TODEV VAKFI’NDAN KAMUOYUNA VE BASINA AÇIKLAMASI
Adana Otistik Çocuklar Sağlık ve Eğitim Derneği Başkanı Sosyolog Fehmi Kaya’nın İhlas Haber Ajansı kaynaklı “otizmli bireylerin ateist olduğu” iddiası etrafındaki açıklamalarından ve bu açıklamanın basına yansıma biçiminden vakfımız Türkiye Otistiklere Destek Vakfı (TODEV) büyük üzüntü duymuştur.
Söz konusu iddianın muhtemel dayanakları, Boston Üniversitesi’nden Catherine Caldwell-Harris ve arkadaşlarının bir kongrede sundukları “Religious Belief Systems of Persons with High Functioning Autism” adlı bildirisi ve bunun arkasından Ara Norenzayan and Will Gervais’in yayınladıkları makalelerdir.
Otizm ile tanrı inancı arasındaki ilişkiyi inceleyen ve önemli bulgular içeren 2011 ve 2012 tarihli bu çalışmalar, öncelikle belirtmeliyiz ki konu hakkındaki ilk çalışmalardır ve bulgular üzerinde henüz bilim çevrelerinde yeterli düzeyde tartışma yapılmamıştır. Hipotezin bilimsel anlamda değer kazanması için kuşkusuz daha fazla ve daha ileri çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.
Diğer bir önemli husus, adı geçen araştırmaların, çoğunluğu Asperger sendromlular olmak üzere yüksek işlevli (high-functioning) ve IQ’ları yüksek otistik bireyler üzerinde yapılmış olmasıdır. Dolayısıyla örneklem otizm spektrumunun küçük bir bölümü üzerine kurulmuş, sonuçlar bu örneklemden elde edilmiştir. Kendi içinde çok farklılıklar gösteren tüm otizm engellilere bu sonuçların genelleştirilmesi bu haliyle doğru ve mantıklı değildir.
Söz konusu veri ve bulgular aslında otizmin en önemli semptomlarından olan soyut olanı tam anlamıyla algılayamama, karşıdaki ile empati kurmakta zorlanma ve muhatabın düşüncesini yeterince anlayamama karakteriyle yakından ilgilidir. Dolayısıyla otizmli bireyler din, tanrı, inanç, ibadet gibi soyut kavramları anlamlandırmada doğal olarak güçlük yaşamaktadırlar.
Bu araştırmadaki hipotez ve tespitler bir süreden beri özellikle batılı medyada popüler tarzda gündeme gelmiş ve magazinleştirilmiştir. Örneğin “ateizmin aslında zihinsel yetersizliğin bir sonucu olduğu” şeklindeki spekülasyonlar, söz konusu popüler iddiaların bir parçasıdır.
Oysa bu çalışmalar ne bu sonuca ulaşmaktadır, ne de sosyolog Fehmi Kaya’nın dediği gibi “otistiklerin ateist doğduğu” neticesine varmaktadır. Anlaşılıyor ki Sayın Kaya, bu iddialarını hiç bu çalışmalara bakma zahmetine katlanmadan sadece medyadaki magazinsel haberlere dayanarak yapmıştır ve kendisi de bu ucuz magazinin bir parçası olmaktan kurtulamamıştır.
Her şeyden önce Fehmi Kaya bir sosyoloji uzmanı olarak bilmeliydi ki, ateizm tanrı ve diğer metafizik inançları reddetme yönündeki “bilinçli” bir tercihtir. Dolayısıyla otizmli dahi olsa bir insan ateist olarak doğamaz. Zira insanoğlu doğuşta ve doğumu takip eden yıllarda bu bilinçten yoksundur.
İnsanın Allah’ı ve diğer dini inançları kabul edişi, olgunlaşma ile gelen bir bilincin neticesidir. Söz konusu ettiğimiz bilimsel araştırmalar, otizmden kaynaklanan bir engel nedeniyle yetişkin otistiklerde bu bilincin beyinde yeterince oluşmadığını savunmaktadır. Bu bağlamda altını çizmemiz gerekir ki, aynı çocukluk döneminde olduğu gibi bilinçli olmayan bir kabul iman değildir; bilinçli olmayan bir inkar da küfür ve ateizm değildir. Bu nedenle yüksek işlevli (high-functioning) dahi olsa otizmli bireylerin söz konusu engelleri, onların ateist olarak sıfatlanmasına mani bir durum teşkil etmektedir.
İslam dahil tüm gelişmiş teolojik sistemler, bilinç-iman-inkar ilişkisine bu şekilde bakmaktadır. Üstelik İslamiyet, her insanın “İslam fıtratı/özü/hamuru” ile doğduğunu söyler. O daha sonra çevresinin etkisiyle ve tabii ki kendi bilinçli tercihiyle ya o öz üzerine kalır ya da başka dini inançlara yönelir. Yahut ateist olur.
Özetle, İslam’a göre ergenlik çağına kadar tüm insanlar İslam dini üzere kabul edilir. Bu dönemde vefat edenlerin cennete gideceğine inanılır. Ergenlik ve olgunluktan sonra, bilinçli tercihini tam olarak kullanmak hususunda psikolojik ve zihinsel engellerle karşı karşıya olanlar, bu İslamiyetlerini devam ettirirler ve Müslüman olarak anılmayı sürdürürler. Allah bu kimseleri bu özüre binaen inanç esasları ve dini yükümlülükler konusunda sorumlu tutmaz. Konunun bu şekilde anlaşılması gerekir.
Öte yandan Sosyolog Fehmi Kaya’nın ifadesiyle “otistikleri inançlı bireyler yapmak için terapiye almak” bilimsel temeli olmayan bir çabadır. Terapi ve diğer tedavi teknikleri her şeyden önce otizmli bireylerin ötekini algılaması ve empati kurmasındaki güçlükleri ortadan kaldırmak için gereklidir. Sağlıklı bilinç böyle oluşur. Bu yöndeki iyileşmeler şüphesiz ki tanrı gibi soyut kavramların anlaşılmasına bilahare yardımcı olabilir.
TODEV olarak bizler, otizm adını kullanan ve otizm ile mücadele için kurulan dernek ve vakıfların, kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda çok özenli olmaları gerektiğini düşünmekteyiz. Sorumsuz açıklamalar Adana’dan gelen bu beyanatta olduğu gibi otizm adına onarılmaz ciddi zararlara yol açmaktadır. Kaya’nın ifadelerinin, zaten toplumda çok fazla bilinmeyen otizm hakkında mevcut önyargıları daha da artıracağından, yanlış anlamalara ve kafa karışıklıklarına yol açacağından endişe ediyoruz. Bu nedenle Fehmi Kaya’yı TODEV vakfı olarak şiddetle kınıyor, kendisini sorumlu davranmaya davet ediyor, ya hayırlı konularda konuşmasını ya da susmasını tavsiye ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TODEV VAKFI
TÜRKİYE OTİSTİKLERE DESTEK VE EĞİTİM VAKFI Adres: Koşuyolu Mah.Mahmut Yesari Sok. No: 58 Koşuyolu KadıköyRehabilitasyon Merkezi: Merdivenköy Mh Ressam Salih Ermez Cad. Molla Sk. No: 8 34730 Göztepe/İSTANBUL |
Telefon: (0216) 3401474 565 45 35-36 Faks : (0216) 565 45 46 E-Mail: [email protected][email protected] URL : www.todev.org |