Sivil Haber

Mimar ve Mühendisler Grubu 6306 sayılı yasayı masaya yatırdı

S.T.K.

Afet Yasası uygulamasıyla ortaya çıkan sorunların tartışıldığı "kentsel dönüşümün Sosyal Boyutu' konulu sempozyuma katılan konuşmacılar Bu gün deprem gerekçesi ile dönüşümü düşünüyoruz, 30 yıl sonra bu gerekçe ile yapılan şehirlerin boşaltılmasını düşüneceğiz dediler.

OKİ ve Belediyelerin Rant kaygısına düştüğünü örnekleri ile açıklayan Başkan Avni Çebi, Burada bir Rant söz konusu, Bu rant mutlaka Kamuya aktarılmalı, Sosyal projelerde kullanılmalıdır.
Çebi konuşmasında Sulukule, Tarlabaşı gibi projelerle Sermayeye aktarılan rantın haksızlık olduğunu vurguladı.
Dönüşümün sadece binalarla sınırlı kalmaması, sosyal hayatın dikkate alınması, Türk örf ve adetlerinin yok olmasının önlenemsi gerekiyor, Yüksek katlı binalar sosyal hayatı yok ediyor, Bunlar yarın çöküntü alanı olacak dedi.
Sempozyumun videoları hazırlanıyor bu haberin devamında izleyebilirsiniz:
 
Mimar ve Mühendisler Grubu ile İstanbul Ticaret Odası'nın birlikte düzenlediği ‘Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu' sempozyumu İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) gerçekleşti Sempozyuma; Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu,İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, Mimar ve Mühendisler Grup Başkanı Murat Özdemir ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kentsel dönüşümde Rant düşüncesi olmamalı dedi.
Başkan Topbaş: “Mahalle kültürünü koruyan bir yapılaşmaya ihtiyaç var”
 
Sempozyumun açılışında konuşan Başkan Kadir Topbaş, kentliliğin sosyal bir evrim, şehirlerin de bir yenileşme merkezi olduğunu belirterek, İstanbul’da oluşturulan sitelerin sosyalleşmeyi azalttığını ve insanlar arasındaki uçurumu arttırdığını söyledi. Yaşam alanlarını birbiriyle ilişkili kılmak ve mahalle duygusunu daha çok yaygınlaştırmak zorunda oluğumuzu ifade eden Kadir Topbaş, “İnsanlar sokağa çıktığında aidiyet duygusu gelişiyor. Yönetimleri sorgulayarak ve yönetimlere katılarak semtinin gelişmesine katkıda bulunuyor” dedi.
İstanbul’un deprem riski taşıyan bir şehir olduğuna ve sanayileşme sürecindeki yanlışların izlerini taşıdığına dikkat çeken Başkan Topbaş, şöyle konuştu; “Şehrimizde geçmişte maalesef mühendislik hizmetleri almadan sadece barınma ihtiyacını dikkate alan yapılar yapılmış. Bu çarpık yapılaşmayı aşmak için deprem riskini bir şansa dönüştürerek İstanbul’un ranta dönüşmeden yenilenmesini arzu etmekteyiz. Sayın Başbakanımızın ‘TOKİ ve KİPTAŞ kanalıyla kar amacı gütmeyen modern yapılar yapınız’ talimatı var. Ancak maalesef dünyada bir rant ihtirası var. Paris’te Eyfel Kulesi’nin yakınındaki gökdelenleri görmezini arzu ederim. İstanbul’daki bu yüksek yapılar konusunda mimar ve mühendisler odası ile sivil toplum kuruluşlarının daha çok fikir beyan etmelerini arzu etmekteyiz.”
 
Bakan Güllüce: “Türkiye genelinde kentsel dönüşüm sürüyor”
 
Sempozyumda daha sonra söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de Marmara depreminde yaşanan acılara dikkat çekerek, İstanbul’daki riskli yapıların, insanların geleceğinden korkmadığı çağdaş yapılara dönüştürmek için kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bakan Güllüce, 81 ilde tespitleri yaparak binlerce binanın dönüşümüne başladıklarını hatırlatarak, dönüşümün halkla birlikte yapılmasına özen gösterdiklerini dile getirdi. “Olması gerekenle olabilecek olan bazen örtüşmüyor” diyen Güllüce, İstanbul’un imar sorunun Anadolu’daki göç veren şehirlerin imar ve istihdamından başladığını kaydetti.
 
