Çağlayan'dan Maliye Bakanı'na çağrı

Bakan Çağlayan, "İhracatın artış hızına paralel olarak da devlet desteklerinden bilhassa bizim bütçemize olan desteklerin artırılması önem arz ediyor" dedi

Çağlayan'dan Maliye Bakanı'na çağrı
 Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2002'de 5 bin 704 firmanın, 2012'de 17 bin 293 firmanın devlet desteklerinden faydalandığını belirterek, "Parasal büyüklüğe göz attığımızda ise 2002-2012 döneminde TL bazında yaklaşık üç katına varan bir artış var" dedi.

Çağlayan, Conrad Otel'de düzenlenen basın toplantısında 2012 İhracat Destekleri Analizi-2013 Yılı Hedeflerini açıkladı.

Çağlayan, ihracatı desteklemek için gerçekleştirdikleri en önemli faaliyetlerden birinin de sağladıkları devlet yardımları olduğunu belirterek, "Bakanlık olarak, yurt dışına açılma sürecinde firmalarımıza her safhada destek sağlıyoruz. Tabiri caizse emekleme sürecinden tutun da tam sürat hedefine doğru yol alan maraton koşucusu firmalarımıza kadar her türden firmaya destek sağlıyoruz" dedi.

Bakanlık olarak, bütünsel bir bakış açısı yakalamış durumda olduklarını anlatan Çağlayan, "Yatırım-üretim-istihdam-ihracat değer zincirinin tüm halkalarına yönelik olarak politikalar oluşturarak, Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma konularında gelişme kaydediyoruz. Fransız yazar Marcel Proust'un bir sözü var, 'Gerçek keşif yeni diyarlar bulmak değil, yeni gözlerle bakmaktır.' İşte biz devlet desteklerine bu anlayışla yaklaştık ve yeni bir gözle baktık" diye konuştu.

2012-2013 dönemi için 17 hedef ve 27 öncelikli ülke belirledik
Çağlayan, yeni fırsatları yakalamakta, firmalara cesaret verecek yeni destek mekanizmaları geliştirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İthalat artış hızlarının daha yüksek olması beklenen ve ülkemiz için pazar teşkil edebilecek ülkelere öncelik verdik. 2012-2013 dönemi için 17 hedef ve 27 öncelikli ülke belirledik. Buralarda destek oranlarımızı yükselttik. Çok şükür bu çalışmalarımızın meyvelerini de topluyoruz. 2009-2011 yılları arasında pazar çeşitlendirme faaliyetlerimiz sayesinde ihracatımızı 29 milyar dolar fazladan artırdık. İnşallah yıl sonunda bu rakam 40 milyar doları bulacak.
Destek sistematiğimizde 3 olgunluk seviyesi var. Birincisi ihracata hazırlık aşamasıdır. Bu seviyedeki firmalarımız, ihracatı yeni öğrenen veya düzenli bir ihracatı olmayan KOBİ'ler. Bu noktada, firmalarımızın alt yapısını güçlendirmek, deyim yerindeyse kaslarını geliştirmek için hazırlık aşamasında Ur-Ge desteğimiz ile firmalarımızın pazara ilk adımlarını atarken yanlarında oluyoruz. İhracat yapmayı öğrenen ve yurt dışı pazarlara ilk adımlarını atan ihracatçılarımıza, Çevre Desteği ile karşılaştıkları teknik engelleri giderecek belgeleri almaları için destek veriyoruz."

