Mardinliler Çalışma Platformu, 25’inci toplantısını İstanbul’da gerçekleştirdi. 23. Dönem Milletvekili Doç. Dr. Cüneyt Yüksel’in ev sahipliğinde Crowne PlazaOtel’de düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan MARDİNFED Genel Başkanı İbrahim Biter, “Bugün burada evvelden-geleceğe bir adım çalışması umuduyla toplandık. Ülkemizin farklı yerlerinden buraya siz saygın konuklar yüreklerinizle geldiniz, Mardin için geldiniz, Türkiye için geldiniz, barış için geldiniz, dayanışma ve omuz omuza yaşanabilirliliği bir kez daha göstermek için geldiniz, kalkınma için geldiniz, istihdam için geldiniz. Bugün buraya kiminiz Kürt olarak, kiminiz Arap olarak, kiminiz Ermeni olarak, kiminiz Alevi olarak, kiminiz Süryani olarak değil; bugün buraya ben biliyorum ki ırklarımızla, ideolojilerimizle değil; bugün buraya hepiniz içinizdeki kocaman yüreklerle geldiniz. Hepiniz gönlümüzün ve başımızın üstüne geldiniz.” ifadesini kullandı.
Temelinde Allah rızası, hayır duygusu, insan sevgisi yatan sosyal, kültürel ve eğitsel alanlarda karşılıksız hizmet, toplumda yardımlaşma, dayanışma ilkesini geliştirmek amacıyla MARDİNFED’i kurma şansına eriştikleri için onur duyduklarını belirten Biter, federasyon olarak, yöresel dernekleri ile ulusal ve uluslararası kamu yararına hizmet eden bir sivil toplum kuruluşu olacaklarını anlattı. Medeniyet ve hoşgörü merkezi Mardin’de her türden etnik köken, din, mezhep ve siyasi görüş insanları hoşgörü içerisinde kardeşçe bir arada yaşanabildiğini tüm Türkiye’ye hatta Dünya’ya duyurmak adına bütün Mardinlilerin üzerinde büyük görevler olduğuna inandığına dikkat çeken İbrahim Biter, şöyle devam etti:
“İnsani değer taşıyıcılığına eş bulunmayan güzel Mardin’imizin güzel yürekli insanları, bizler bir çalıştay toplantısını burada icra edeceğiz ve bugün yapacağımız çalıştayda tıpkı bugüne kadar olduğu gibi dost eller ve kardeş yürekler tutuşacak, Mardin için tutuşacak, Türkiye için tutuşacak, miras bırakacağımız değerlerimizin dahada güçlenmesi için tutulacak ve en önemlisi ALLAH rızası için tutulacak.
Kimliksiz bir toplantıdır bu toplantı, burada makamlar değil, yürekler konuşacak, sevgi konuşacak, halk konuşacak, imanlar konuşacak. İnsana zulmeden tüm sistemlere baş kaldırılacak, tek vatan duygusuyla her dil ve dinin bir arada yaşandığı coğrafyamızda, tarihimizde ne kadar gücümüz varsa, o güçleri tozlanmış raflardan bugün çıkaracağız. Bizim en büyük hedefimiz toplumsal huzur ve barıştır, yola çıkılmış olan çözüm süreci şu dönemdeki en hayati meselemizdir. Bu nedenle davamız millet bütünlüğü davasıdır. Davamız barış içindir, davamız gelecek nesillere bırakacağımız müreffeh, huzurlu, büyük Türkiye’dir.
Siyasetçimizle, bürokratımızla, esnafımızla, STK'larımızla, çiftçimiz, işçimiz, köylümüzle birlikte ve beraber konuşacağız. Kültür başkenti olabilecekken Mardin, neden olmadığını yada oldurulmadığını konuşacağız. Turizm cenneti olabilecekken Mardin, neden olmadığını yada oldurulmadığını konuşacağız. Sanayi olanaklarıyla atak yapabilecek iken, tarımda, hayvancılıkta, köy kalkınmasında bölge ve ülke lideri olabilecekken neden olamadığını yada oldurulmadığını konuşacağız. İşte bugün her şeyiyle Mardin’i konuşacağız.
Benim söyleyecek daha çok şeyim var aslında ama ben değil, biz olma düsturu taşımaya çalışıyorum, bu nedenle sözlerimi burada noktalayıp, biz konuşalım istiyorum. Birbirinden kıymetli Çalıştay kurulu üyelerimizin anlatacakları, paylaşacakları çok şey vardır. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor. Çalıştayımızın ülkemize hayırlar getirmesini yüce Rabbimden niyaz ediyorum.”
