Bu haftaki ilk konuşmacımız olan Dr. İsmail Safi, “Türkiye’nin Yükselen Güç Mü?” sorusunun cevabını ‘Türkiye-Rusya- Suriye Üçgeni’ çerçevesinde yorumladı. Öncelikle Putin ziyareti ve BM Genel Sekreteri’nin Ankara ziyareti aslında Türkiye’nin Yükselen Güç Mü? sorusuna güzel bir cevap olduğunu söyledi. Türkiye-Suriye ilişkilerini yorumlayan Safi, “ iki sene önce Türkiye-Suriye dostluğu önemli bir konumdaydı. Esad ile Erdoğan dostluğu Arapların dilindeydi. Daha sonra Arap Baharı başladı ve rüzgar başka yönde esmeye başladı.”, dedi.
“Suriye ile 800 km sınırımız var! Türkiye Suriye’de olanlara kayıtsız kalamazdı.”, diyen İsmail Safi, Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirenlere sert çıktı.
Bir diktatörün halkına çok rahatlıkla öldürebiliyorsa, insanlık dışı bir durum varsa Türkiye sessiz kalamaz. 1,5 sene de 51 kişinin öldürüldüğüne ve hala bu insanlık ayıbının devam ettiğini ve durumun içler acısı olduğu vurgusunu yaptı.
“Türkiye’nin Suriye’de çıkarı yoksa ne işi var?” sorusuna Safi, “Her şey çıkar değil! Ortada bir insanlık suçu var. Türkiye buna kayıtsız kalamaz!”
Siyaset Akademisi’nin ikinci konuğu İAÜ Ortadoğu ve Kafkasya Arş. Ve Uyg. Mrk. Bşk. Azerbaycan Eski Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Veli Nerimanoğlu’nu ağırladı.
“Rusya’yı ve Putin’i anlamak istiyorsanız Dostoyevski ve Gogol’u okumalısınız” diyen Kamil Veli Nerimanoğlu, Rus politikasını anca bu şekilde anlayabilir ve kendinize yön biçebilirsiniz, mesajını verdi.
Rusya- Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine de değinen Prof. Dr. Kamil V. Nerimanoğlu, bir ihmalkârlığın olduğunun altını çizdi. Milletin bakışı ve devletlerin bakışı olarak iki farklı bakıştan durumu yorumladı.
“İki devlet bir millet” düşüncesinin bir kez daha altını çizen Nerimanoğlu, “İşin arka planıdır. Türkiye daha ılımlıdır ve arkamızdadır.”, dedi.
CHP TBMM Parti Sözcüsü ve Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç: "Siyaset bir algı olayıdır.”
Siyaset Akademisi Ankara’nın üçüncü konuğu, CHP TBMM Parti Sözcüsü ve Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç, 80’li 90’lı yılları kendi bakış açısıyla tarihi bir perspektifle yorumladı. “Çok partili yaşamda CHP” başlıklı sunumunda Haluk Koç, CHP’nin statükosu durağan ve kendine göre ilkeleri olduğundan bahsetmiştir. CHP, ilk değişimin sinyallerini Ocak 1959 yılında yaptı.
Ocak 1959: Baskıcı bir Türkiye vardı. Yargı bağımlı, susturulmuş, suskun. Bugünkü Türkiye’nin tanımına ne kadar uyuyor!
CHP’nin dogmatik bir düşünce tarzına sahip olmadığını dile getiren Koç, CHP’nin bir kitle partisi olduğu, farklı düşünceleri bünyesinde barındırdığının altını çizdi. Bir partide farklı renklerin her zaman bir zenginlik olduğunu söyledi.
Siyaset Akademisi Ankara’nın son oturum konuşmacımız INC Araştırma & İletişim Danışmanlığı Ortağı Dr. Neslihan Çelik, siyaset ve kamu araştırmaları üzerine bir konuşma yaptı.
Dr. Neslihan Çelik, kamuoyu araştırmalarının 1884 yıllarından beri yapıldığını ve genellikle seçim zamanlarında daha da öneminin arttığını söyledi. Araştırmaların birçok kanaldan yapıldığını ve en önemlisinin anket sorularının oluşturduğunun altını çizdi. Türkiye açısından bu tarz araştırmaların yeni başladığının ve hızla gelişeceği inancını taşıdığını belirtti.
Dr. Neslihan Çelik: "Siyasal iletişimde bilimsel çalışan ve kendisine en iyi yön verebilen parti AK Parti’dir".
Seçim dönemlerinde siyasal araştırmalar kamuoyunu ve seçim sonuçlarını az da olsa etkiliyor. Diyen Çelik, bir grubu etkileyebiliyor. Bu grupları zayıf olan, bende bir oy kullanayım, var olan bir partinin azalan oyları sebebiyle barajı geçememesine karşın oy kullananlar olarak belirtti. Diğer açıdan bakıldığından AK Parti’nin kadınlar ve gençlerden en çok oyu aldığını, diğer taraftan eğitim seviyesi arttıkça AK Parti’nin oylarında azalma olduğunun söyledi.
"Beğenilirlik ve Tanırlılık önemli!”, diyen Neslihan Çelik: Tanırlılık arttığı oranda beğenilirlik artıyorsa iletişim stratejilerinde başarılısınız.”
Seçim kampanyasında yönlendirmenin öneminden bahseden Çelik, “ hangi bölgede aday iseniz, seçim kitle araçları iyi ve etkin bir şekilde kullanmanız gerekmektedir. Çünkü nerede, nasıl, hangi kitleye yöneleceğinizi bilmemeniz, istenilen sonuçlara ulaşmayı zorlaştırır. Seçmene yönelik bir politika üretmelisiniz.”, dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi ile Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü ve Genç liderler Derneği işbirliği ile gerçekleşen “Siyaset Akademisi Ankara” programı, değerli katılımcılarına plaketlerinin verilmesiyle son bulmuştur.