Son 10 yılda desteklerden yararlanan firma sayısı 3 katına çıktı
Çağlayan, ikinci aşamanın pazarlama aşaması olduğunu ifade ederek, ihracat yapmayı öğrenen ve yurt dışı pazarlara ilk adımlarını atan ihracatçıların artık kendi imkanlarıyla pazar araştırması yaptıklarında devreye Pazar Araştırması desteğinin girdiğini söyledi.
Fuar Desteği ve Yurt Dışı Birim desteğinin ise artık düzenli ihracat yapmaya başlayan firmaların yurt dışı pazarlarda daha çok tutunmaları, dağıtım kanalları kurmaları ve pazar paylarını artırmaları için vazgeçilmez destekler olduğunu vurgulayan Çağlayan, şöyle konuştu:
" Üçüncü aşama markalaşma aşamasıdır. Yurt dışı pazarlarda dağıtım kanallarını oluşturan, özgün tasarımları ile bulundukları pazarın dinamiklerine uygun markalı ürün sunma yetkinliğine ulaşan firmalarımız için ise tasarım ve Turquality desteklerini sunuyoruz. Desteklerden yararlanan firma sayısındaki değişime göz attığımızda, destek tabanını çok hızlı artırdığımızı görüyoruz. Son 10 yılda ihracat yapan firma sayısı 1,7 katına çıkarken, desteklerden yararlanan firma sayısı 3 katına çıktı. Sağladığımız desteklerin parasal büyüklüğüne göz attığımızda, 2002-2012 döneminde TL bazında yüzde 168'lik bir artış söz konusu.
İlk bakışta gayet yüksek görünen bu artışı, ihracatımızdaki artışla kıyasladığımızda, destekler için kullandığımız bütçenin, ihracatımızın artış hızına yetişemediğini görüyoruz. 2002 yılı destek bütçemiz, ihracatımızın binde 4'ü kadar iken, 2012'de bu oran binde 2 olarak gerçekleşebildi. 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize doğru ilerlerken, sağladığımız desteklerin miktarını artırmak en öncelikli gündem maddelerimizden biri. Hedefimiz, sağladığımız ihracat desteklerini, ihracatımızın en az yüzde 1'i düzeyine çıkarmak."

2012'de 17 bin 293 firma desteklerden yararlandı
2002'de 5 bin 704 firmanın, devlet desteklerinden faydalanırken 2012'de 17 bin 293 firmanın desteklerden yararlandığına dikkati çeken Çağlayan, "2002-2012 döneminde TL bazında yaklaşık üç katına varan bir artış var. 2002'de 252 milyon TL olurken, 2012'de 676 milyon TL'lik bir parasal destek vermiş durumdayız. İlk bakışta gayet yüksek görünen bu artışı, ihracatımızdaki artışla kıyasladığımızda aslında destekler için ayırmış olduğumuz bütçemizin ihracat artış hızının gerisinde kaldığını görüyoruz. Dolayısı ile özellikle Maliye Bakanımın duyması açısından ifade ediyorum; ihracatın artış hızına paralel olarak da devlet desteklerinden bilhassa bizim bütçemize olan desteklerin artırılması önem arz ediyor" diye konuştu.

72 farklı işbirliği kuruluşundan 123 proje başvurusu aldık
Çağlayan, firmaların kaslarını güçlendirmek için dizayn ettikleri ilk basamak desteğinin, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (Ur-Ge) olduğunu belirterek, şunları ifade etti:
"2010'da kümelenme anlayışını temel alan, proje bazlı hedef pazar ve hedef sektör odaklı bir anlayışla Ur-Ge mekanizmasını yürürlüğe koyduk. TOBB, TİM ve DEİK başta olmak üzere ihracatçı birliklerinden, il ticaret ve sanayi odalarına kadar çok geniş bir işbirliği kuruluşu ağımız var. Bu kapsamda, ihtiyaç analizinden alım heyetine, yurt dışı pazarlamadan ihracat eğitimine kadar bir çok alanda destek veriyoruz."
Bugüne kadar 72 farklı işbirliği kuruluşundan 123 proje başvurusu aldıklarına dikkati çeken Çağlayan, "Bu projelerin 106 tanesini şu anda aktif olarak yürütüyoruz. Gerçekleştirilen faaliyetler için şu ana kadar 3,6 milyon lira tutarında ödeme yaptık. Bu projelerde işbirliği kuruluşlarımızla, firmalarımıza ortak vizyon oluşturup, üyeleri olan firmaların sorunlarına terzi işi çözümler üretiyoruz" dedi.

