Susma başlığı altında dünyanın her tarafındaki zulümlere dikkat çekilen afişteki ifadelere karşı Şehir Üniversitesi hocalarından Irvin Cemil Schick ve Ferhat Kentel’den ortak bir açıklama(!) geldi. Açıklamanın tam metni ise şu şekilde:
“Sevgili Şehirliler, Okulumuzda her türlü görüşün yeri olduğunu düşünüyoruz, ve bu düşüncemiz uğruna mücadele etmeye her zaman hazırız. Ama nefret söyleminin burada asla yeri olmamalıdır. Bugün peydahlanan “Anadolu Gençlik Derneği” afişlerindeki “S*** köpekleri”, “Maymun T******lılar” ve daha birçok iğrenç ırkçı sözü gördüğümde dudaklarımız uçukladı. Dünyada böyle düşünen, bizzat suçladıkları insanların vahşet ve öfkesini taşıyanlar olduğunu bilmiyor muyduk? Elbette biliyorduk. Ama bu okulda böyleleri olduğunu hiç tahmin etmezdik. Yazıklar olsun. Neyse ki çok küçük bir azınlıktır bunlar, eminiz. Şehrin duvarları kirleniyor; biraz duvarları ve ruhumuzu temiz tutmaya çalışalım isterseniz…
İrvin Cemil Schick & Ferhat Kentel”
Anadolu Gençlik Derneği Şehir Üniversitesi Teşkilatı bu duruma sessiz kalmayarak, “Bakın adamlar; biz öfkeliyiz evet nefret sahibiyiz! Siz Arakan’ı bilmezsiniz, Suriye’de küresel güçlere ve onun alçak kuklasına başkaldıran yiğitlerden yanayız, Filistin’i açık hava hapishanesine çeviren siyonist alçaklara merhametle yaklaşmayız!” diyerek, Bir Şehir Efsanesi Üzerine başlıklı bir bildiri yayınladılar:
İslam coğrafyası bir baştan bir başa zulüm içinde inlerken eli kolu bağlı duran bizlere düşen kalbimizle Buğz etmektir. Aslında vicdan sahibi her insan böyle düşünür, önceki gün yazdığımız bildiriye Hümanist(!) duygularla cevap veren “berber düşmanı” Ferhat Kentel, 23 Haziran 2009 da yazdığı bir yazıdan kısa bir kesit vermek istiyoruz ;
”İçim öfke dolu… Yazı adabını falan bir kenara bırakıp, sadece öfkemi boşaltmak istiyor canım bu günlerde… Taş taş üstünde kalmayan Gazze’de yerde yatan ölü bebek bedenlerini gördükçe, annelerine, babalarına, kafes gibi bir Gazze’de bile olsa tozlu sokaklarda oyunlarına daha doyamadan ölecek çocukları düşündükçe, çaresizliğimi, çaresizliğimizi; Filistin halkıyla dayanışmak, İsrail’in terörünü lanetlemek için katıldığımız imza ve yardım kampanyalarının, sokaklarda ve meydanlarda telin haykırışlarımızın acziyetini gördükçe, koskoca bir yanan ateş ve enerji topuna dönüşmek ve yok olmak; yok olurken de yok etmek istiyorum insanın insana gazabını yaşatan o insan müsveddelerini…”
İşte bizde bu insan müsveddeleri başta olmak üzere bunlara alçakça el pençe divan duran işbirlikçilerine karşı da öfke, nefret, hırs ve hamaset yüklüyüz pek sevgili Ferhat Amca… Biliyor musun Sevgili Schick senin yakından tanıdığın Yahudiler inançları gereği Gazze’de her türlü zulmü uyguladılar yetmedi Fosfor Bombası kullandılar ve bir nesli mahvettiler, onların bu ahlaksız savaş anlayışı köpekliklerinin gereği değil midir sence… Ve Ferhat Kentel, eminim kesmeye kıyamadığın sakalların daha çıkmadan Anadolu Gençlik vardı, yeni peydahlanmadı, insancıl(!) duygularınızın bu milletin özü olan AGD ye karşı neden depreşmediği hakikaten “TEZ KONUSU” olacak kadar ilginç… Dünya’nın en karanlık halinde Mekke’de doğan güneşin(İSLAM) ışınlarını kendine referans kılan bu güzide topluluğa karşı özür dilemedikçe bırakın sizi sosyolog olmak sıradan bir vatandaş olarak bile tanımayız…
Bizim afişimiz, bildirimiz şehrin duvarlarını kirletmez, tam tersine şehri şehir yapan yol aydınlıkları olur… Tekraren kalbimizdeki tüm nefret ve öfkeyle ; Kahrolsun küresel vampirler (Siyonist Köpekler)… Kahrolsun Alçak Budistler… Kahrolsun Kızıl Çinliler…. Kahrolsun Diktatör Anarşistler…
Sadece bildiri yayınlamakla kalmayan bu tepki, sosyal medya’da da yankı buldu. Agd İstanbul Üniversite Komisyonu’nun 4fakülte twitter hesabından, “#4fakulte nin bütün bildirileri hakkı söylemekte, sırp kasabını herkes bilmekte vicdanı olan srebrenitsayı kimse unutmaz.. , budist çinin neler yaptığını herkes bilmekte doğu türkistanda insanlığın öldüğünü görmekteyiz. , Keşmirdeki akan müslüman kanı için hakkı söylemekteyiz. , Gazze’de atılan fosfor bombalarını kimse görmezden gelmemelidir. , sözde yeni yetme hümanistlere bir kaç sözümüz elbet her zaman olacak.” denilerek aynı nidayı İstanbul’un 47 Üniversitesinde gündeme getireceklerini ilan ettiler.