, TBMM'de halkımızın oylarıyla, tercihleriyle seçilen insanlar var ve buradan da hükümetler çıkıyor, meşru hükümetler, seçilmiş hükümetler çıkıyor. Bunlar da belli bir dönem için görev yapıyorlar o dönemin sonunda da gidip halka tekrar hesap veriyorlar fakat diğer kesimler... bu; bürokratik kesimler olabilir, ekonomik kesimler olabilir, başka güç odakları olabilir, halktan hiçbir yetki almadıkları halde ülkenin kaderini belirleme iddiasında olabilirler, kendilerinden menkul bir takım değerlendirmeler içine girebilirler. Herhangi bir demokraside buna hiçbir şekilde müsaade edilemez.. Hükümetler yanlış yapıyorsa seçime gider hesap verirler, kamuoyu önünde tartışılırlar ama hükümetleri aşan bir değerlendirme içinde farklı seçilmemiş kesimlerin, demokratik olmayan yapıların nereden olursa olsun hiçbir hakkı söz konusu olamaz.''

Yılmaz, ''Türkiye'de bugün böyle bir demokratik olmayan bir yapı, hükümeti hedef alan bir yapı mı var bürokrasi içinde'' diye sorulmasına karşılık da geçmişte Türkiye demokrasisinin uluslararası tartışmalarda hep ''vesayetçi bir demokrasi'' olarak tarif edildiğini, ancak bugün son referandumla, anayasa değişiklikleriyle, AB süreciyle son 10 yılda çok ciddi bir mesafe katedildiğini dile getirdi.

Yılmaz, ''Artık Türkiye gerçekten normal bir demokrasi haline geldi ve sivil yönetimlerin tamamen hakim olduğu bir ülke haline geldi bu bazı kesimler tarafından garipseniyor, çünkü geçmişte anormal bir duruma alıştıkları için hükümetler üzerinde değişik vesayet mekanizmalarına alıştıkları için bu normal durum anormalmiş gibi tarif ediliyor ve sivil yönetimin güçlü olması bazılarını rahatsız ediyor''

''Kim bu bazıları? örneğin (cemaatle iktidar kavgası) deniliyor bu mudur?'' şeklindeki soru üzerine de Yılmaz, spekülatif şeylere girmek istemediğini söyledi. Yılmaz, burada esas olanın hukuk devleti ve meşru hükümetler olduğunu söyledi.

Geçmişte belli alanların hükümetlerin görevi, daha hayati görünen alanların ise ''hükümet üstü'' gibi algılandığını belirten Yılmaz, bunun demokratik bir yaklaşım olmadığını ifade etti.

-Cezaevindeki vekiller-

Bakan Yılmaz, ''muhalefet Başbakanın o sözlerinden hareketle (hapisteki vekiller de seçilmiş) dedi, katılıyor musunuz'' sorusunu yanıtlarken de şu anki durumun güzel bir durum olmadığını, fakat muhalefet partilerinin bu kişileri aday gösterirken mevcut hukuk normlarını bilerek gösterdiklerini söyledi. Yılmaz, ''Burada hükümetin verdiği bir karar söz konusu değil. Bu milletvekilleri aday olurlarken de bu kuralları bilerek aday oldular, hükümete dönük bu eleştiriyi kabul etmek mümkün değil'' dedi.

Yılmaz, ''BDDK ve TMSF başkanlarının yeniden seçilmeleri için bir teklif sunulacağını biliyor muydunuz? Başbakan Yardımcısı bundan haberinin olmadığını ifade etti, bu normal birşey mi'' şeklindeki soru üzerine de ''Olabilir tabi. Demokratik süreçte değişik kanallardan değişik teklifler gelebilir bu bizim hukuk sistemimizde de Meclis hukukumuzda da bir müessese. Kanunlar iki kanaldan gidiyor bir tanesi hükümetten tasarı şeklinde diğeri de milletvekillerinden teklif şeklinde. Bu iki kanal da meşru kanallar. Orada mutlaka bir tartışma süreci yaşanır sonuçta da Meclisin takdiriyle son nokta konur.''

-Kamu İhale Kurumu-

Yılmaz, Kamu İhale Kurumu Kanunu'na yönelik soru üzerine de kurumun aslında düzenleyici bir kurum olduğunu ama yasalarından kaynaklanan bir takım sıkıntılardan dolayı uygulamaya fazlasıyla girmiş gibi göründüğünü söyledi.

Cevdet Yılmaz, kurum personeline yönelik operasyona ilişkin de ''Yargılama süreci bitmeden hiç kimse hakkında (suçludur) diyemeyiz, yargılanın sonucunu beklemek gerekir ama ciddi bir takım şeyler var ki epeyce operasyonlar, birşeyler yapıldı. Kim suç işlediyse kim yanlış yaptıysa cezasını görsün. En gelişmiş dediğimiz ülkelerde bile bu konularda yanlışlar olur, maalesef bunları sıfırlamak mümkün değil. Önemli olan bunların üstüne gitmek ve suçluları cezalandırmak. Bu mekanizmaları işletebiliyorsanız o zaman mesele yok'' dedi.

Haber Kaynağı : Haber7.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.