KOBİ'lerin pazarlara girişini sağlayacak 1900 başvuruyu sonuçlandırdık
Çağlayan, KOBİ'lerin uluslararası teknik mevzuata uyum sağlayabilmeleri için almaları gereken çevre, kalite ve insan sağlığına yönelik belgelendirme maliyetlerini desteklediklerini kaydetti.
Bu destek mekanizmasındaki amaçlarının uluslararası pazarlara girişte tarife dışı engellerle karşılaşan KOBİ'lerin diğer ülke pazarlarına girişini kolaylaştıracak ve sağlayacak belgelendirme harcamalarını desteklediklerini anlattı.
Çağlayan, bu kapsamda 2012'de KOBİ'lerin pazarlara girişini sağlayacak 1900 belge ve analiz destek başvurusunu sonuçlandırarak toplam 15,5 milyon lira ödeme yaptıklarını kaydetti. Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği kapsamında henüz yurt dışına açılmamış veya pazar paylarını artırmak isteyen KOBİ'lerin yapacakları pazar araştırmalarını, satın alacakları raporlarını ve üye olacakları e-Ticaret sitelerine ilişkin masraflarını desteklediklerine vurgu yapan Çağlayan, şunları kaydetti:
"KOBİ'lerin bireysel olarak yararlanacağı destek kalemlerinin yanı sıra üyesi oldukları işbirliği kuruluşları yolu ile yararlanabilecekleri sektörel ticaret heyeti desteğimiz de mevcut. Bu program kapsamında, 2012 yılında toplam 7 milyon lira destek ödemesi yaptık. 22 adet sektörel ticaret heyeti ve 4 adet alım heyeti düzenledik. Bu heyetlere ilişkin 15 adet başvuruyu sonuçlandırarak 834 bin lira tutarında ödeme yaptık.
Yine bu kapsamda, şirket satın almaya yönelik danışmanlık desteği veriyoruz. Burada da 15 ön onay verdik. Ağırlıklı olarak nükleer tıp, savunma sanayi, ilaç gibi katma değeri yüksek sektörleri destekliyoruz. Yapılan toplam ödeme miktarı ise 1,8 milyon lira. Yurt dışı fuarlar, firmalarımızın mütevazı bütçelerle doğrudan tanıtım yapmalarına olanak sağlıyor. Bu nedenle, yurt dışı fuarlara katılım, dış pazarlara açılmanın en uygun ve firmalarımızca en çok tercih edilen yollarından biri."
Çağlayan, bu trendi görerek firmaların fuarlara katılım bedellerini desteklediklerini ifade ederek, "Bunun yanında, belirli sektörlere nakliye desteği veriyoruz. Belirlediğimiz hedef ülkelerde gerçekleştirilen fuarlara, ilave 20 puan destek sağlıyoruz. Firmalarımızın daha gösterişli ve ilgi çekici standlarla fuara katılıp, daha etkin tanıtım yapabilmesi hedefiyle, dünyadaki belli başlı fuarlar arasından Prestijli fuarlar belirledik. Prestijli Fuarlara katılımlarda metre kare sınırlaması olmaksızın, 50 bin dolara kadar destek veriyoruz" diye konuştu.Genç tasarımcılara destek

2012'de tasarım desteği 2,4 milyon liraya ulaştı
Çağlayan, tasarım yarışmalarda dereceye giren 2011'de 3, 2012 yılında ise 13 genç tasarımcıyı yaşam giderlerini de karşılayarak yurt dışı eğitime gönderdiklerini söyledi.
Tasarım Desteği kapsamında, 2012'de ise içerisinde ödenen destek miktarı, 2011'de ödenen 639 bin liraya kıyasla yüzde 280 artarak 2,4 milyon liraya ulaştığını ifade eden Çağlayan, "Tasarım Destek programımızdaki desteklerimizin yanı sıra, bir Turquality etkinliği olan 'Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri' ile tasarımdan üretime dönüşmüş, piyasa sürülmüş ürünleri taçlandırıyor, bu ürünleri tasarlayan tasarımcılarımızın marifetlerine iltifat etmiş oluyoruz. Bu seneki ödül töreninde başvuruda bulunan 439 ürün ve projeden 90 adedine İyi Tasarım, 14 adedine Üstün Tasarım, 2 adedine de Kavramsal Tasarım Ödülü verdik" diye konuştu.

