Habertürk gazetesi yazarı Fehmi Koru bugünkü yazısında, ABD ve Almanya'nın Türkiye'yi dinlemesini açıkça böylemeleri karşısında Ankara'nın sessiz kalmasına anlam veremediğini yazdı. Koru, "İyi de, neden bu terbiyesizliğin” üzerine gitmiyor Türkiye? Neden, neden, neden?" diye sordu.
İşte o yazıdan bir bölüm:
Alman “Focus” Dergisi'nin yaptığı “terbiyesizliği” duydunuz mu?
...
Focus'un haberi son birkaç yıldır yaşadıklarımıza yeniden bakmamıza fırsat sağlıyor.
Peki bu haberin neresi “terbiyesizlik”? Yazıma neden “Focus Dergisi'nin terbiyesizliğini duydunuz mu?” diye başladım?
Şundan: Bir gazetenin Suriye'ye giden TIR'larla ilgili yayını sonrasında kopan “vatana ihanet” eksenli tartışma ve ardından gazete yöneticileri hakkında açılan ceza davaları, bizde “basın özgürlüğü” kavramının ne kadar dar bir alana hapsedildiğini göstermişti. Oysa, işte bir Alman dergisi, ülkesinde görülmekte olan bir davanın “gizli” ayrıntısını, gözünü kırpmadan okurlarıyla paylaşıyor.
Göreceksiniz, dünyada kimse bu haberi “vatan hainliği” ekseninde tartışmayacak, haberi belki yalanlayacaklar, ama dergiye dava açmak akıllardan bile geçmeyecek.
“Terbiyesizlik” yapmak, basın-yayın organlarının, gazeteler, dergiler ve televizyonların görev alanına girer çünkü...
O sebeple, girişteki “terbiyesizlik” sözcüğü kinayedir.
Anlamakta zorlandığım bir nokta daha var: ABD ve Alman istihbarat örgütlerinin Türkiye'yi dinlediği deşifre edileli hayli zaman oldu; bir devletin bir başka egemen devleti gizlice dinlemesi herhalde yenilir yutulur, görmezden ve işitmezden gelinir bir “terbiyesizlik” değil...
İyi de, neden bu “terbiyesizliğin” üzerine gitmiyor Türkiye?
Neden, neden, neden?
Dışişleri Bakanlığı'ndaki o toplantıyı dinleyen örgüt acaba yalnız o toplantıyı mı dinledi, yoksa diğer “gizli” devlet toplantıları, özel görüşmeler de takip altında mıydı?
Bu defa “terbiyesizlik” sözcüğünü kinayeli biçimde kullanmadım.
SİVİL HABER
Güncelleme Tarihi: 08 Temmuz 2015, 13:46