Değerli basın mensupları, kıymetli arkadaşlar;
1969 yılından itibaren yayın hayatına başlayan ve sol-anarşist ideoloji ekseninde yayın yapan, Çarşamba günleri çıkarılan haftalık Fransız Charlie Hebdo dergisine, tüm dünya kamuoyunun da bildiği üzere 7 Ocak 2015 tarihinde gerçekleştirilen silahlı saldırı neticesinde aralarında derginin editörü ve 7 çizerinin de bulunduğu 12 kişi hayatını kaybetmiştir. Gerçekleşen bu olay sonrasında dergi dünya gündeminin birinci maddesi haline gelmiştir. Bununla birlikte Peygamber Efendimiz ve İslam alemi hedef tahtasına oturtulmuş ve korkunç bir kara propagandayla hedef gösterilmiştir. Söz konusu derginin yayın hayatı incelendiğinde görülecektir ki, Charlie Hebdo daima provokasyon dilini kullanan, milyarlarca insanın inanç değerlerine seviyesizce saldıran, sözde mizah anlayışıyla yayınladığı karikatürlerle kutsal değerlere hakaret etmekten kaçınmayan bir dergidir. 2 Kasım 2011'de 'Şeriat Hebdo' adıyla çıkarılan sayıda İslam'a yönelik hakaretleri, 20 Eylül 2012 tarihinde sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)'ya yönelik çizilen karikatürler, yine geçtiğimiz günlerde benzer şekilde çizilen karikatürlerle İslam'a ve Hz. Peygamber'e yönelik yapılan alçakça saldırılar, derginin provokatif yayınlarından sadece birkaç tanesine örnek teşkil etmektedir. Bütün bu örnekler göstermektedir ki bu dergi, fikir ve ifade özgürlüğünden de öte, Peygamber'e ve kutsal değerlere hakareti bir alışkanlık haline getirmiştir! Ancak bir hususa dikkat çekmek gerekiyor. O da Peygamber'e ve İslam'a yönelik hakaretler 'özgürlük ve ifade hürriyeti' söylemleriyle sunulup, savunulurken aynı dergi 2008 yılında kendi yazarı ve çizeri olan Maurice Sinet'i Yahudilik ve Yahudilerle ilgili bir karikatür çizdiği gerekçesiyle, 'nefret suçu' işlediğinden dolayı işten kovmuştur. Bununla da kalmamış ve genel yayın yönetmeni bu çizere karikatürünün anti-semitik bir anlam taşıdığını, Yahudilerden özür dilemesi gerektiğini söylemiştir. İşte ikiyüzlülük ve çifte standart burada da yüzünü göstermekte ve Siyonizm'e teslim olmuş Avrupa'nın, İstiklal Şairimiz Mehmed Akif'in deyimiyle 'medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın' gerçek yüzü ortaya çıkmaktadır. 'İslam'a nefret, Siyonizm'e teslimiyet!' adeta Haçlı Avrupa devletlerinin ve onların güdümündeki işbirlikçi basın-yayın organlarının şiarı ve politikası haline gelmiştir. Fakat Siyonizm'den ve Avrupa'nın bu ikiyüzlü politikasından bihaber, bu küresel zihniyetin gerçek emellerinin şuurunda olmayan bazı yerli provokatörler ve işbirliklikçiler de yaptıkları eylemle Siyonizmin, Haçlı Avrupa'nın ve Charlie Hebdo gibi hakaret üslubuyla provokatif yayınlar yapan dergilerin değirmenine su taşımaktadır. Bunlardan biri de Charlie Hebdo'yu sözde anlamak ve savunmak amaçlı olarak derginin ilgili sayısını yayınlayan Cumhuriyet gazetesi olmuştur. Ne hikmetse, Cumhuriyet gazetesi basın ve ifade özgürlüğünden dem vurarak, İslam Peygamberi'ne hakareti üstelik müslümanların yaşadığı bir coğrafyada, tıpkı Charlie Hebdo gibi ve hatta daha da ileri giderek provokatif bir dille ortaya koymuştur. Bu ahlaksız saldırı nedeniyle Cumhuriyet gazetesi derhal Hz. Peygamber'den ve İslam Aleminden özür dilemeli ve bu hassas dönemde yaptığı yayınlarla çatışma dilini değil sükunet ve itidal dilini kullanmalıdır.
Bizler de Milli Görüşçüler ve Erbakan Vakfı İstanbul Gençlik Kolları olarak,
Charlie Hebdo'nun yaptığı ahlaksızlığa, alçaklığa ve hadsizliğe karşı en doğru ve gerekli tavrı koymak için burada toplandık. Bizler tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de Milli Görüşçüler olarak Müslüman’ca duruşu ortaya koymak ve Peygamberimize sahip çıktığımızı haykırmak için buradayız. Siyonist Amerika Afganistan'da, Irak'ta milyonları katlederken, Siyonist İsrail Filistin'de tarihin en büyük zulmünü uygularken, Haçlı Fransa Mali'de binlerce müslümanı şehit ederken, bugün Charlie Hebdo için
haykıranlar ve yürüyenler bu mezalimleri izleyip susuyorken, Milli Görüşçüler Hakk'ı savunmuşlar ve meydanlarda zalimlere karşı yürümüşlerdir. Bugün de Hakk'ı temsil eden düşüncenin temsilcileri olarak İslam'a ve Hz.Peygamber (Sav)'e sahip çıkmak, Hakk'ı haykırmak için buradayız. Buradan tüm devlet yetkililerine ve sorumlulara çağrımız şudur: Kutsal değerlerimize, Allah'a, İslam'a ve Peygamber'ine hakaret
içeren, onlara yönelik alçakça saldırıların bir an önce son bulması ve bu tür hadsiz davranışların cezai karşılığını bulması için gerekli olan tüm anayasal ve yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır ve hayata geçirilmelidir. Bu düzenlemeler artık bir zaruret halini almıştır. Erbakan Vakfı olarak bizler bu işin sıkı takipçisi olacağımızı ve peşini bırakmayacağımızı tüm kamuoyuna ifade ediyoruz. Üstad Sezai Karakoç'un deyimiyle; 'Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak Halbu ki biz sussak, tarih susmayacak, Tarih sussa, hakikat susmayacak Onlar sanıyorlar ki bizden kurtulsalar mesele kalmayacak Halbu ki bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar, Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar Tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar!' Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi hepimizin ve tüm inananların
üzerine olsun. Hüküm yalnızca âlemlerin Rabb'i olan Yüce Allah'ındır!
PROF.DR. NECMETTİN ERBAKAN VAKFI
İSTANBUL İL GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI; OSMAN UÇAR