Turquality programının temel hedefi Türk markaları oluşturmaktır
Çağlayan, Türk markalarının, uluslararası markalar haline gelme sürecini hızlandırmak için ortaya koydukları Turquality programının temel hedefinin, lokomotif işlevi görecek küresel Türk markaları oluşturmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu hedefe doğru ilerlerken geçmemiz gereken 2 aşama var. İlki, şirketlerimizin marka gücünü artırmak ve kurumsal altyapılarını geliştirmek. Diğeri ise, Türkiye'de marka bilinci ve farkındalığı yaratmak.Turquality programı kapsamında, firmaların, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım ve marka tesciline ilişkin harcamaları, çevre ve kalite belgesi alımına ilişkin giderlerini, moda, endüstriyel ürün tasarımcısı, aşçı ve şef istihdamına ilişkin giderlerini, tanıtım, reklam ve pazarlama faaliyetleri, yurt dışı birimlere ilişkin kira ve temel kurulum giderlerini, danışmanlık giderleri, bilişim ve bilgi yönetimi alanına yönelik harcamalarını destekliyoruz. İlk 5 yılın sonunda desteklediğimiz markaları performans denetimine tabi tutup, performans düzeyi istenilen seviyenin üstündeki markalara ilave 5 yıl daha destek veriyoruz.
MARKA programımız ise, esas itibariyle firmalarımızı Turquality'ye hazırlayan bir süreç. MARKA programında, Turquality ile aynı başlıklarda destek veriyoruz, ancak destek kalemlerinde üst limit bulunmakta, destek süresi ise 4 yıl ile sınırlı. 2012'de 8'i Turquality, 11'i ise Marka Destek Programı'na olmak üzere 19 yeni markayı daha destek kapsamına aldık. Bu kapsamda, ilk 5 yıllık destek dönemini başarıyla tamamlayan 38 markanın destek süresini de 5 yıl daha uzattık."

Türk marklarının yurt dışındaki bilinirlikleri artırıyor
Çağlayan, markalaşma, satılan ürün veya hizmetin katma değerini artırmada en etkili yöntemlerden birisi olduğunu vurgulayarak, "Bizim 2012 yılında ihracatımızın kilo değeri yaklaşık 1,58 dolar. Turquality kapsamında desteklediğimiz firmalarda ise bu rakam yaklaşık 2,2 dolara çıkıyor. Yani Turquality firmalarımız, ülke ortalamamızın üzerinde bir ihraç kilo fiyatını yakalamış durumda" dedi.
Markalaşma faaliyetleri için firmalara 2012'de sağladıkları mali desteğin toplam 135,3 milyon lira olduğunu dile getiren Çağlayan, bunun 2011'e göre yüzde 63 oranında bir artış anlamına geldiğini söyledi.
Çağlayan, Turquality programı kapsamında düzenledikleri "Vizyon Seminerleri"nin altıncısını 10 Mayıs 2012'de gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Seminerimizin konuğu, Coca-Cola Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Muhtar Kent, 'İnovasyon ve Sosyal Sorumluluk', temalı bir konuşma yaparak, global pazarlarda sürdürülebilir başarının sırlarını tecrübesiyle harmanlayarak Türk markalarına aktardı. Gururla görüyoruz ki, Turquality programı kapsamında bulunan markalar, desteğin verdiği itici güçle yurt dışında büyük ataklar yapıyor, marka bilinirliklerini artırıyor. Almanya, Rusya, İngiltere, ABD, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika, Uzak Doğu ve Orta Doğu;da ihracatlarında yüzde 100'ün üzerinde artış gösteren firmalarımız mevcut" şeklinde konuştu.

