Sivil Haber

"Medet Önlü cinayetini" iç siyaset malzemesi yaptılar

S.T.K.

Aralarında İHD, Mazlum-Der, Kaffed ve Kafkas Vakfı'nın bulunduğu bir grup STK yaptıkları eylemle, "Medet Önlü cinayetini" Suriye halkının diktatör Beşar Esed rejimine karşı başlattığı direnişi karalamak için kullandılar ve iç siyaset malzemesine dönüştürdüler.

 Çeçen asıllı aktivist Medet Önlü'nün 22 Mayıs 2013’te bir suikasta kurban gitmesi aradan geçen 20 ay sonra başka bir amaçla yeniden gündeme getirildi.

Suriye'de diktatörlüğe karşı yürütülen İslamcı halk devrimine karşı olduğu bilinen solcu ve muhafazakar bazı STK'lar ve onları destekleyen Mazlum-Der gibi kuruluşlar cinayetin Önlü'nün Suriye direnişine Çeçenlerin katılmasına karşı olduğu için işlendiğini iddia ettiler.

Kafkasya Forumu isimli liberal-sol Kafkasya asıllıların oluşturduğu organizasyonun öncülüğünde kurulan "Medet İçin Adalet" girişimi tarafından gerçekleştirilen eylemde Kaffed Başkanı Yaşar Aslankaya bir konuşma yaptı. Aslankaya 20 aydır soruşturmada bir mesafe alınamadığını iddia ederek, Önlü’nün, Çeçenlerin Suriye’de piyon olarak kullanılmasına karşı çıktığını ve cinayetin bu sebeple işlenmiş olabileceğini söyledi. Açıklamaya İnsan Hakları Derneği, Mazlum-Der, Kafkas Vakfı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı da destek verdi.

Kaffed Başkanı'nın iddialarına Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal'da destek vererek, Medet Önlü'nün Suriye'deki savaşa Çeçenlerin gitmesine karşı çıktığını, Çeçenlerin kendi ülkelerinde savaşması için çalıştığını iddia ederek, cinayetin arkasında Önlü'nün bu duruşunun olduğunu ifade etti.

Medet İçin Adalet Platformu cinayetten kimi sorumlu tutmuştu?

Eylemi organize eden Platformun sözcülerinden Kuban Kural cinayetin hemen sonrasında yaptığı ve Marksist. org'da[1] yayınlanan açıklamasında, "Rusya gizli servisi FSB'nin Türkiye'de oldukça rahat hareket edebildiğini ve operasyonlar gerçekleştirdiğini biliyoruz. Daha önce 6 Çeçen sığınmacının İstanbul sokaklarında suikaste uğradıklarını herkes medyadan takip etti. Onun dışında gerçekleştirdiği tehditler de kamuoyuna yansıdı. AncakMedet Önlü cinayeti, Rusya'nın ya da onun desteğini almış maşalarının, Türkiye'de ne kadar özgürce operasyon yapabildiğinin en somut göstergesi oldu" diyerek cinayetten Rusya Federasyonu İstihbarat Servisi FSB'yi sorumlu tutmuştu.

Aynı şekilde platformun diğer önemli isimlerinden Medet Önlü'nün yeğeni Abrek Önlü'de IMC TV'de katıldığı televizyon programında amcasının ölümünden Rusya Federasyonu yanlısı Ramzan Kadirov'un sorumlu olduğunu, Önlü ailesinin bu konuda en ufak bir şüphelerinin bulunmadığını ifade etmişti.

AK Parti Hükümeti Hedefte

Medet İçin Adalet Platformu sözcüsü ve IMC TV Programcısı Kuban Kural Rusya'yı suçlasa da cinayeti engellemediği için AK Parti Hükümeti'ni suçlayarak: "Medet Önlü cinayetinde tetiği çeken kim olursa olsun, bu işin sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Kendi vatandaşını korumamış, suikasti gerçekleştirenleri yakalamamış, hatta ciddi şüphelere sebep olarak bir nevi cinayete göz yummuş ve suikastçıları yakalamayarak da bunu tescillemiştir." şeklinde konuşmuştu.