MİLLETVEKİLLERİNE SİTEM
Biter, toplantı öncesi Mardin milletvekillerini, bürokrat ve siyasilerini tek tek ziyaret edip davetiye verdiğini ancak milletvekillerinin ve bazı belediye başkanlarının bu çalıştaya katılmadıklarını hatırlattı. Bugünden itibaren Mardin’in bu dönem milletvekili olmadığına inandığını belirten Biter, “Hepiniz adına bu milletvekillerine sitemlerimi iletiyorum” diye konuştu.
Divan Başkanlığı’nı İskenderun Mardinliler Derneği Başkanı Salih Bayar yaptı. Mardinliler Çalışma Platformu hakkında bilgi veren Bayar, söz konusu platformun, birkaç Mardinli tarafından kurulduğunu hatırlattı. Salih Bayar, hasta oğlunu hastanede bırakarak İskenderun’dan İstanbul’a geldiğini vurgulayarak, “Türkiye’nin çeşitli illerinden işini, gücünü bırakarak, kazaya, belaya uğrama riskini göze alarak bu toplantıya katılan herkese teşekkür ediyoruz” dedi.
BU CAN BEDENDE OLDUKÇA
Daha sonra ev sahibi olarak selamlama konuşması yapan Mardin eski Milletvekili Doç. Dr. Cüneyt Yüksel, Mardin’in sorunlarının çözümü için hep birlikte yüreklerini ortaya koyacaklarını belirterek, “Bu can bedende olduğu müddetçe Mardin için çalışacağım” dedi. Gelenekselleşen Mardin Çalışma Platformu buluşmalarının Mardin’e birçok yararı olduğunu hatırlatan Yüksel, şunları kaydetti:
“Üniversite, su, kentsel dönüşüm ve daha birçok yatırım bu platform sayesinde kentimize kazandırıldı. İnanıyorum ki bu platform barış sürecine de önemli katkılar sunacaktır. Mardin barış kentidir. Bugünün en önemli gündem maddesi barış sürecidir. Eğitim, turizm ve diğer sorunlar da önemli. Ancak barış süreci bunların üzerinde bir sorun haline geldi. Barış iklimiyle huzurun hakim olmasıyla bölgeye iki yılda 2 milyon ziyaretçi gelmiş. Bu ziyaretçiler Şanlıurfa’dan sonra en çok Mardin’e uğramışlar. Huzurla birlikte üretimde arttı. Üretim artınca halkın refahı yükseldi. Bu nedenle ana gündem maddemiz barış süreci olmalı.”
HERŞEY HÜKÜMSÜZ OLUR
Gazeteci Halil Arslan ise, Mardin Çalışma Platformu’nun kuruluşu ile ilgili kısa bilgi verdikten sonra bu platformun Mardin’e sağladıkları katkıları anlattı. Çözüm süreci ile ilgili görüşlerini açıklayan Halil Arslan, şöyle devam etti: “
Nasıl ki bir kimlik kaybedildiğinde gazetelere ‘hükümsüzdür’ ilanı verildiğinde o kimlik hükümsüz oluyor idiyse, inanın Türkiye’de yapılan bütün yatırımlar, barışı kaybedersek hükümsüz kalır. Siz istediğiniz kadar sağlığa yatırım yapın, doktor size gelmedikten sonra yaptığınız bütün sağlık projeleri hükümsüz kalır. İstediğiniz kadar eğitime, ekonomiye ya da başka bir alana yatırım yapın, şayet öğretmen gelmiyorsa, işadamı tedirgin oluyorsa eğitim projeniz de, ticari projeniz de, velhasıl bütün yatırımlarınız da hükümsüz olur.”
Bugün dünyanın barışa hasret kaldığını, Ortadoğu’nun ise adeta kan ağladığını hatırlatan Halil Arslan, barış sürecinin, hedefine sağlıklı bir şekilde ulaşması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kahvaltıdan sonra başlayan ve saat 17.00’a kadar süren toplantıda kürsüye gelen bazı konuşmacıların söyledikleri özetle şöyle:
Fehmi Tahincioğlu (MAREV Genel Başkanı): Barış süreci ana gündem maddesi olmalı. Şu an Türkiye’nin en önemli sorunu çözüm sürecidir, bu süreci bütün gücümüzle destekliyoruz, çünkü ülkenin buna çok ihtiyacı var.
Tarkan Kadoğlu (İşadamı): Ne olursa olsun barış sürecini gerçekleştirmek gerekiyor. Gelir dağılımında büyük uçurumlar var, bu konuda Türkiye üç farklı ülke gibi rakamlara sahip, bu da huzuru etkiliyor. Türkiye, Türkiye’de yaşayan bütün insanlara aittir. Devletin bütün topluma özgürlükçü davranması gerekir.
