Seda Şimşek'in haberi
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Batman'dan yoksulluklar içindeki bir hayatı başarıya dönüştürmüş bir isim. Ona bakınca insan, "bu ülkede hiçbir şey imkansız değil" diyor. Okulun adam olmakla eş değer görüldüğü dönemlerden filizlenen bir başarı hikayesine sahip. 32 saat süren "kara tren" yolculuklarını gülümseyerek anlatıyor. Batman'dan Sivas'ın ötesine ilk kez 17 yaşında geçmiş. O yaşa kadar Ankara'yı, İstanbul'u okuduğu romanlarla tasavvur etmiş. Bir Kürt ve şimdi ülkenin maliyesi onun yönetiminde. Batman ikinci adresi. Batman'ın kenar mahallelerinde yaşayan çocuklarla bizzat ilgileniyor, "Bize taş attırılan çocuklardan yüzlerce Mehmet Şimşek çıkacak.Türkiye'nin kaybedecek tek bir çocuğu yok" diyor. Bölgede alt yapıda, sağlıkta, eğitimde ve yatırımda alınan mesafeyi heyecanla aktarırken,"Tekel depolarını konfeksiyon atölyelerine çevirdik. Batman ve ilçelerinde tütün üretilirdi, o üretilen tütün depolanırdı, bir süre saklanırdı, sonra yakılırdı. Şimdi o depolardan dünyanın dört bir yanına konfeksiyon ürünleri ihraç ediliyor" bilgisini veriyor.
Batman ve Güneydoğu'daki illerin daha hızlı gelişmelerinin önündeki tek engel olarak ise terörü görüyor.
EKONOMİK BÜYÜME 5 ADIMLI PROJEYLE DEVAM EDECEK
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ekonomideki yol haritasını anlattı: Mali disipli devam edecek. Yeni teşvik sistemiyle yatırımlar artırılacak. Aktif iş gücü politiklarıyla istihdam desteklenecek. Tasarrufları artıracak tetbirler alınacak. Kayıt dışılıkla mücadele sürecek
* 2012'de Türkiye'nin küresel krizi daha sıcak hissedeceğine dair tezler var.
Şayet Avro Bölgesi kamu borç krizi daha da derinleşecek olursa -ki bu olasılık azalmıştır- dünyadaki diğer ülkeler gibi Türkiye de böylesi bir dış şoktan olumsuz etkilenebilir. Ancak, ülkemizin makroekonomik temelleri sağlam. Bu çerçevede, Avro Bölgesi borç krizinin ülkemiz üzerinde kalıcı bir etki bırakması ihtimali düşük.
ARTIK DAHA DİRENÇLİYİZ
* Bu özgüvenin dayanağı ne?
İstihdam yaratan güçlü büyüme performansımız, sürekli iyileşen kamu finansman dengelerimiz, sağlıklı bankacılık sektörümüz ile kredibilitesi yüksek Orta Vadeli Programımız krizin Türkiye üzerindeki etkilerini sınırlı tutacaktır. Bunların yanı sıra düşük kamu borç stoku ve azalan kamu açığı krize karşı elimizi güçlü tutuyor. Daha da önemlisi, Türkiye'de güçlü bir hükümet ve kriz deneyimi yüksek bir siyasi kadro var. Güçlü makroekonomik temelleri ve hızlı karar alma kabiliyetine sahip hükümetimiz sayesinde Türkiye, dış şoklara karşı daha önce hiç olmadığı kadar dirençli.
* Ekonomik krizlerin bir sonucu olarak Türkiye'de hiç yeni tedbir alınmayacak mı?
Her şeyden önce mali disiplini güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. Bu Orta Vadeli Programımızın en önemli unsurudur, çıpasıdır. 2011 yılı sonu itibarıyla yüzde 39.8'e düşmesini beklediğimiz brüt kamu borç stokunun milli gelire oranını, önümüzdeki yıllarda daha da düşüreceğiz. Bunu sağlamak için de genel devlet bütçe açığının milli gelire oranını aşağı yönlü bir trendde tututacağız. İkinci olarak, üzerinde çalıştığımız yeni teşvik sistemi ile yatırımlardaki artışı devam ettirmeyi hedefliyoruz. Üçüncü olarak, aktif iş gücü politikları ile istihdamı destekleyeceğiz. Dördüncü olarak, tasarrufları artırmak, finansal piyasaları derinleştirmek ve sermaye piyasasındaki ürünleri geliştirmek için yeni tedbirler alacağız. Son olarak kayıt dışılıkla mücadele eylem planını güçlü bir şekilde uygulamaya devam edeğiz, yatırım ortamını geliştireceğiz ve Türkiye'nin cazibe merkezi konumunu güçlendireceğiz. Aldığımız makro ihtiyati önlemler sayesinde bankacılık sektörünün güçlü yapısını koruyacağız.