Turquality programı, firmalara 5 yıllık markalaşma haritası sunuyor
Çağlayan, marka bilinirliği konusunda ise şunları söyledi:
"Bugün Colin's, Rusya'da kot pantolonun diğer adı noktasına gelmiş durumda. Ülker'in, Pınar'ın Körfez ülkelerinde, Arap yarımadasında marka bilinirlikleri çok yüksek. Vitra İngiltere'de, Vesbo Vietnam'da kendi sektörleri itibariyle en çok bilinen markalar arasında. Beko İngiltere'de çok iyi bilinen bir markamız ve kendi ürün gruplarında pazar lideri veya ikincisi durumunda. Efes, Vestel, Rusya ve diğer Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde çok bilinen ve pazar payları yüksek olan markalarımız. Bu örnekleri artırmak mümkün."
Turquality programının sunduğu en önemli desteklerden bir tanesinin detaylı analiz çalışması sonucunda, firmanın gelecek 5 yıllık markalaşma Gelişim Yol Haritasını ortaya koymak için yürütülen 6-8 haftalık danışmanlık çalışması olduğunu anlatan Çağlayan, "Önceden tek bir danışman firma tarafından yapılan bu çalışmaları, geldiğimiz aşama ve olgunluk itibariyle birden fazla danışman firmaya açtık" dedi.En fazla potansiyel bilişimde
Döviz kazandırıcı hizmetler
Çağlayan, Bakanlık olarak, 2012'de Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Tebliği uygulamaya koyduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu Tebliğ, ülkemizin hizmet sektörüne yönelik ilk devlet yardımları programı. Tebliğ kapsamında sağlanan destek unsurlarını incelediğimizde, hizmet sektörlerimizin yurt dışında tanıtılmasına ve kuruluşlarımızın yurt dışı pazarlara girişlerinin kolaylaştırılmasına yönelik destekleri kapsadığını görüyoruz. Bu çerçevede, kuruluşlarımıza Pazara Giriş Destekleri, Yurt Dışı Tanıtım Destekleri, Yurt Dışı Birim Desteği, Belgelendirme Desteği ve Danışmanlık Desteği ile Ticaret ve Alım Heyeti Destekleri sağlıyoruz.
Söz konusu desteklerin yanı sıra, sağlık kuruluşlarımıza yönelik Hasta Yol Desteği, yazılım şirketlerimize yönelik Bilgisayar Oyun ve Uygulama Destekleri ile film sektörüne yönelik Reklam Desteğimiz de var. Ayrıca teknokentlerimizin yurt dışında açacakları her bir bilişim merkezinin veya irtibat ofisinin kira ve personel giderlerini de destekliyoruz. Bunlar ülkemizde ve dünyada benzeri olmayan destekler."

"60 şirketimizi destek kapsamına aldık"
Çağlayan, tebliğin 2012 Haziran ayının sonunda yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, "Bu nedenle 2012 yılı, tanıtım çalışmalarına ağırlık verdiğimiz ve sektörlerimizin sistemi tanımaya çalıştığı bir yıl oldu. Tebliğ'in yayımlandığı tarihten bugüne kadar işbirliği kuruluşlarımızın organizasyonunda yaklaşık 50 toplantıya iştirak ederek sistemimizi tanıttık. 2013 yılında da tanıtım toplantılarına devam edeceğiz. Başlangıç dönemi olmasına karşın, 6 aylık süre içinde 60 şirketimizi destek kapsamına aldık, 33 şirketimize ise destek ödemesi yaptık" şeklinde konuştu.
Bakan Çağlayan, 2013'de tebliğ kapsamı sektörlerdeki mevcut ihracat rakamlarında ciddi bir artış beklediklerini vurgulayarak, "Desteklerimizin de katkısıyla sağlık turizmi sektöründe 3 milyar dolar gelir elde etmeyi öngörüyor, 2023 yılında ise bu rakamı 20 milyar dolara yükseltmeyi amaçlıyoruz. Eğitim sektöründe 2011 yılında 25.000 olan yabancı öğrenci sayısını 2013 yılında 40.000 yabancı öğrenciye yükseltmeyi, 2023 yılında ise 100.000 öğrenciye ulaşarak 2 milyar dolar gelir elde etmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.

