Şahbaz, aktardığı bilgileri Power Point sunumu içerisinde; Macaristan haritası ve grafiklerle beslerken, katılımcılara Macaristan hakkında faydalı bilgiler sundu.
Macaristan’ın coğrafi konumu ve tarihi ile konuya başlayan Osman Şahbaz, Macaristan’ın komşularından bahsederken, tarihi olarak da 1.Dünya Savaşı’ndan sonraki tarihsel gelişiminden, savaştan sonra Macaristan’ın Triyanon Anlaşması ile topraklarının üçte ikisini kaybettiğini belirten Şahbaz, Macarlar’ın hala o anlaşmayı kabul etmediklerini ve kaybedilen toprakların hala hayali olarak kendilerinin sandıklarını ifade etti.
Bazı Türk ve Macarlar’ın ortak kaderinden bahsetti
Macaristan nüfusundan ve bu nüfusun dağılımından bahseden Osman Şahbaz, Romanya’da, Ukranya’da, Sırbistan’da, Hırvatistan’da ve Slovakya’da da Macarların yaşadığını vurgularken, Macaristan sınırları içersinde 10 milyon, bu sınır komşuları olan ülkelerde ise 4 milyon Macar’ın yaşadığı bilgisini verdi. Macaristan’ın sınır olduğu ülkelerde yaşayan Macarları, Rumeli’de ve Kuzey Irak’ta yaşayan Türklere benzeten Şahbaz, “Bizde Kuzey Irak’ta yaşayan Kerkük Türkleri gibi, Batı Trakya’da yaşayan Türkler gibi sınırlarımız Anadolu’ya doğru daralınca onlar nasıl dışarda kalmışlarsa, Macarlar da tıpkı o şekilde Macaristan toprakları yüzölçümü olarak daralınca dışında kalmışlardır. İşte bahsettiğim bu 4 milyonluk kısım bu kişilerdir.” dedi. Romanya’nın Erdel Bölgesi’nde Macarca’nın dışında dil bilmeyen insanlara rastlamanın mümkün olduğunu kaydeden Şahbaz, “Burada yaşayan kişiler Macar okullarına gidiyorlar, kendi bölgelerinde sadece Macarca konuşuyorlar ama Romanya kimliğine sahipler.” diye konuştu. Osman Şahbaz daha sonra Macaristan içersindeki nüfusun dağılımından ve Budapeşte’deki nüfus yoğunluğundan bahsederken, bu yönüyle Macaristan’ı Türkiye’ye benzetti. Batı Avrupa ülkeleri gibi homojen bir nüfus dağılımı olmadığını söyleyen Şahbaz şöyle konuştu: “Biraz önce de söylediğim gibi 10 milyonluk Macar nüfusunun 2 milyonu Budapeşte’de yaşıyor. Macaristan’a 1980 yılından beri çeşitli nedenlerden dolayı gittim. 1993 yılında Macaristan’a yatırım için gittiğimizde nüfusu 10,5 milyon nüfusu vardı. Fakat 2011 yılında yapılan nüfus sayımında, Macaristan nüfusu ilk kez 10 milyonun altına düşmüştür.”
Türkiye – Macaristan ortak tarihiyle ilgili bilgi verdi
Macaristan ile Türkiye’nin tarihe dayanan geçmişinin 1526 yılındaki Mohaç savaşını kazanmamızdan itibaren ele alan Şahbaz, 1686 yılına kadar Macaristan’ın Osmanlı egemenliği altında kaldığının bilgisini verdi. Macaristan’ın tamamının Osmanlı eyaleti haline getirildiğindenve Budin Beylerbeyliğine bağlı olduğundan bahseden Şahbaz, birçok Macar’ın da Osmanlı’ya hizmet verdiğini söyledi. Osman Şahbaz tarihi anekdotlarına şöyle devam etti: “ Macar Kahramanı Kossuth Lajos 1849 yılında Türkiye’ye gelip Kütahya’ya yerleşmiştir. Avusturya ile mücadeleyi kaybedince batıya kaçmak yerine doğuya kaçarak Osmanlı’ya sığınıyor. Onu bir kral gibi karşılanıyor ve onunla gelenlere de aynı ilgi ve saygı gösteriliyor.Bunu dışında Erdel Prensi II. Rákóczi Ferenc 1715 - 1735 yıllarında ölene dek Tekirdağ'da yaşadı. Erdel Prensi Thököly İmre1705 yılında vefat edene kadar Osmanlı himayesinde İzmit'de yaşadı.
Macaristan’ın ekonomisini mercek altına aldı
Görsel istatistikler ( Power Point ) eşliğinde Macaristan’ın ekonomik yapısı ve sermaye kaynaklarından bahseden Osman Şahbaz, Macaristan GSYİH’sinin neredeyse yarısının yabancı sermayenin olduğuna dikkat çekti. Macaristan’da 3500 yabancı sermayeli şirketin olduğuna değinen Şahbaz, bunların da 350 bin civarında işçi istihdam ettiğini sözlerine ekledi. En büyük 52 Amerikan şirketinin 41'inin Macaristan’da var olduğunun bilgisini veren Şahbaz, “Macaristan’daki yabancı sermayeli firmalar, ülke ihracatının %65 - 70’ini gerçekleştiriyor.