Nihat Erim (Mardin eski milletvekili): Yıllar önce sorunumuz ‘su’ idi. Şimdiki sorunumuz ise huzur. 6-7 Ekim olayları huzurumuzu bozdu. İnsanlarımız göç eder duruma geldi. İnsanlarımızın ümidi kırıldı. Belirsiz bir karamsarlık içine düştüler. Allah’a şükürler olsun ki, hükümetin ve karşı tarafın olumlu girişimleri sonucu sorun atlatılacak duruma geldi.
Mustafa Kasım Durmazer)Eski milletvekili): Sorun Ortadoğu’dan kaynaklanıyor. Türkiye güçlü olmak durumunda. Barış sürecini bir an önce çözüme kavuşturmak gerekiyor. İnsan olarak birbirimize sahip çıkmak durumundayız.
Ahmet Cengiz (Mardin eski valisi): Mardin’de çalışmaktan mutlu oldum. Gönül kapılarımızı hep açık tuttuk. Yatırımlarımızı maddi ve manevi diye ikiye ayırdık. En büyük güç, kullanıldıkça artan sevgidir. Hiç ümitsiz değiliz, münferit olaylara fazla takılmayacağız, güzel günler bizi bekliyor.
Ali Güldoğan (Mardin Vali Yardımcısı): Mardin sahip olduğu güzellikleriyle sadece bulunduğu coğrafya için değil bütün dünya için özel bir kent. Bu sorumluluk düşüncesi içinde Mardin’e hizmet etmeye çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde bir travma yaşadık ancak devletimiz güçlüdür, bu da geçer. Yaşanan olaylar yüzünden bölgede ciddi bir motivasyon kaybı var. Bu çalışmanın o olaylardan sonra gerçekleştirilmesi önemli. Mardin buluşmalarını Mardin’de yapmamız lazım, böyle bir etkinliğin içinde seve seve yer alırız.
Osman Gültekin (MARDAV Başkanı): Öncelikle şunu söyleyeyim; kimsenin cesaret edemediği bu soruna el atan hükümetimizin kıymetini bilelim. Görüşmelerde üslup çok önemli. Düşündüğümüzü söyleyemesek demokrasi olmaz. Ancak konuşurken birbirimizi incitmeyelim, birbirimizi sevelim, sayalım… Bu arada hükümete bir eleştiri getirmek istiyorum. Hükümet göreve başladığında ‘O’ sorun demişti. O dönemde her yerde bir saygınlığımız vardı. Ortadoğu ülkelerinde ‘Türkiye bizi yönetsin mi?’ şeklinde bir seçim yapılsaydı büyük oranda, hatta bazılarında yüzde 80’lerde oy alacak bir konumdaydık. Şu anda ise dostumuz kalmadı neredeyse. Ölçülü bir şekilde yardım etmeliyiz ancak ülkelerin içişlerine, bir tarafı kendimize düşman edecek şekilde karışmamalıyız.
Av. Mustafa Kuran (Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı): Türkiye, barış sürecinin altından kalkarsa Ortadoğu’nun, Balkanların efendisi olur. Tarih huzurunda buna mecburuz. Gönül birliği içerisinde barışı mutlak gerçekleştirmeliyiz. Bin yıldır birbiriyle et-kemik gibi olan toplumu ayırmak isteyenlerin niyetleri kötüdür. Türkiye’nin sıçramasını, fert başına düşen milli gelirin yükselmesini istemeyenler barış sürecine engel oluyorlar.
Mehmet Ali Aslan (Sami Mıhallemi Dinler Diller ve Medeniyetler Arası Diyalog Derneği Kurucu Başkanı): Hadis-i Şeref’te şöyle buyuruluyor: Kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemeyen (Kamil manada) iman etmiş olamaz. Mardin’in 3/1 nüfusu Arap’tır. Bakıyoruz 7 dilde yazılan tabela arasında Arapça yok. Başka diller için özgürlük denirken Arap derneğimizin kapatılması isteniyor. Henüz Arapça yayın yapan bir TV’miz bile yok.
Mehmet Şerif Öter (Kızıltepe Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı): 6-7 Ekim tarihleri öncesi Organize Sanayi Bölgesi’nde yer kalmamıştı. İkinci OSB için arazi aranmaya başlanmıştı. Şimdilerde ise işadamları fabrikalarını elden çıkarmaya uğraşıyorlar.
Ahmet Kılıç (Mersin Kızıltepeliler Derneği Başkanı): Gün; barış, kardeşlik günüdür. Barıştan, kardeşlikten, hoşgörüden başka seçeneğimiz yoktur. Barış süreci aynen yolculuk gibidir, kurallara dikkat etmemiz lazım. Kürt sorununun çözümünü emperyalistler, ırkçılar, uyuşturucu, silah baronları gibi güçler istemiyor. Sorunları kendi aramızda konuşarak çözebiliriz.