Bilişim sektörü, en fazla potansiyele sahip
Bilişim sektörünün, hizmet ticareti alanında en fazla potansiyele sahip sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Çağlayan, şunları kaydetti:
"Bilişim sektöründe 2013 sonunda 1 milyar dolar ihracat yapmayı ve 2023 yılında bu rakamı 10 milyar dolar düzeyine çıkarmayı hedefliyoruz. Yerli film ve belgesellerimiz açısından da 2013 yılının 250 milyon dolar ihracat ile verimli bir yıl olmasını hedefliyor, 2023 yılında ise bu rakamı 1 milyar dolara yükseltmeyi öngörüyoruz.
Tüm bu hedeflere, sektörümüzün gayreti ve Bakanlığımızın destekleri ile kolayca ulaşılması mümkün. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi bu alanda da kamu ve özel sektör kuruluşlarımızla yakın işbirliğimizi sürdürerek ülkemizin hizmet ihracatı alanında sahip olduğu hedefleri yakalayacağımıza, hatta çok daha ileri noktalara götüreceğimize yürekten inanıyorum."

"Müteahhitlik firmaları tarihi bir rekora imza attı"

Çağlayan, yurt dışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik sektörünün 1972'den bugüne kadar 100 farklı ülkede, toplam 237.4 milyar dolar değerinde 6 bin 969 proje üstlendiğini kaydetti.
Müteahhitlerin bu yıl ilk kez Kolombiya, Papua Yeni Gine, Somali ve Peru gibi ülkelerde proje üstlendiklerini anlatan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki, firmalarımız 2012'de 26.1 milyar dolar değerinde 433 proje üstlenerek, tarihi bir rekora imza attı. Bugün dünyanın en büyük 225 müteahhitlik şirketi arasında 33 Türk firması var. Bu rakamla, 52 firması bulunan Çin'in ardından ikinci sıradayız. Takdir edersiniz ki, teknik müşavirlik hizmetleri müteahhitlik hizmetlerinin çok önemli bir kısmını oluşturuyor. Teknik müşavirlik hizmetlerine yeni bir vizyon kazandırdık ve devlet yardımlarını 25 Haziran 2012'de yeniden düzenledik. Bu düzenlemeyle desteklere başvuru koşullarını sadeleştirdik ve desteklerimizin içeriğini genişlettik."
Çalışmalarının meyvelerini toplamanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Bakan Çağlayan, "Yaptığımız değişiklikler sonrasında, geçen beş aylık kısa sürede, toplam 25 başvuruyu değerlendirerek 1.5 milyon lira ödeme yaptık. Aynı dönemde, Sözleşme, Fizibilite Etüdü ve Nazım Planı destekleri ile 14 altyapı projesinde açılan ihaleleri kazanabilmeleri için şirketlerimize yaklaşık 4.2 milyon dolarlık destek taahhüdünde bulunduk. 2013'te ihale öncesinde destek garantisi verilen proje sayısının en az 30 olması hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Elimizdeki 3 anahtar; tasarım, Ar-Ge ve markalaşma"
Çağlayan, Türkiye'nin 1,58 dolar olan ihraç kilogram fiyatının, mutlaka 3-4 dolar seviyelerine çıkarılması gerektiğini kaydederek, "Bunun için elimizde 3 önemli anahtar var; tasarım, Ar-Ge ve markalaşma. İhracatımızı mutlaka yükte hafif pahada ağır ürünlerle artırmak zorundayız. Amacımız çok açık ve net; 2013'te 160 milyar dolar, 2017'de 250 milyar dolar, 2023'te de 500 milyar dolar ihracat yapmak. Bu hedefe ulaşmak için firmalarımızın bahsettiğim bu 3 anahtarı esas alarak çalışması, bunun için de desteklerimizden maksimum oranda istifade etmesi şart" dedi.Dünya

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209