Babacan, Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'un Türkiye ziyareti nedeniyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ''Türkiye-Çek Cumhuriyeti İş Forumu''nda yaptığı konuşmada, söz konusu forumunun iki ülke arasındaki işbirliğinin perçinlenmesine, ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da ileri seviyelere taşınmasına, iş adamları arasındaki işbirliğinin derinleşmesine önemli katkılar sunacağına inandığını belirtti.
Türkiye'nin global kriz öncesinde hem bankacılık alanında hem de kamu maliyesinde önemli adımlar attığını ifade eden Babacan, sosyal güvenlik ve sağlık reformunun tamamlandığını, şu anda Avrupa'da tartışma konusu olan ne kadar reform alanı varsa Türkiye'nin aslında 2002-2007 arasındaki dönemde bunları yaptığını kaydetti.
Bankacılık ve kamu maliyesi konusunda yaptıklarının, Türkiye'yi global krizin olumsuz etkilerinden koruyan en önemli unsurlar olduğunu anlatan Babacan, ''Avrupa'ya dönüp baktığımızda kamu maliyesi ile bankacılığın, krizin en önemli iki unsuru olduğunu görüyoruz. Bu iki alan, Türkiye'nin çok güçlü olduğu alanlar. Hele hele 2009 yılında yani krizin en derin döneminde pek çok Avrupa ülkesinin yaptığından farklı olarak devlete güveni esas alan bir programla yola devam etmemiz Türkiye'yi ayrıştıran bir diğer önemli unsur oldu'' dedi.
Bir ülkede devlete güvenin, o ülkenin hazinesine güvenin, finansal sistemin ve iş dünyasının üzerinde durduğu temeli teşkil ettiğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
''Devlete güven sarsıldığı zaman, o ülkenin hazinesine güven sarsıldığı zaman, herhangi bir ülkenin borcunu ödeyip ödeyemeyeceği endişesi baş gösterdiği zaman ne finansal sistemi sağlıklı bir şekilde çalıştırmak mümkün ne de o ülkede iş dünyasından bir verim beklemek mümkün. İşte bu önceliklerle ve attığımız adımlarla beraber hem 2010 yılı hem 2011 yılı Türkiye'de çok yüksek büyüme oranlarını yakaladığımız yıllar oldu. Bu yıl da yine Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisi olacağız. Her ne kadar büyüme oranımız bir miktar düşecek de olsa yine de Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisi olacak Türkiye.
Bu tablo gerçekten büyük bir potansiyeli gösteriyor. Hem Çek iş dünyası için hem de Türk iş dünyası için gerçekten önemli bir potansiyel. Hem Çek Cumhuriyetinin hem de Türkiye'nin Avrupa pazarlarına olan bağımlılığını da azaltma gibi bir gerekliliği var aynı zamanda. Dolayısıyla iki ülke arasındaki işbirliğinin artması, ticaret hacminin artması Avrupa Birliği pazarlarına olan bağımlılığı da azaltacak önemli bir fırsat kapısı. Özellikle Çek iş dünyası için buna dikkati çekmek istiyorum.''
Haber Kaynağı : Haber7.com