Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneğince Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Kurumsal Yönetim Uygulamalarının Neresindeyiz? Öncelikler & Hedefler'' konulu Kurumsal Yönetim Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından güncellenen kurumsal yönetim ilkelerine değindi.
TÜSİAD olarak ilkelerin güncellenmesi çalışmalarına Kurul'a sundukları görüşler ile aktif katılım gösterdiklerini ifade eden Boyner, şu görüşleri dile getirdi:
''30 Aralık 2011'de yürürlüğe giren Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ'de tüm hissedarların menfaatlerinin adil olarak gözetilmesi bağlamında Tebliğ'in yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. TÜSİAD olarak bağımsız yönetim kurulu üyeliğinin ve azlık pay sahibi haklarının korunmasının kurumsal yönetim ilkelerinin merkezinde yer aldığını her platformda savunuyoruz. Ancak Tebliğ ile getirilen düzenlemelerin bu amaçları karşılamanın ötesine geçtiği ve bağımsız üyeler ile azlık pay sahiplerinin ana sermayelerin yönetim hakkını orantısız bir ölçüde sınırlamakta olduğu endişesini taşıyoruz. Öte yandan bağımsız üyelerin belirlenme sürecinin de kurumsal yönetim anlayışı bağlamında yeniden gözden geçirilmesinde yarar görüyoruz.''
Türkiye ekonomisinin 2023 yılı için dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinde yer almayı kendisine hedef belirlediğini hatırlatan Boyner, TÜSİAD olarak rakamsal hedeflerin ancak sürdürülebilirlik perspektifi içerdiği takdirde anlamlı olduğuna inandıklarını söyledi.
-''Büyümeyi kurumsal yönetim ilkeleri ile dengelemeliyiz''-
Ümit Boyner, ''Uluslararası rekabet tüm şiddetiyle devam ederken ülkesel veya küresel çapta yaşanan her bir kriz önceliklerimizi doğru belirleyip belirlemediğimizi bizlere sorgulatıyor. Eğer şirketlerimizin sürdürülebilir bir yapı içerisinde ülkemiz ekonomisini ileriye taşımasını hedefliyorsak büyümeyi kurumsal yönetim ilkeleri ile dengelemeliyiz. Kurumsal yönetim ilkelerinin tüm paydaşların menfaatleri gözetilerek hazırlanması ve uygulanmasına özen göstermek zorunda olduğumuza da inanıyorum'' şeklinde konuştu.
Yeni Türk Ticaret Kanununun kurumsal yönetim anlayışının uygulanması adına Türkiye'deki şirketler için bir zihniyet değişikliğini beraberinde getirdiğini ifade eden Boyner, ''Ancak zihniyetlerin değişmesi kolay bir iş değil. Kanunu şirketlerimiz için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Yeni düzenleme, özünde şirketlerin hissedarlarının ötesinde tüm paydaşları için değer taşıdıklarına işaret etmekte ve bu yapıyı şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı ile korumaktadır'' dedi.
İktisadi ve finansal sistemlerin durgun bir yapıda olmayıp aksine fazlasıyla dalgalı bir seyir izlediğini dile getiren Boyner, şunları kaydetti:
''O kadar ki bu dalgalanmalar sistemin zaman zaman ekonomik ya da finansal temelleri dışına çıkmasına yol açmakta ve hatta ülkeleri ülkeleri krize kadar sürükleyebilmektedir. Düzenleyici kurumlar tam da bu noktada kritik bir görev üstlenmekte ve bizlere adeta bir fener gibi yol göstererek ilerlememize olanak sağlamaktadır. Ancak söz konusu kurumların faaliyetlerini başarıyla yürütebilmeleri için idari ve mali özerklik içinde olmaları bir ön koşuldur. Bu durum, piyasa sisteminin düzgün işleyişi ve yatırım ortamının iyileşmesi için de kritik öneme sahiptir. Kaldı ki yaşadığımız 2011 ve 2008 krizleri ve şu anda içinde bulunduğumuz küresel konjonktür, bu kurumların önemini açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Düzenleyici kurumlar, ekonomik çalkantıların yüksek olduğu dönemler başta olmak üzere uyguladıkları politikalar ile rekabetçi piyasa ekonomisini garanti altına almaktadır. Bugün düzenleyici otoritelere dair ortaya çıkan belirsizliklerin piyasalar ve iş dünyası açısından yarattığı soru işaretlerini ortadan kaldırmak için gerekli olan şeffaflığın sağlanması ve bu kurumların idari ve mali özerkliklerini sürdürmelerinin gerekliliğini tekrar ifade etmek isterim.''
Kurumsal yönetim anlayışının şirketlerin bugünü ve geleceği, dolayısıyla ülke ekonomisi adına taşıdığı önemi doğru tespit etmeleri, doğru konumlandırmaları gerektiğini belirten Boyner, önümüzdeki dönemde kurumsal yönetim anlayışını içselleştiren şirketlerin finansal ve operasyonel rekabet güçlerini artırırken iyi işleyen bir yasal çerçeve ile bağımsız düzenleyici otoritelerin şeffaf ve verimli performansının Türkiye ekonomisini geleceğe taşıyacağını söyledi.
Haber Kaynağı : Haber7.com