''Macaristan'a Bugün Tam Yatırım Yapılacak Zamandır '' dedi.
Bu konu da Macaristan’ı bekleyen en dikkat etmesi gereken ekonomik konulardan birisidir. Bir başka çarpıcı detay ise Macaristan’da üç ayrı Alman otomotiv firması olan Mercedes, Audi ve Opel, Macaristan’ın ihracatının %17’sini gerçekleştiriyor. Benzer şekilde Nokia geçtiğimiz aylarda Macaristan’daki GSYİH’nin neredeyse %5'ini gerçekleştiriyordu. Bu da şunu gösteriyor ki, yabancı sermayeler küresel krize rağmen, Macaristan’a gelmeye devam ediyor.” diye bilgi verdi. Macaristan’ın IMF ile ilk anlaşma yapan Avrupa Birliği ülkesi olarak tarihe geçtiğini belirten Şahbaz, “Macaristan dışarıdan tam olarak 20 milyar dolar kredi talepleri görüşülmede” dedi. Şahbaz Ayrıca Macaristan’ın 2008 yılında %0,5 ve 2009 yılında da %6,8 küçülmeyle tamamladığını söyledi. Macaristan’daki vergi sistemi hakkında da bilgi veren Şahbaz, son dönemde birçok Macaristan vatandaşının otomobilini Macaristan yerine Slovakya’dan aldığının altını çizen Şahbaz, “çünkü pul vergisi yüksek, gümrük vergisi yüksek, onun yerine Slovakya’dan sıfır vergi ile araç sokuyorsunuz. Son yıllarda bu yüzden Macaristan’da Slovak plakalı arabalar çoğalmaya başladı. Pahalı ve lüks arabaların büyük bir çoğunluğu Slovak plakalarıyla dolaşıyordu.” dedi.
Macaristan’daki Politik gelişmelere de değindi
Macaristan’ın 1989’dan, 20011 nisan ayına kadar, hiç tek parti iktidarı ile yönetilmediğini söyleyerek sözlerine başlayan Şahbaz, “Macaristan’da 21 yıl kesintisiz bir süreçte hiç kimse ya da hiçbir parti tek başına iktidar olamadı. 2011’de FİDESZ partisi iktidar geldi, ekonomi’de de toparlanmalar başladı. Nisan 2011’de seçimler yapıldı ve oyların %63’ünü Orban Viktor’un başkanlık yaptığı Merkez Sağa partisi olan Fidesz partisi kazandı ve iktidara geldi. Orban iktidarı IMF ile yeni bir anlaşma yapmayı reddetti. IMF ile anlaşmayı reddeden kurmaylar kendi ekonomik planlarını oluşturup uygulamaya başladı. İlk olarak seçmene verdiği sözün gereği olan vergi indirimine gittiler. Gelir vergisini %16 oranda sabit tutmaya çalıştı.” dedi.
Macaristan’daki yaşam standartları ve gelir dağılımını anlattı
Macaristan’daki gelir dağılımının dengeli olmadığını kaydeden Osman Şahbaz, Macaristan’daki Nüfusun sadece %4’ünün istadiğini alabilecek ve kenara para atabilecek şartları olduğunu ifade ederken, %96’lık bölümün yaşama savaşı veren insanlardan oluştuğunu kaydetti. Macar halkının eğlenceyi ve eğlenmeyi çok sevdiğini belirten Şahbaz, “Perşembe,Cuma, Cumartesi günü gidebileceğiniz her eğlence yerinde, her kafede, her restoranda tıka basa bir doluluk görmek mümkündür.” diye konuştu. Macar vatandaşlarının bankalara yüksek fiyatlarda borçları olmasına rağmen eğlenmekten vazgeçemediğine dikkat çeken Şahbaz, “kredi ile borçla da olsa her yaz tatilini yapabilecek kadar eğlenmeyi ve tatili seviyorlar” dedi.Buda Türkiye'deki turizmcilerimizin ilgisini çekmelidir. Onlar için eğlence haftasonu geldiğinde yapması gereken doğal bir ihtiyaçtır. Macaristan’da aile dayanışmasının yoğun bir şekilde yaşanmadığına dikkat çekti.Fakat ABD’ye nazaran da daha tutucu bir aile yapısının olduğunu belirten Şahbaz, ayrıca neslini ve kökünü devam ettirmek isteyen aristokrat, köklü ailelerin de olduğunu bildirdi. Bu köklü ailelerin kesmin aynı çevreden gelen bireylerle evlenmeye özen gösterdiğini kaydeden Şahbaz bu grubun kendi içinde evlilikler yapmaya özen gösterdiklerini aktardı. Macarların eğitim konusunda ve mucitlik konusunda ileri seviyede olduğunu belirten Şahbaz, tükenmez kalem, kibrit ve zeka küpü ya da diğer adıyla Rubik küpü icatlarıyla mucitlik yönleri de olduğunun altını çizdi. Eğitim ve okuma oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Şahbaz, Macaristan’da mimarlıkta, mühendislikte, bilimsel ve teknik konularda nitelikli insanların olduğunu belirtti.