Bu şehirlerdeki insanların orada doyarak durduramadığınız durumda o insanların karınlarını doyuracak şehirlere aktığını ifade eden Güllüce, “Bu göç o kadar hızlı olmuştur ki belediyelerimiz yetişememiştir. Depremde Yalova Tuzla arasındaki binaları yıkarken çok çarpık yapılaşmalar gördüm. Neden yapıldığını tartışmak yerine çözüm bulmak için çalışıyoruz. Bina yaparken de topraktan çok yukarı doğru çıkmamak lazımdır. Kentsel dönüşümü sadece mimar ve mühendislere bırakmamak lazımdır. Yoksa insanlar mutsuzluğa ve kendisi için yaşamaya doğru gidiyor. Öte yandan, istihdam ve konut önlemlerini almazsanız göç durdurulamaz. Hiçbir güç göçün hızına yetişemez. Eğer durdurulabilseydi Türk Milleti olarak biz Türkiye’de yaşamazdık. Önlemler alınmazsa yakın gelecekte bütün Afrika Avrupa’ya göç edecek. İnsanları yaşadıkları şehirlerde mutlu etmek zorundasınız” diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, kentsel dönüşüme sadece mühendis gözüyle bakıldığını söyledi. Güllüce, "Kentsel dönüşüm sadece mühendis ve mimar gözüyle bakılmayacak kadar önemli bir konu. Bu işin insani yanı, sosyolojisi, psikolojisi birçok parametresi var. Sosyal etkileri çok kolay ölçemiyorsunuz, tartamıyorsunuz, belirleyemiyorsunuz. Bunu ölçemediğiniz için de kentsel dönüşümüm etkilerini baştan iyi tartıp, iyi biçip, iyi tartışıp, iyi konuşmak lazım. Sadece mühendis ve mimarlara bu işi bırakmamak lazım." dedi.
Programda konuşan Bakan Güllüce, şehirleri çağdaş donatılara ulaşması gerektiği ve 81 ilde tespit edilen riskli yapılardan 106 bin 679'unun kentsel dönüşümüne başlandığını söyledi. Güllüce, "Kentsel dönüşüme sadece mühendis gözüyle bakılıyor. Bende mühendisim ama bu konu sadece mühendis ve mimar gözüyle bakılmayacak kadar önemli. Bu işin insani yanı, sosyolojisi, psikolojisi birçok parametresi var. Sade rakamlarla bakıldığı zaman, bina sayısıyla baktığımız zaman bu bizi aldatır. Bunun bir de insani ve sosyal yanı var. Bunu çok ciddi şekilde konuşmak ve görüşmek lazım. Çünkü o ölçülemiyor. Bina sayısını sayıyorsunuz, yüksekliği ölçüyorsunuz, kilometreyi buluyorsunuz, yolun genişliğini ölçüyorsunuz ama sosyal etkileri çok kolay ölçemiyorsunuz, tartamıyorsunuz, belirleyemiyorsunuz. Bunu ölçemediğiniz için de kentsel dönüşümüm etkilerini baştan iyi tartıp iyi biçip, iyi tartışıp konuşmak lazım. Sadece mühendis ve mimarlara bu işi bırakmamak lazım." diye konuştu.
Siyasetin mümkün olanı yapmak olduğunu belirten Güllüce, şöyle devam etti: "Halka rağmen olmayacak. 1950 öncesi bir ülke değiliz. 50 öncesinin sloganı ‘Halka rağmen halk içindi' 50'de sonra ise ‘Yeter söz milletin' denmiş. Şuan hem söz hem hakimiyet milletin. Kentsel dönüşüm de dahil olmak üzere bu uygulamaya başlandı. Siyaset mümkün olanı yapmak Mümkün olmayanı söylerseniz karşınızdakine doğru söylememiş olursunuz. Olabilecek olanları hem düşünüp hem de projelendirmek lazım ama mümkün olanlarda her zaman doğru olanlar olmuyor. Olması gerekenle olanlar örtüşmüyor hiçbir zaman. Şehircilikte de böyle olması gerekenle olabilecek olan, yapılması gerekenle yapabilecekleriniz aynı şeyler değil."
Göç veren şehirleri sıralayan Bakan Güllüce, "Eğer siz buranın imarını yapamamışsanız, insanların orda durması için doyurucu bir yapı oluşturmamışsanız, insanlar nerede iş bulabilecekse ekonomik imkan sağlayacaksa o tarafa doğru kayıyor. Akışta o kadar hızlı olmuş ki. Belediyeler yetişememişti. Bu vatandaşın göç hızına bu nedenle olumsuz şehirler ve olumsuz yapılaşmalar oluşmuştur." ifadelerini kullandı.
HABERİN VİDEOLARI HAZIRLANIYOR
Etiketler : 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.