Avukat İlter Aksoylu, “Bu mağduriyetlerin giderilmesinin tek çaresinin yeni bir yasal düzenlemedir. 6191 sayılı kanun değişmediği sürece bu mağduriyetlerin tamamen giderilmesi yargı kararlarıyla mümkün değildir” dedi.
Avukat İlter Aksoylu, 6191 sayılı kanun ile 1971 yılından itibaren TSK’dan yargı denetimi işlemle çıkarılanların bir kısım mağduriyetlerini karşıladığını belirterek şunları söyledi:
“Bu mağdurlar arasında her türlü siyasi görüşten olan kişiler mevcuttur. Özellikle 28 Şubat döneminde YAŞ kararı ile ayırma işlemi yoğun olarak yaşanmıştır. 6191 sayılı kanunla gerekçesinde de belirtildiği üzere bu kişilerin devlete olan güvenini tekrar sağlamak mümkün olmuştur fakat Anayasanın 125 ve 40. maddeleri gereği bu kişilerin idarenin hatalı işlemleri nedeniyle maruz kaldıkları zararların devlet tarafından tazmini gerekir ve tazmin yeni bir yasa ile bu eksik kalan mağduriyetlerin de giderilmesini zorunlu kılmaktadır. Anayasanın 125. maddesine göre Yüksek Askeri Şura kararları yargı denetimine kapalıydı. 12 Eylül 2010 yılında yapılan referandum sonucu Yüksek Askeri Şura kararlarının bir kısmı kadrosuzluk nedeniyle emeklilik ve terfi işlemleri haricinde yargı denetimine açıldı. 22 Mart 2011 tarihiyle de Yüksek Askeri Şura kararı ile TSK’dan çıkarılan personelin mağduriyetini 6191 sayılı kanun yürürlüğe girdi. Bu kanun ile YAŞ kararı ile TSK’dan çıkarılan personelin bir kısım mağduriyetleri giderildi. Ancak bu kanunda da bazı eksik düzenlemeler nedeniyle bu mağdurlar haklarının hepsine kavuşamadı. Anayasanın 40. ve 125. maddesinde devlet 3’üncü kişilere verdiği zararları tazmin ile yükümlüdür. YAŞ kararı ile mağdur edilen personelin zararlarının tazmini de Anayasa gereği zorunludur. Ancak 6191 sayılı kanun bu zararların tamamını tazmin etmeye yeterli değildir. Geçmişe dönük özlük hakları bakımından yasa da bir boşluk vardır. YAŞ kararı ile ilişiği kesilen personel bu kanun yürürlüğe girdiği tarihe kadar maaş alamamış ve özlük haklarından mahrum kalmıştır. Anayasanın 125. maddesine göre bu zararların tazmini gerekirken yasa da bu yönde bir düzenleme bulunmadığı için idare geçmişe dönük maaşlarını ödememiştir. Bu konuda açılan davalar da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından ret ile sonuçlanmıştır.”
OYAK ile ilgili düzenlemede mağduriyetin giderilemediğini kaydeden Aksoylu, “Askerler 205 sayılı kanun gereği zorunlu olarak OYAK üyesidir. Emekli olduklarında OYAK’tan emeklilik yardımı almaktadırlar. YAŞ mağdurlarının tekrar OYAK’a üye olabilmeleri imkanı getirilmiş ancak emsalleri ile aynı seviyede emeklilik yardımı alabilmeleri için geçmiş dönemdeki kar paylarının bizzat kendileri tarafından ödenmesi şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Bu zarar kişinin kendi kusurundan kaynaklanan değil idarenin hatalı işleminden kaynaklanan bir zarardır. Bu emsalleri ile arasındaki farkın yine idarece karşılanması gerekir” diye konuştu.
Bir diğer mağduriyetin ise SGK primlerinin ödenmesine yönelik olduğuna dikkat çeken Aksoylu, şöyle devam etti:
“Eğer YAŞ kararı ile TSK’dan ayrılan personel hiçbir işte çalışmamış ise bunun emeklilik keseneklerini devlet yatırmaktadır. Ancak bu kişi serbest meslek sahibi olarak kendisi vergi mükellefi olduysa ve ekonomik şartlar nedeniyle bu SGK primlerini ödeyemediyse devlet hiçbir yardımda bulunmamaktadır. Yani hiç çalışmamış kişinin SGK primleri devlet tarafından ödenirken, çalışmış ancak ekonomik şartlar nedeniyle primleri ödeyememişse devlet bu kanunla ona hiçbir hak tanımamıştır.”
Bu mağduriyetlerin giderilmesinin tek çaresinin yeni bir yasal düzenleme olduğunu vurgulayan Aksoylu, “6191 sayılı kanun değişmediği sürece bu mağduriyetlerin tamamen giderilmesi yargı kararlarıyla mümkün değildir. Sonuç olarak görev yasamanın anayasanın 125. maddesi gereği bu mağduriyetleri gereği bu çıkaracağı yeni yasa ile ortadan kaldırması bekleniyor” ifadelerini kullandı.
SİVİL HABER
Güncelleme Tarihi: 27 Haziran 2014, 16:33