Cinayetin gerçekleşmesinin ardından yapılan açıklamalarda Rusya hedefe oturtulsa da, cinayeti bir iç siyaset malzemesine çevirmeye çalışan çevreler aradan geçen 20 ay sonra olayın faili olduğu iddia edilen zanlının yakalanmasından sonra bu defa cinayeti yeniden bir iç siyaset malzemesine dönüştürdüler. Fakat bu sefer hedefteki ülke Esed rejiminin en büyük destekçisi olan Rusya değil, Ak Parti Hükümeti ve Suriye'deki halk direnişine destek veren İslami hareketler oldu.

Ankara'da düzenlene eylemde konuşan İHD Başkanı Türkdoğan: “Suriye meselesi ile alakalı Medet Önlü'nün duruşu önemliydi. Özellikle kanaat önderleri ve kamuoyuna mal olmuş kişilerin bu şekilde öldürülmesi tamamen siyasal nedenlerledir, dik duruşu nedeniyledir. Kimse bize basit gerekçeler ileri sürmesin.” dedi. Türkiye'nin Suriye politikasının yanlışlığının her geçen gün daha fazla ortaya çıktığını kaydeden Türkdoğan, şöyle devam etti: “Cihatçı örgütlerin uyguladığı vahşet bütün dünyada daha fazla kınanıyor. Bu örgütlere katılan gençler gerçekten büyük sorun. Önlü'nün Çeçenlerin Suriye'de savaşçı olarak kullanılmaması noktasında bir dik duruşu vardı."

Karalama Kampanyası Yeni Başlamadı

Medet Önlü cinayeti üzerinden Çeçen direnişçileri karalama ve Hükümeti töhmet altına alma kampanyası Ankara'da düzenlenen bu eylemle başlamadı. Önlü davasının avukatı Erdal Doğan 24 Ağustos 2014 tarihinde Demokrat Haber isimli internet sitesine verdiği röportajında Hükümetin Çeçen mültecileri Suriye'deki savaşa zorla gönderdiğini, buna direnenlerin ise sınırdışı tehdidi ile karşı karşıya bırakıldığını iddia ediyordu: "Türkiye’de 3 yerde Çeçen mülteci kampları var. Burada mülteci sıfatı verilmeyen, rehin gibi tutulan sığınmacı Çeçen topluluklar var. Bu husus, Medet Önlü ve milli davasına sahip çıkan insanlar için rahatsızlık veriyor. Normalde bu kişilerin normal hayatlarına dönmeleri için ikamet ve çalışma izni verirsiniz ya da mülteci statüsüne sokar geldikleri bölgelerdeki sorunların çözümü için devlet olarak bir şeyler yaparsınız. Oysa bu tür girişimlerin olmadığını görüyorsunuz. Ve bu kamplardan insanların Suriye’ye cihadçı olarak götürülüp savaştırıldığı yönünde bilgiler var. Suriye’de savaşan çok fazla Çeçen olduğu bilgisi artık herkesin malumu. Savaşmaya gidenler de orada komutanlık düzeyinde görevler üstleniyorlar. Onlara ailelerinize biz bakarız garantisi verildiği belirtiliyor. Gitmeyenlere ise kaçıp geldikleri Rusya’ya tekrar gönderilecekleri tehdidinin yapıldığı söyleniyor."[2]

Avukat Erdal Doğan'ın verdiği bilgilerin tamamının asılsız olduğu Çeçen diasporası tarafından bilinen bir gerçek. Fakat her şeyden önemlisi, Çeçen mültecilerin sorunlarıyla ilgili olduğu izlenimi veren Doğan, Çeçen Kampı adıyla bilinen kamplarla ilgili bilgisinin dahi yanlış olduğu. Çünkü, İstanbul'da 3 tane olduğu ifade edilen bu kamplar bu röportajdan yıllar önce 2012 yılının Temmuz ayında kapatılmıştı. Burada ikamet eden mülteciler ise İzmit'teki TOKİ konutlarına yerleştirilmişti. Çeçen mültecilerin Suriye'deki savaşa zorlandıkları iddiası ise gerçeklerle örtüşmüyor. Suriye'de savaşa giden Çeçenlerin tamamına yakını Avrupa ülkelerinden ya da Kafkasya'dan gidiyor. Türkiye'deki mültecilerden savaşa katıldığı tesbit edilen az sayıdaki kişi ise Hatay ve Gaziantep'teki Yabancı Şube Geri Gönderme Merkezlerinde sınırdışı işlemlerine maruz kaldılar. Bununla birlikte sadece 2014 yılında 1700'den fazla çoğunluğu Kafkasya asıllı yabancı ülke vatandaşının Türkiye'ye sokulmadığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından açıklandı.