EK DESTEKLER VAR
* Yeni teşvik paketinde nasıl bir düzenleme yapılacak?
Yeni teşvik sistemine ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de, üretim, istihdam, bilgi-yoğun teknoloji ve Ar-Ge içeriği yüksek yatırımların desteklenmesi, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması, rekabet gücünün artırılması, stratejik alanlardaki yatırımları ve sektörel kümelenmeyi destekleyen ve ölçek ekonomisi kriterlerini öne çıkaran bu teşvik sisteminin daha da geliştirilerek uygulanmasına devam edilecek. Mevcut teşvik unsurlarına ek olarak bazı yeni destekler üzerinde de çalışılıyor.
YATIRIM BÜTÇELERİ HAZIRLIYORUZ
* Türkiye'nin iki yakası bir araya gelir mi?
Evet, Avrupa'da bir çok ülke yüksek kamu açıkları sonucunda borç batağında girmişken ülkemiz bütçede nerdeyse dengeyi sağlayacak noktaya geldi. Türkiye'nin iki yakası zaten bir araya gelmiş bulunuyor. İktidarda bulunduğumuz 2003-2011 dönemimde ortalama bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3.3'ken, bizden önceki 1994-2002 döneminin ortalaması yüzde 7.7'dir. Bunun sayesinde Türkiye artık faiz bütçeleri yerine hizmet ve yatırım bütçeleri hazırlayıp uyguluyor. 2002 yılında bütçenin yüzde 43.2'si faize giderken bugün bu oran yüzde 13,5'a indi. Başka bir deyişle 2002 yılında toplam vergi gelirlerinin yüzde 85.7'si devletin faiz giderleri için kullanılıyorken 2011 yılında topladığımız vergilerin sadece yüzde 16.6'sı faiz ödemelerine gitti. Bu rakamlar Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin en güzel göstergesi.
Bakan Şimşek, mumur zamlarına ilişkin olarak, "Toplu sözleşme sürecinin sonunda uzlaşılan maaş artışları 2012'nin başından itibaren geçerli olacak, dolayısıyla memurlarımız için bir hak kaybı söz konusu olmayacak" dedi
İnsan stoğuna yapılan yatırımlarda çok cömertiz
* Maliye Bakanısınız, genellikle ekonomistler kendi yaşantılarında sanki biraz cimri oluyorlar, siz cimri misiniz?
Şahıs olarak hiç cimri değilim, tam eksine ben veren elin alan elden çok çok üstün olduğuna inanırım. Mezarda zengin olmanın bir anlamı yok.
* Maliye Bakanları'ndan hep şikayet edilir, "para vermiyor" diye...
Tabii ki, bir ülkenin bütçesini yönetirken, kaynakların doğru kullanılması yönünde hassasiyetlerimiz var. Ülkemizin alt yapısına, Ar-Ge'sine, insan stoğuna yapılan yatırımlarda çok cömertiz, ama cari harcamalarda, diğer bazı konularda hassasiyetimiz çok yüksek.
CARİ AÇIK DARALMAYA BAŞLADI
* Cari açık Türkiye'nin ekonomideki yumşak karın olarak nitelendiriliyor. Cari açık kaynaklı bir tehlike görüyor musunuz?
2010 yılında milli gelirin yüzde 6,5'i olan cari açık, bu yıl muhtemelen yüzde 10 civarında olacak. Bu yüksek bir seviye, ancak aldığımız tedbirler sayesinde açık son çeyrekten itibaren daralmaya başladı. Cari açığın, 2012'de 65.4 milyar dolar ile milli gelirin yüzde 8'ine inmesini, ilerleyen yıllarda da aşağı yönlü bu trendin devam etmesini öngörüyoruz.
* Neden bu kadar yüksek cari işlemler açığı?
Yüksek cari işlemler açığımız kısmen konjonktürel, kısmen yapısal sebeplerden kaynaklanıyor. Arap Baharı nedeniyle dış ticaret fazlası verdiğimiz bazı ülkelerde yaşanan sıkıntılar, en büyük ticaret ortağımız olan AB'deki iç talebin zayıf olması ve nispeten yüksek emtia fiyatları dış kaynaklı konjonktürel sebepleri oluşturuyor. Ayrıca, ülkemizde iç talebin son iki yıldır güçlü artmış olması da bu çerçevede değerlendirilebilir.
