Uluslararası Yöneticiler Derneği (YÖNETDER)'nde "Yüksek Öğrenimin Geleceği" konulu seminer veren eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, kendisi ve YÖK hakkında tespitlerde bulundu. Özcan, "Malezya'ya İslam Üniversitesi'ne gittim diye beni 8 sene profesör yapmadılar. Ben babama niye profesör olamadığımı anlatamadım. Çocuklarım, baba onun babası oldu profesör sen niye olmuyorsun diye sordular. Hanıma anlattım da babama ve çocuklarıma anlatamadım. Malezya'ya gittim diye beni radikal İslamcı yaptılar." dedi.
Özcan, YÖK gibi bir kurumun, otoritesini, gücünü mevzuattan değil kurumda çalışan insanların bilimsel gücünden alması gerektiğini ifade etti. Özcan, şöyle dedi:
"Öyle olsaydı çok daha saygın bir kurum olurdu. Şimdi bize herkes saygı duyuyor ama o saygı bizim bilimsel değerimizden değil, mevzuatın bize verdiği güçlerden, erklerden geliyor. YÖK kurulunun şimdiye kadar olduğu gibi tanıdık, eş dost bizden kavramının dışında birazcık daha liyakate bağlı şekilde seçilmesi iyi olur. YÖK üyelerini yayınlarına baksanız ortalamanın altında kalır. Son zamanlarda böyle bir araştırma yaptırdım. Liyakat bazındaki değerlendirmelerin öne çıkarılmasına dikkat etmek gerekir. Bu konuya çok dikkat etmiyoruz. YÖK üyelerinin seçimlerinde liyakat konusuna dikkat edilmeyince otoriteni dışında YÖK'ün bilim, akademi dünyasında çok bir gücü olmuyor. YÖK gibi bir kurum otoritesini gücünü mevzuattan değil kurumda çalışan insanların bilimsel gücünden almalı. Öyle olsaydı çok daha saygın bir kurum olurdu. Şimdi bize herkes saygı duyuyor ama o saygı bizim bilimsel değerimizden değil mevzuatın bize verdiği güçlerden erklerden geliyor."
"ARGE ÇALIŞMALARINA ÖNEM VERİLİRSE TÜRKİYE EŞİK ATLAYACAKTIR"
Eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'nin bir eşikte bulunduğunu belirterek, iki konuya önem verirse bu eşiği atlayacağını ifade etti. Özcan, şöyle devam etti:
"Bu ülke iki şeye çok dikkat etmeli. Eşiğe geldik 28 bin yayınla dünyada 18. sıradayız. Bu önemli bir rakam, iyi de gidiyor. İnşaallah bozulmaz. Birincisi, öğretim üyelerinin özlük haklarını düzeltirsin. İkincisi TÜBİTAK gibi ARGE desteği yapan kurumlara birazcık fazla para verirsek Türkiye'yi atlatırız. Kesinlikle atlatırız. 10 yıl sonra karşılaşacağınız Türkiye'yi tanıyamazsınız. Böyle bir gidiş var zaten. Üniversiteler arası rekabet başladı. İnovasyon, öğretim üyelerinin sözlüklerine girdi. Rektörler birbiriyle konuşurken sizde patent alan kaç kişi var gibi laflar konuşulmaya başlandı."
CİHAN
Haber Kaynağı : Haber7.com