Av. Erdal Doğan Suriye'ye savaşmaya giden Çeçenlerin Türkiye Hükümeti'nin baskısıyla bu savaşa sürüklendiğini iddia ettiği bu röportajda, cinayetin bir numaralı zanlısı Murat Aluç'un yakalanamamasını gerekçe göstererek polisin işini yapmadığını ifade ediyordu. Fakat, Doğan cinayetten Medet Önlü'nün Suriye savaşına Çeçenlerin katılmasının önünde bir engel olduğu gerekçesiyle birlikte, bu dönemde yine Rusya Federasyonunu sorumlu tutuyordu.

Al-Monitor Kampanyayı Uluslararası Arenaya Taşıdı

Demokrat Haberin bu röportajı yayınlamasından bir ay sonra 25 Kasım 2014 tarihinde Sibel Utku Bila imzalı İngilizce yayınlanan haberde aynı iddialar dile getirildi.[3] Medet Önlü'nün Suriye direnişine bakışının öldürülmesinde etkili olduğunu iddia eden haber, bu defa hem AK Parti Hükümeti'ni hem de İslami STK'ları hedef tahtasına oturtuyordu. Haber aslında Demokrat Haber'de başlatılan kampanyanın adeta bir devamı niteliğindeydi ve pek çok ifade aynen alıntılanmıştı.

Haberin yayınlandığı Al Monitor Lübnan asıllı Amerikalı bir Şii olan ve Esed rejimini destekleyen yayınlarıyla bilinen bir haber sitesi. Jamal Daniel tarafından kurulan site çok dilli bir yayıncılık faaliyeti sürdürüyor. Washington merkezli haber sitesinin en önemli partnerleri ise İsrail Gazetesi Yedioth Ahranot ve Türkiye'den Taraf Gazetesi. Sitenin Türkiyeli yazarları arasında Esed rejimini açıkça destekleyen Fehim Taştekin'de bulunuyor. Taştekin, uzun yıllar boyunca Ankara'daki "Medet İçin Adalet" isimli eyleme destek veren Kafkas Vakfı'nın haber sitesi Ajans Kafkas'ın yayın yönetmenliği görevini yürütmüştü.

Medet Önlü'nün Katil Zanlısı Yakalandı mı?

Cinayetin hemen ardından görüntülerine ulaşılan zanlı Murat Aluç'un uzun süre yakalanamaması çok sayıda STK'nın tepkisini çekmişti. Bu konuda hem Önlü ailesi hem de Medet İçin Adalet Platformu açıklamalarda bulunmuştu. Emniyet güçlerinin zaafı üzerinde konuşulmuş ve Hükümet eleştirilmişti. Aluç'un 1 Milyon dolarla Rusya'ya kaçtığı iddia edilmişti.

2014'ün Ekim ayında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı bir operasyonla cinayetin bir numaralı zanlısı Murat Aluç yakalandı. Aluç'un yakalanması ve bağlantılarının çözülmesi üzerine Suriye'deki direniş karşıtı çevrelerin "cinayet üzerinden bir karalama kampanyası" başlattıkları görülüyor.

Medet Önlü Çeçenlerin Suriye Direnişine Katılmasına Karşı mıydı?

İHD, Mazlum-Der, Kaffed gibi STK'ların iddiası, Medet Önlü'nün Çeçen savaşçıların Suriye direnişine katılmalarına karşı çıktığı yönünde. Önlü 22 Mayıs 2013 günü bir suikast sonucu yaşamını yitirdi. Bu tarihte Çeçen gençler Suriye'deki Esed rejimine karşı verilen savaşa henüz yeni iştirak etmeye başlamışlardı. Suriye'de sayıları ve etkinlik alanları çok azdı. Kafkasyalı direnişçilerin Ceyşül Muhacirin ismiyle oluşturdukları birlik 2013 yılının Nisan ayında yeni kurulmuştu.

Yani Çeçen direnişçilerin etkili ve güçlü bir şekilde Suriye savaşına katıldıkları dönemde Medet Önlü hayatta değildi. Bununla birlikte, iddia edildiği gibi Medet Önlü'nün Çeçen gençlerin Suriye'ye gitmesine karşı olduğuna dair bir beyanatı mevcut değil. Önlü, ne katıldığı TV programlarında ne de verdiği röportajlarda Suriye'deki Çeçen savaşçılar konusunda konuşmadı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.