* Alınan tedbirler sonuç verdi mi?
Aldığımız tedbirler sayesinde iç talepte yavaşlama başladı. Bunu en iyi şekilde kredi büyümesindeki yavaşlama ile gözlemliyoruz. Merkez Bankası'nın açıkladığı, kur etkisinden arındırılmış kredi hacmindeki artış 2011'in ilk yarısında yüzde 40-50 seviyesindeyken, bu oran Eylül 2011'den itibaren yüzde 20'lerin altına indi. Ayrıca kurda önemli bir düzelme yaşandı, bunun dış ticaretimize olumlu yansımasını bekliyoruz. Nitekim Kasım ayında 12 aylık cari açık, 2009 Ekim'inden bu yana ilk defa geriledi. Cari işlemler açığındaki daralmanın önümüzdeki aylarda da devam etmesini bekliyoruz.
* Cari açık için yeni yapısal tedbirler gelecek mi?
Konjonktürel faktörlerin yanında, cari açığın uzun vadeli politika tedbirleri gerektiren yapısal boyutları da var. Hükümetimiz, ulusal tasarrufları arttırmaya, enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya ve uluslarası rekabet gücümüzü artırmaya yönelik adımlar attı, atmaya devam ediyor. Bu çerçevede araştırma ve geliştirme faaliyetlerini, eğitim, altyapı, yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi temel önceliklerimiz arasında.
AVRUPA'DAKİ BORÇ KRİZİNDE EN KÖTÜ GERİDE KALDI
* Küresel krizde dibi gördük mü?
Dünya ekonomisinde küresel kriz sonrası olağanüstü para ve maliye politikası destekleriyle başlayan ekonomik toparlanma, 2011'in ikinci çeyreğinden itibaren ivme kaybetti. Küresel ekonomi, Avro Bölgesi'nde derinleşen borç krizinin etkisiyle tekrar belirsizliklerin arttığı bir döneme girdi. Ancak, Avrupa'daki borç krizinde en kötünün geride kaldığını düşünüyorum.
* Neden böyle düşünüyorsunuz?
Aralık 2011'de Brüksel'de gerçekleşen Avrupa Birliği Liderler Zirvesi bu anlamda bir dönüm noktası oldu. İlk defa ülkeler arasında ne yapılması gerektiği yönünde bir uzlaşmaya varılmış olması, piyasalarda göreceli bir normaleşme sürecini başlattı. Ülkelerin bir uzlaşmaya varmış olması Avrupa Birliği'ndeki yangının şimdilik kontrol altına alınmasına katkıda bulundu. Ancak, sorunun köklü bir şekilde çözülmesi, uzun soluklu bir reform programınının uygulanmasını gerektiriyor. Ayrıca son dönemde ABD ekonomisine ilişkin olumlu veriler global büyümeye yönelik iyimserliği artırdı.
FIRSAT EŞİTLİĞİNİN EN GÜZEL HİKAYESİ BENİM
*Aslında sizin Batman'daki bir köyden Maliye Bakanlığı'na uzanan hayatınız bir başarı öyküsü. Siz nasıl başardınız?
Bu ülkede fırsat eşitliği var, bütün vatandaşlar birinci sınıf, kardeşlik hukuku sadece teoride değil, uygulamada da var. Çalışıldığı zaman herkes istediği noktaya ulaşabiliyor. Bu ülkede fırsat eşitliği olduğunun en güzel hikayesidir benim bugün geldiğim nokta. Sadece ben değil, benim gibi yüzlerce, binlerce örnek var.
* Hayatınızın hiç bir döneminde, eğitim yaşantınızda, iş yaşantınızda Kürt olmanızdan ötürü hiç dışlandınız mı?
Hayır, düşünüyorum düşünüyorum aklıma gelmiyor. Ülkesini, milletini seven insanlar için bir ayrımcılık olduğunu ben tahmin etmiyorum. Tam aksine her yerde kabul gördük, kardeşlik muamelesi gördük. Ben hiç sıkıntı yaşamadım.
* Bir gün Maliye Bakanı olabileceğinizi düşündünüz mü hiç?
Aklımın ucundan bile geçmemişti.
* Hayaliniz neydi çocukluğunuzda?
Küçükken futbolcu olmak istiyordum. Bir topum, bir kramponum olsun istiyordum. Sonraki yaşlarda doktor olmak istedim, insanların en zor anlarında bir el uzatan olmak için. Çok çalışmaktan daha çok disiplinli ve verimli çalışırdım, eğitim hayatım boyunca hep dereceye girmişimdir, ama futbolumu da oynardım.
Haber Kaynağı : Haber7.com